Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İsrail’in saldırılarıyla tırmanan ve İran’la yaşanan gerilimi derinleştiren çatışmalı sürece ilişkin bir tezkere yayımladı. Meclis Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edilen karar, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
TBMM tarafından yayımlanan kararda, İsrail’in uzun yıllardır devam eden uluslararası hukuka aykırı ve soykırım niteliğindeki politikalarının tüm dünya için tehdit oluşturduğu ifade edildi. Kararda, Gazze’de yaşanan katliamların ardından İran’a yönelik saldırıların, İsrail yönetiminin bölgede kapsamlı bir çatışma stratejisi izlediğini açık biçimde ortaya koyduğu vurgulandı.
Filistin halkının yıllardır süren işgal, ayrımcılık ve baskının yanı sıra artık açlık ve soykırımla da mücadele ettiğine dikkat çekilen açıklamada, İsrail ordusunun yardım bekleyen sivilleri hedef almasının, insanlığa karşı suçlar kategorisinde değerlendirildiği belirtildi.
İsrail’in İran’a yönelik saldırısının, sadece ikili bir gerilim değil, bölge barışını doğrudan tehdit eden ve nükleer müzakere süreçlerini de baltalayan provokatif bir hamle olduğu ifade edilen kararda, İsrail’in bu adımla geniş çaplı bir savaşın baş aktörü haline geldiği savunuldu.
Meclis kararında ayrıca, İsrail’in Filistin dışında Suriye, Lübnan ve Yemen’de yürüttüğü saldırıların da Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma politikasının bir parçası olduğu belirtildi. TBMM, bu süreçte savaş mağduru tüm sivillerin yanında olduğunu ve İsrail’in saldırganlığına karşı durduğunu bildirdi.
Netanyahu ve bazı kabine üyeleri hakkında uluslararası ve yerel yargı mercilerinde süren davaların, söz konusu yönetimi uluslararası kamuoyu nezdinde soykırımcı olarak kayda geçireceği kaydedildi. Açıklamada, İsrail’in politikalarının sadece bölge halklarınca değil, destekçileriyle birlikte küresel ölçekte mahkum edildiği vurgulandı.
Son olarak TBMM, barış odaklı diplomatik çabalara kararlılıkla devam edilmesi gerektiğini duyurdu. Açıklamada uluslararası toplumdan da İsrail’e karşı net ve ilkeli bir tutum alınması beklendiğini yazdı. Kararda, kalıcı ve hakkaniyetli bir barışın sağlanması için Türkiye’nin çabalarının süreceği açıkça ifade edildi.