Gündem

Topkapı Sarayı’nda Kabe’ye ait 200 yıllık tasvir gün yüzüne çıktı

Müslümanların kıblesi olan Kabe’nin 19. yüzyıla ait tasvirini içeren ve “Mescid-i Haram”ı ayrıntılarıyla resmeden nadide bir tablo, Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı konservasyon atölyelerinde yapılan titiz restorasyon çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor.

Müslümanların kıblesi olan Kabe’nin 19. yüzyıla ait tasvirini içeren ve “Mescid-i Haram”ı ayrıntılarıyla resmeden nadide bir tablo, Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı konservasyon atölyelerinde yapılan titiz restorasyon çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Yaklaşık 200 yıllık bu eser, hem sanat tarihi hem de İslam coğrafyasının kültürel belleği açısından büyük önem taşıyor.

Kabe Yalnızca İbadet Değil, Hafıza Mekânı

Restorasyonun ardından ilk kez sergilenecek olan tablo, Kabe’nin yalnızca bir ibadet merkezi değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi bir hafıza mekânı olduğunu ortaya koyuyor. Milli Saraylar Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu, Topkapı Sarayı’nda yürütülen bu tür çalışmaların, İslam sanatına dair çok katmanlı belgeler sunduğunu ifade etti.

Osmanlı Sarayından Haremeyn’e Uzanan İnce İşçilik

Eserde, Kabe-i Muazzama’nın etrafında yer alan figürlerin hem Anadolu halkı hem de Habeşistan, Somali gibi Afrika bölgelerinden gelen hacı profilleriyle işlendiği belirtiliyor. Tabloda görevli kişilerin fesli ve üniformalı şekilde resmedilmiş olması, Osmanlı’nın Haremeyn üzerindeki idari varlığını da yansıtıyor. Kara Ağalar Taşlığı’nda görev yapan saray mensuplarının bu kutsal bölgelerle doğrudan ilişkisi olduğuna da işaret ediliyor.

Delail-ül Hayrat ve Hilye-i Saadet’le Ortak Hafıza

Tablo, yalnızca mimari bir tasvir değil; aynı zamanda dönemin hac kültürünü, dini duygulanımını ve saray ritüellerini yansıtıyor. Hırka-ı Saadet Dairesi’ndeki arife günü uygulamaları, hükümdarın Kabe’ye yönelerek dualara katılması, Kur’an tilavetinin gerçekleştirildiği mekânlar bu kültürel bağın örneklerinden biri.

Restorasyon Süreci Tamamlanmak Üzere

Farklı yapım teknikleri kullanılan eserde, mikroskobik ve infrared incelemeler yapıldı. Ön ve arka yüzey temizliklerinin ardından sağlamlaştırma ve koruma işlemleri uygulanıyor. Tablonun çerçevesindeki çiçek motifleri özel olarak restore ediliyor. Eserin önümüzdeki 1–1,5 ay içerisinde sanatseverlerle buluşturulması bekleniyor.

Osmanlı’dan Günümüze Kutsal Mirasın Sessiz Tanığı

Daha önce hiç sergilenmemiş bu eşsiz eser, hem Osmanlı’nın hac kültürüne verdiği önemi hem de Kabe’ye duyulan derin manevi bağlılığı yansıtıyor. Eserin Topkapı Sarayı’nda ziyarete açılmasıyla birlikte, İslam dünyasının sanat ve inanç eksenindeki ortak hafızasına ışık tutulması amaçlanıyor.