Ankara'da bulunan 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde Kurban Bayramı, geçmişin sıcak anılarına duyulan özlemle geçiyor. Huzurevinde kalan yaşlılar, bayram sabahını birbirleriyle bayramlaşarak karşılarken, bazıları da yakınlarının ziyaretleriyle duygusal anlar yaşadı. Gözlerinde geçmişin izlerini taşıyan huzurevi sakinleri, çocukluklarında yaşadıkları bayramların samimiyetini ve coşkusunu özlemle andıklarını dile getiriyor.
Huzurevinde bir yıldır kalan emekli öğretmen Gönül Şimşek, düzenlenen bayram programında arkadaşlarıyla bayramlaştıklarını ve uzaktaki akrabalarıyla telefon üzerinden görüştüklerini anlattı. Şimşek, çocuklarının sık sık kendisini ziyaret ettiğini belirterek, bayramın manevi değerinin huzurevinde de hissedildiğini ifade etti.
Beş yıldır huzurevinde yaşayan Cemil Gürkan ise buradaki ortamı bir aile yuvası olarak tanımladı. Yedi çocuğu olduğunu belirten Gürkan, onlarla geçmişte güzel bayramlar geçirdiğini ancak huzurevinde de dostlarıyla anlamlı ve huzurlu bayramlar yaşadığını söyledi. Gürkan’ın ifadeleri, huzurevinde kurulan dostlukların önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Huzurevinin en yaşlı sakinlerinden olan, orman yüksek mühendisliğinden emekli 106 yaşındaki Halil İbrahim Gökoğlu da bayramda duyduğu mutluluğu dile getirdi. Gökoğlu, geçmişteki bayramları anlatırken İstanbul’daki Sultanahmet ve Kadırga sokaklarında eşek ve at sırtında dolaştıklarını, bisikletle gezerken çocukça sevinçler yaşadıklarını hatırlattı. Gençlik Parkı’nda dönme dolaba binmenin bayramın en güzel anılarından biri olduğunu ifade eden Gökoğlu, o günleri büyük bir özlemle andığını belirterek, “Keşke o günlere geri dönebilsek” dedi.
Gökoğlu, özellikle gençlere yönelik yaptığı çağrıda, bayramlarda büyükleri ziyaret etmenin manevi bir sorumluluk olduğunu vurguladı. “Büyükler çocuklarından birkaç kelime de olsa ilgi bekler. Bu ilgi onları hayata bağlar. Eğer tatile gidilecekse büyükler de götürülmeli. Onlar sadece balkon sefası yapsa bile, yalnız olmadıklarını bilmek isterler” diyerek, yaşlıların yalnız bırakılmaması gerektiğini dile getirdi.
Bir yıldır huzurevinde kalan Emel Çetin ise bayram coşkusunun esas olarak çocuklukta yaşandığını, yaş ilerledikçe bu duygunun azaldığını söyledi. Çetin, bayramlarda aile büyüklerini ziyaret etmek yerine tatile gitmeyi tercih edenlere tepki göstererek, “365 günde sadece iki dini bayramımız var. Anneler, babalar, dedeler bu özel günlerde ziyaret bekliyor. Bayramlaşmadan tatile gitmenin hiçbir anlamı yok” değerlendirmesinde bulundu.
Emekli öğretmen Nurten Ünal ise ailesinin kendisini bayramda ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sekiz yıldır huzurevinde kalan Ünal, burada geçirdiği günlerin dolu dolu geçtiğini ve bu ortamda mutlu olduğunu belirtti. Huzurevinde kalan annesini bayramda ailesiyle birlikte ziyaret eden Ünver Ünal da annesini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını vurguladı. Huzurevindeki yaşlıların yaşam kalitesinin yüksek olduğunu ifade eden Ünal, yaşlı bakım merkezlerinin yanlış anlaşıldığını, ancak bu kurumların yaşlıların sosyal bağlarını koruması açısından önemli bir rol üstlendiğini söyledi.
Ankara’daki huzurevi sakinleri, Kurban Bayramı’nı geçmişe özlemle ve mevcut koşullarda en anlamlı şekilde yaşamaya çalışıyor. Bayramın manevi değerini koruyan bu özel günde, huzurevindeki yaşlılar için bir tebessüm, bir ziyaret ya da bir telefon görüşmesi dahi büyük anlam taşıyor. Ailelerin bu özel günlerde büyüklerine sahip çıkmaları, yaşlıların hayatlarına dokunan en kıymetli bayram hediyesi oluyor.