Ankara’da düzenlenen “Hava Savunma ve Füze Sistemleri İmza Töreni”nde Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Türkiye’nin önde gelen savunma sanayii firmaları arasında toplam 6,5 milyar dolarlık sözleşmeler imzalandı. Törene SSB Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Başkan Yardımcısı Hüseyin Avşar, ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ve TSK üst düzey temsilcileri katıldı. Görgün, anlaşmaların Çelik Kubbe’nin stratejik önemini artıracağını ve Türkiye’yi çok katmanlı hava savunmasında daha güçlü bir konuma taşıyacağını ifade etti.
ÇELİK KUBBE'DE YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM DÖNEMİ
Prof. Dr. Haluk Görgün, projelerin yalnızca tedarik amacı taşımadığını, aynı zamanda yerlileştirme ve geliştirme açısından kritik önem taşıdığını vurguladı. Yüksek irtifa hava savunma sistemlerinden radar ve sensör ağlarına, füzelerin savaş başlıklarından komuta-kontrol yazılımlarına kadar her bileşenin stratejik güvenlik açısından kritik olduğunu belirten Görgün, “Bu sözleşmelerle Çelik Kubbe’nin tamamını yerli ve millî imkânlarla ileri bir seviyeye taşıyoruz” dedi.
SSB Başkan Yardımcısı Hüseyin Avşar, Türkiye’nin hava savunma projelerinde elde ettiği ivmeyi işaret ederek karar süreçlerinin hızlanması sayesinde sistemlerin daha kısa sürede sahaya sürüldüğünü ifade etti. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol radar ve elektro-optik kabiliyetlerin artırılacağını, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ise hem savunma hem de taarruz füzelerinde kapsamlı modernizasyon ve yeni ürün geliştirme döneminin başladığını açıkladı.
HAVA SAVUNMASINDA KATMANLI YAPI GÜÇLENİYOR
Çelik Kubbe kapsamındaki yatırımlar, Türkiye’nin uzun süredir hedeflediği çok katmanlı hava savunma yapısını pekiştiriyor. Yeni sözleşmelerle alçaktan yüksek irtifaya kadar tüm savunma katmanlarının birlikte çalıştığı entegre mimari geliştirilecek. Radar ve sensör ağlarının genişletilmesi, füze takip algoritmalarının yenilenmesi, veri füzyonu altyapısının modernize edilmesi ve komuta-kontrol merkezlerinin güçlendirilmesi sayesinde Türkiye’nin hava sahasına yönelik tehditlere reaksiyon süresi kısalacak, müdahale etkinliği artacak. Ayrıca yeni nesil füze projelerinin başlatılması, mevcut mühimmatların menzil ve isabet kabiliyetlerinin yükseltilmesi ile farklı platformlara entegrasyon çalışmaları, TSK’nın caydırıcı gücünü bölgesel düzeyde artıracak. Savunma sanayii kaynakları, sözleşmelerin aynı zamanda ihracat potansiyeli yüksek ürünler üreteceğini ve Türkiye’nin hava savunma alanındaki küresel rekabet gücünü belirgin şekilde yükselteceğini belirtiyor.