Ticaret ve Sanayi Odaları tarafından uygulanan işlem tarifeleri, işletme sahipleri tarafından giderek artan bir tepkiyle karşılanıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Muhasebe ve Finans Danışmanı Bünyamin Akgöz, işletmelerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.
İşletmelerin ekonomik açıdan zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Akgöz, özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) bu durumu daha derinden hissettiğini vurguladı. İş hayatına yeni atılmak isteyen girişimcilerin karşılaştığı maliyet yükünün, birçok kişinin iş kurma hayallerini başlamadan sona erdirdiğini ifade eden Akgöz, şunları söyledi;
“Ülke olarak ekonomik anlamda zor zamanlardan geçiyoruz. Üretim ve istihdamın bel kemiğini oluşturan KOBİ’ler bu süreci en ağır şekilde yaşıyor. Ekonomik daralmanın ve sıkı para politikalarının hakim olduğu bir dönemde girişimciler daha işini kurmadan, Ticaret Siciline kayıt olmak isterken astronomik kayıt ücretleri, oda aidatları, tescil ve ilan harçları ile noter harçları gibi ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalıyor.”
Mevcut işletmesini büyütmek ve şubeleşmek isteyen firmaların da benzer maliyet baskısıyla mücadele ettiğini dile getiren Akgöz, bazı işletmelerin yalnızca ticaret sicil harcı için 20.000 TL ile 50.000 TL arasında ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
Ticaret ve sanayi odaları mesleki teşekküldür!
Peki, Ticaret ve Sanayi odaları bu yüksek ücretler karşılığında ne sunuyor?
Ne yazık ki birçok işveren, bu sorunun net bir yanıtını bilmiyor. Kriz dönemlerinde doğrudan maddi destek, danışmanlık ya da yönlendirici hizmetler genellikle sağlanmıyor.
Oysa bu kurumların temel işlevi; işletmelerin önünü açmak, ticari alanda yol göstermek ve girişimciliği desteklemektir. Ancak mevcut uygulamalar, bu hedeflerin gerisinde kalmaktadır.
Odalar ve borsalar birliğini göreve çağırıyoruz
Akgöz, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bu yüksek maliyetler, girişimciliği teşvik etmek yerine caydırıcı bir unsur haline geliyor. Oda ve sicil işlemleri başta olmak üzere, işverenlerin üzerindeki mali yüklerin yeniden değerlendirilmesi ve daha erişilebilir bir sistemin bir an önce hayata geçirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.”
