Türk'üm demek suç mu oldu yoksa!

Son zamanlarda bazı çevreler, ısrarla ve bilinçli bir şekilde “Türkiyelilik” gibi kavramları öne çıkarıyor…
Gelinen noktada ise insanlar, ne yazık ki “Türk’üm” demekten çekinir duruma getirilmeye çalışılıyor…

Öyle bir kavram kargaşası yarattılar ki…
Türklük artık neredeyse faşizmle eşdeğer tutuluyor…
Oysa bu söylemin, hem hukuki hem de tarihi açıdan büyük bir yanılgı olduğunu anlamıyorlar…

Bakınız… Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesi açık ve nettir:
“Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”
Bu hüküm, Türklüğün etnik bir kimlik değil, bir hukuki aidiyet ve milli kimlik olduğunu gösterir… Yani bu ülkede vatandaş olan herkes, kökeni ne olursa olsun, Anayasal olarak Türk’tür…
Bu gerçeği kimse göz ardı edemez…

Cumhuriyet’in kurucu kadroları, bu Devletin temelini atarken “Türk” kavramını sadece bir etnik kimlik olarak değil, bu topraklarda ortak bir kaderi paylaşan herkesin üst kimliği olarak tanımlamıştır… Osmanlı’nın çok milletli yapısından sonra Cumhuriyet, vatandaşlık bağını esas alan bir millet anlayışı oluşturmuştur…

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesi, milletin adını Türk olarak belirlemiştir… Bu kavram, tarihsel sürekliliği olan, Anayasa ile güvence altına alınmış bir kimliktir…
Bu kimliği sulandırmaya yönelik kavramlar, hem toplumsal birliğimiz hem de Devletin kurucu felsefesi açısından sorunludur…

Ayrıca unutulmamalıdır ki… Türklük bir üstünlük iddiası değildir…
Bir millete aidiyetin, bir kültürel ve tarihi ortaklığın adıdır…
Bu ülkenin vatandaşı olan herkes, “Ben Türk’üm” demekten çekinmemeli…
Çünkü bu bir ayrıcalık değil, Anayasa’nın tanıdığı bir kimliktir…

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın dediği gibi:
“Türkiyeli diye bir ırk yoktur… Türk vardır… Bu Türkler de Türkçe konuşurlar… Bu kadar basittir.”
Ve devam ediyor:
“Coğrafyayla kimlik edinilmez… Türkiye bir memleketin adıdır… Türkler’in ülkesi demektir.”

Unutmayalım…
“Türk’üm” demek; bu ülkenin hafızası, temeli ve geleceğidir…

Vesselam…