Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 2018’den bu yana yürüttüğü Gazetecilik ve İfade Özgürlüğü Davaları İzleme Programı kapsamında hazırladığı 2024–2025 adli yılı raporunu açıkladı. Rapora göre, 1 Eylül 2024 – 31 Ağustos 2025 tarihleri arasında Türkiye’nin farklı illerinde toplam 275 dava, 430 duruşma izlendi ve 1.696 kişi yargılandı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE ADLİ TABLO BELLİ OLDU
Rapor, ifade özgürlüğü davalarında aktivistler, gazeteciler, öğrenciler, avukatlar, sanatçılar ve siyasetçilerin hâlâ yargılandığını ortaya koydu. Davaların yarısından fazlası aktivistleri kapsarken diğer davalar gazeteciler, öğrenciler ve STK temsilcilerine yönelik. Özellikle protesto hakkının kriminalize edilmesi dikkat çekti.

Davaların dağılımına bakıldığında İstanbul başı çekerken, Diyarbakır ve Ankara da önemli merkezler arasında. İzmir, Tunceli, Batman, Mersin, Antalya ve Gaziantep ise daha düşük oranlarda yer aldı.
YARGILAMALARIN NİTELİĞİ VE SUÇLAMALAR NELER
Yargılamaların çoğunluğu asliye ceza mahkemelerinde yürütülürken, neredeyse yarısı ağır ceza mahkemelerinde gerçekleşti. En yaygın suçlamalar “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” olarak öne çıktı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında açılan davalar ise barışçıl eylemlere katılan aktivistleri ve gazetecileri hedef aldı.

Raporda sansür yasasının gazetecilere yönelik kullanımı da detaylı şekilde ele alındı. Örneğin MİT raporuna ilişkin haberler yapan Tolga Şardan ve “dönüşüm terapisi sırasında cinsel taciz” başlıklı haberi nedeniyle yargılanan Can Öztürk’ün dosyaları örnek gösterildi.
TERÖRLE MÜCADELE KANUNU KAPSAMINDA DAVALAR
İzlenen davaların yüzde 52’si TMK kapsamında açılmış durumda. 102 davanın 56’sı gazetecilere yönelik. En sık yöneltilen suçlamalar silahlı örgüt üyeliği ve propaganda. Bazı gazeteciler ise “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” gibi suçlamalarla yargılandı.
Raporda, 17 ve 24 Ocak 2025’te gerçekleştirilen operasyonlarda yedi gazetecinin gözaltına alınması ve tutuklanması da geniş yer buldu. Tutuklamalarda SGK kayıtları, telefon görüşmeleri ve haber takibi delil olarak gösterildi.

TUTUKLAMALARDA REKOR ARTIŞ
Raporda en çarpıcı bulgu, tutuklu yargılamalardaki keskin artış oldu. Geçen yıl 10 kişi tutuklanırken, bu yıl bu sayı 66’ya yükseldi; yani yüzde 560 artış var. En çok TMK kapsamında, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve 2911 sayılı Kanun kapsamında tutuklamalar görülüyor.
Gazeteciler, aktivistler ve hukukçular için bu durum yeni bir baskı göstergesi olarak değerlendiriliyor. Rapor ayrıca adil yargılama hakkı ve gazetecilik faaliyetlerinin korunması konusundaki eksiklikleri de ortaya koyuyor.
RAPOR NEYİ ORTAYA KOYUYOR?
MLSA’nın raporu, Türkiye’de ifade özgürlüğü davalarının halen toplumun farklı kesimlerini ilgilendiren bir konu olduğunu gösteriyor. Aktivistler, gazeteciler ve sanatçılar haklarını kullanırken karşılaştıkları yargı süreçleriyle raporda öne çıkıyor.
Tutuklamalardaki artış, adli süreçlerin daha sıkı ve dikkatli bir şekilde yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Protesto hakkına dair davalar ve gazetecilerin haber takibi nedeniyle yargılanmaları, ifade özgürlüğünün günlük yaşamda ne kadar hassas bir alan olduğunu gözler önüne seriyor.
Raporda öne çıkan TMK ve 2911 sayılı Kanun kapsamındaki davalar baskının sadece bireylerle sınırlı olmadığını, toplumsal olarak da etkili olabileceğini hatırlatıyor.
Veriler bize, ifade özgürlüğü alanında nelerin önem kazandığını, hangi noktaların dikkatle takip edilmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.




