TÜİK verilerine göre 2025 yılı III. çeyreğinde işsizlik oranı %8,5 olarak kaydedildi. İşsiz sayısı 3 milyon 10 bin kişi olurken, genç nüfusta işsizlik oranı %15,3’e geriledi. İstihdam edilenlerin sayısı 32,5 milyon kişiye ulaşırken, işgücüne katılma oranı %53,5 seviyesinde gerçekleşti. Kadın ve erkekler arasındaki fark ise hâlâ dikkat çekici; erkeklerin istihdam ve işgücüne katılım oranları kadınlardan çok daha yüksek seviyede.
İŞSİZLİK ORANI DEĞİŞMEDİ, GENÇLERDE DÜŞÜŞ VAR
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre, 15 ve üzeri yaştaki işsiz sayısı 3 milyon 10 bin olarak kaydedildi. Bir önceki çeyreğe göre 26 bin kişi azalan işsiz sayısı, işsizlik oranının %8,5 seviyesinde sabit kalmasına yol açtı. Erkeklerde işsizlik %7,0 iken, kadınlarda %11,2 seviyesinde gerçekleşti.
Genç nüfusta ise durum biraz farklı. 15-24 yaş grubunda işsizlik bir önceki çeyreğe göre 0,5 puan düşerek %15,3’e indi. Bu yaş grubunda erkeklerin işsizlik oranı %11,7, kadınların ise %21,8 olarak tahmin edildi. Genç işsizliğindeki düşüş, eğitim ve istihdam politikalarının etkisiyle yorumlanabilir.
KADINLAR VE ERKEKLER ARASINDA FARK BÜYÜK
İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 558 bin kişi ile bir önceki çeyreğe göre 65 bin kişi artış gösterdi. İstihdam oranı ise değişmeyerek %49,0 seviyesinde kaldı. Erkeklerde istihdam oranı %66,2 iken, kadınlarda %32,1 olarak gerçekleşti. Bu durum, kadın istihdamının hâlâ erkeklerin gerisinde kaldığını gösteriyor.
Haftalık ortalama fiili çalışma süresi ise 42,5 saat ile önceki çeyreğe göre 0,4 saat artış gösterdi. Çalışanlar iş başında daha fazla zaman geçiriyor.
İŞGÜCÜNE KATILIM YAVAŞ SEYREDİYOR
2025 yılı III. çeyreğinde işgücü 35 milyon 568 bin kişi olarak kaydedildi, bir önceki çeyreğe göre 39 bin kişi artış gösterdi. İşgücüne katılma oranı ise 0,1 puan düşüşle %53,5 seviyesinde gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı %71,2, kadınlarda ise %36,2 olarak kaydedildi.
Veriler, işgücüne katılımın özellikle kadınlar açısından hâlâ düşük seviyelerde seyrettiğini ortaya koyuyor.
SEKTÖR BAZLI İSTİHDAM: HİZMET SEKTÖRÜ ÖNE ÇIKIYOR
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı sektör bazında değişim gösterdi. Tarımda 13 bin, inşaatta 40 bin, hizmet sektöründe 159 bin kişi artarken, sanayide 147 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin sektör dağılımı şöyle:
Tarım: %14,0
Sanayi: %19,8
İnşaat: %7,0
Hizmet: %59,3
Hizmet sektöründeki büyüme, ekonomik dönüşüm ve istihdamın hizmet odaklı hale gelmesini işaret ediyor.
ATIL İŞGÜCÜ ORANI DÜŞÜŞTE
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı, bir önceki çeyreğe göre 2,6 puanlık düşüşle %29,4 olarak gerçekleşti. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %18,9, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı ise %20,3 olarak kaydedildi.
Bu durum işgücü piyasasında hafif bir toparlanmanın işaretlerini veriyor.
VERİLER BİZE NE ANLATIYOR?
2025 yılı III. çeyreğine ait işgücü verileri, Türkiye’de işgücü piyasasının genel durumunu ve bazı temel sorunları net bir şekilde ortaya koyuyor. İşsizlik oranı %8,5 seviyesinde. Genç işsizlik oranının %15,3’e gerilemiş olması, gençlerin iş bulma konusunda bir nebze daha şanslı olduklarını, eğitim ve istihdam politikalarının etkili olmaya başladığını gösteriyor. Ancak genç kadınlarda işsizlik oranının hâlâ yüksek olması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sürdüğünü ve kadınların işgücüne katılımının artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.
İstihdam oranı %49 seviyesinde sabit kalırken, kadınların işgücüne katılımı ve istihdam oranı erkeklere göre hâlâ oldukça düşük. Bu durum ekonomide kadınların yeterince temsil edilmediğini ve kadın istihdamını artıracak politikaların önemini bir kez daha hatırlatıyor. Erkeklerdeki yüksek istihdam ve işgücüne katılım oranı ise iş piyasasının erkekler açısından daha rahat olduğunu gösteriyor.
Sektör bazında bakıldığında ise bazı önemli değişimler öne çıkıyor. Hizmet sektörü istihdamdaki payını artırırken, sanayide çalışan sayısının azalması dikkat çekiyor. Bu durum ekonominin giderek hizmet odaklı hâle geldiğini ve sanayi alanındaki işlerin azalmakta olduğunu gösteriyor. Tarım ve inşaat sektöründeki değişimler ise daha sınırlı kalmış, istihdam artışı daha çok hizmet sektöründe yoğunlaşmış.
Atıl işgücü oranındaki düşüş, işgücü piyasasında hafif bir toparlanmanın işaretlerini veriyor. Zamana bağlı eksik istihdam ve potansiyel işgücü oranlarının yüksek olması, hâlâ iş arayan ama tam olarak istihdama dahil olamayan çok sayıda kişinin bulunduğunu gösteriyor. Bu da iş bulma sürecinin kolaylaşmadığını ve işgücü piyasasında hâlâ çözülmesi gereken sorunlar olduğunu ortaya koyuyor.
Veriler bize hem umut veren hem de hâlâ çözülmesi gereken açık sorunları gösteriyor. İşsizlikte büyük sıçramalar olmasa da işgücüne katılım ve sektör dengeleri, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından kritik önemde.