Keşfinden sonra yapılan geriye dönük analizler, 3I/ATLAS’ın aslında bir yıl öncesinden 17 astronomik birim (AU) uzaklıktayken gözlemlendiğini ortaya koydu. Cisim, Güneş’e yaklaşık 6,5 AU mesafeye geldiğinde aktif hale gelerek yoğun miktarda gaz ve toz saçmaya başladı. Hubble Uzay Teleskobu gözlemleri, saniyede onlarca kilogram toz üretildiğini doğruladı.
SIRA DIŞI İDDİALAR VE TEMKİNLİ YAKLAŞIMLAR
Harvardlı astrofizikçi Avi Loeb, 3I/ATLAS’ın olağandışı kimyasal bileşimi, rotası ve büyüklüğü nedeniyle sıradan bir kuyruklu yıldız olmayabileceğini ileri sürdü. Hatta cismin “mini sondalar” salabileceğini iddia etti.
NASA’dan Tom Statler ise The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Bir kuyruklu yıldıza benziyor, kuyruklu yıldız gibi davranıyor. O bir kuyruklu yıldız” diyerek basit açıklamaların dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
ÜÇÜNCÜ YILDIZLARARASI OBJE
3I/ATLAS, 2017’de keşfedilen ‘Oumuamua ve 2019’daki 2I/Borisov’un ardından gözlemlenen üçüncü yıldızlararası obje oldu. Loeb, daha önce ‘Oumuamua’nın uzaylı teknolojisi olabileceğini öne sürerek bilim dünyasında tartışmalara yol açmıştı.
Statler, günümüzde yıldızlararası cisimleri tespit edecek teknolojiye sahip olduğumuzu, bunun da diğer yıldız sistemlerinin yapısını incelemek için eşsiz bir fırsat sunduğunu belirtti. Loeb ise 3I/ATLAS’ın kuyruklu yıldız olma ihtimalinin en basit açıklama olduğunu kabul ediyor, ancak bilim insanlarını açık fikirli olmaya davet ediyor.