Orta Asya’da artık sıradan bir çevre sorunu olarak görülmeyen iklim riski, bölgenin enerji, su güvencesi ve sosyal istikrarını doğrudan tehdit ediyor. Uzmanlar, buzulların hızla eridiğini, yaz kuraklıklarının şiddetlendiğini ve bu durumun milyonlarca insanı etkilediğini belirtiyor .
Glasiyerler hızla kayboluyor, su döngüsü bozuluyor
Özbek çevre derneği Suvchi’nin başkanı Tohir Majitov, Fedçenko Buzulu’nun son 35 yıl içinde hacminin %40’tan fazla eridiğini ve Kırgızya’daki buzulların da benzer bir kayıp yaşadığını açıkladı. Majitov bunun, hem içme suyu teminini hem de tarımsal sulama düzenini bozduğuna dikkat çekti.
Tarım ve.hidroelektrik arasında kriz büyüyor
Majitov’a göre, Sovyet sonrası dönemde sulanan araziler neredeyse iki katına çıkarıldı: 1991’de 6 milyon hektar olan alan, bugün 10 milyon hektarı aştı. Bu, daha fazla su talebi yaratırken, hidroelektrik tesislerinin enerji üretimiyle yaz aylarında çakışıyor. Uzmanlar, yaz-kış su yönetimi konusunda kurumsal bir ortaklığın zorunlu olduğunu savunuyor.
Aşırı sıcaklar “anormallik” olmaktan çıkıyor
2025 Mart ayında yaşanan sıcaklık dalgasında, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da sıcaklıklar 5–10°C artarak 30°C’ye yaklaştı. Bu durum bilim insanları tarafından “iklim krizinin doğrudan yansıması” olarak değerlendirildi .
Tarım verimi ve gıda güvenliği alarm veriyor
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre, 2050’ye kadar Orta Asya’da tarımsal verim %20–40 oranında düşebilir. Nüfus artışı ile birlikte tarımsal üretim kapasitesinin daha da düşmesi, uzun vadede gıda maliyetlerini hızla yükseltebilir .
Uzun dönem çözüm önerileri
Majitov, bölgesel düzeyde "Aral Denizi Komitesi" kurulmasını; erken uyarı sistemleriyle kuraklık ve taşkınlara karşı hazırlık yapılmasını öneriyor. Ayrıca BM ve UNDP gibi kuruluşların desteklediği altyapı ve toplumsal dönüşüm programlarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor .
Türk dünyası için stratejik boyut
Bu iklim krizi, Türk Dünyası’nın ortak kırsal kalkınma, su yönetimi ve enerji politikaları geliştirme ihtiyacını somutlaştırıyor. TÜRKPA gibi mekanizmalar aracılığıyla su diplomasi, tarım stratejisi ve enerji koordinasyonuyla bölgenin sürdürülebilirliği sağlanabilir.