Munzur Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Polat, depremin konumu itibarıyla Yedisu segmentine yakın olduğuna dikkat çekerek, “Bu fay kırıldığı takdirde yaklaşık altı il ciddi şekilde etkilenebilir” uyarısında bulundu.
Uzmanlara göre, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın doğu ucunda yer alan Yedisu fayının uzun süredir kırılmamış olması, bölgedeki riskin büyüklüğünü artırıyor. Polat, son depremin fay hattının tarihsel periyot açısından kritik bir döneme işaret ettiğini söyledi.
“FAY 240 YILLIK DÖNGÜSÜNÜ DOLDURDU, ENERJİ BİRİKİMİ YÜKSEK”
Doç. Dr. Polat, Yedisu fayının en son 1784’te büyük bir deprem ürettiğini hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yedisu fayı bizi uzun zamandır endişelendiren bir segment. 75 kilometrelik bölümde yüzlerce yıldır kırılma yaşanmadı. Fayın deprem periyodu 200–250 yıl olarak biliniyor. 240 yıl geride kaldı. Üstelik fayın her iki ucunda da ciddi enerji birikmiş durumda. Bu nedenle büyük bir deprem riski oldukça yüksek.”
Polat ayrıca, 6 Şubat depremlerinde Doğu Anadolu fayının büyük bölümünün kırıldığını, bölgede daha önce Elazığ ve Bingöl depremleriyle bazı hatların harekete geçtiğini ancak Yedisu segmentinde sessizliğin sürdüğünü belirtti.
“ÜÇ FAY BİRLİKTE KIRILIRSA EN AZ 7.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLENİYOR”
Polat, Yedisu fayının olası bir kırılmada tek başına hareket etmeyebileceğine de dikkat çekti:
“Ovacık ve Nazımiye faylarının da periyodik döngüsü dolmuş durumda. Bu üç fayın aynı anda kırılma ihtimali var. Böyle bir senaryoda bölge için en az 7,5 büyüklüğünde bir deprem öngörülüyor.”
Risk altındaki illeri Tunceli, Bingöl, Erzincan, Muş, Elazığ ve Erzurum’un bir bölümü olarak sıralayan Polat, hem vatandaşların hem de ilgili kurumların hızla önlem alması gerektiğini vurguladı.




