Türkmenistan, dünyanın en büyük doğal gaz rezervlerine sahip dördüncü ülkesi olmasına rağmen, ham gazını ihraç etmekte uzun yıllardır karşılaştığı altyapı ve lojistik sorunları çözebilmiş değil. Son yıllarda bu açığı kapatmak amacıyla tesis edilen gaz takas (swap) anlaşmaları, bölge için umut vadediyordu. Ancak İsrail ile İran arasındaki gerilim, bu umutları gölgede bırakmakla tehdit ediyor.
2024 yılı sonlarında Aşkabat, Irak’a yıllık 10 milyar metreküp gaz sevkiyatı için anlaşma yaptı. Bu anlaşma doğrudan boru hattı olmaması nedeniyle İran’ın devreye girmesiyle mümkün hale gelmişti: Türkmenistan, İran’a gaz verecek, İran da eşdeğer miktarı Irak’a iletecekti. Ancak şu anda hem iç bakım çalışmaları hem de İran-İsrail çatışması nedeniyle projede ciddi aksaklıklar yaşanıyor.
Bu swap mekanizması aynı zamanda Türkiye’ye yönelik takasları da kapsıyor. Geçen yıl imzalanan anlaşma ile Türkmenistan’dan Türkiye’ye 1–2 milyar metreküp gaz akışı planlanmıştı. Altyapının büyük kısmı İran üzerinden ilerliyor. Ne var ki İsrail’in İran enerji tesislerine düzenlediği saldırılar, hem İran’ın teknik kapasitesini hem de ödeme dengelerini olumsuz etkileyebilir.
Uzmana göre, “İran’daki savaş telaşı, altyapı bakımını erteleyebilir; İran’ın ekonomik dengesi sarsılırsa swap planları sekteye uğrar.”
Türkmenistan, Çin’e aktardığı yılda yaklaşık 35 milyar metreküp gazla büyük oranda Çin’e bağlanmış durumda. Ancak bu anlaşmalarla yıkıcı etki alanını daraltmak istiyor. Irak ve Türkiye ile olan takas anlaşmaları hayata geçseydi, ihracatında önemli ölçüde çeşitlilik sağlamış olacaktı. İran ise buna karşılık kuzey bölgelerine gaz sağlayarak takasta kritik bir rol oynuyordu.
İsrail ile İran arasında tırmanın gerilim, doğrudan enerji altyapılarına yöneldiği sürece Türkmenistan’ın gaz ihracat hedeflerini gerçekleştirmesini erteleyebilir. Bu durum, sadece devasa kaynaklara sahip Orta Asya ülkesinin değil, bölgenin enerji güvenliği ve ekonomik çeşitlendirme stratejisinin de hayati sınavıdır.