AFAD Başkanı Pehlivan Sındırgı'dan konuştu
AFAD Başkanı Pehlivan Sındırgı'dan konuştu
İçeriği Görüntüle
Osmanlı İmparatorluğu’nun son güçlü padişahlarından biri olan 2. Abdülhamid’in torunlarının açtığı dikkat çekici miras davasında 15 yıllık hukuk mücadelesi nihayet karara bağlandı. Davaya konu olan taşınmazlar arasında Galatasaray Adası, Veliefendi Çayırı, Dolmabahçe bostanları ve Kabataş Meydanı gibi İstanbul’un sembol noktaları yer aldı.

Mahkeme mirasçıları kabul etti ama devir kararı çıkmadı

İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 2009 yılında açılan bu kapsamlı veraset ilamı davasında, 2. Abdülhamid’in soyundan gelen 71 kişinin mirasçılığını resmen tanıdı. Ancak aynı mahkeme, bu mirasçılara ilgili taşınmazların devrine hükmetmedi. Karar, sadece soy bağı tespitiyle sınırlı kaldı.

Galatasaray Adası’ndan Dolmabahçe’ye uzanan miras listesi

Miras talebinde bulunan aile üyelerinin talepleri arasında İstanbul’un en değerli arazileri yer alıyor. Galatasaray Adası, Dolmabahçe’deki 30 dönümlük bostan alanı, Galata’da değirmen arsası ve Kabataş Meydanı da dahil olmak üzere oldukça geniş bir taşınmaz listesi, dava konusu olmuştu. Bu yerlerin günümüzdeki ekonomik değeri milyarlarca lirayı buluyor.

1924’te çıkarılan yasa mirasın önünde engel mi?

Davanın asıl düğüm noktası ise 1924 yılında çıkarılan ve Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına çıkarılmasına ilişkin olan kanun. Bu yasa, padişah ve hanedan üyelerinin malları üzerindeki özel mülkiyet haklarının devlete geçtiğini belirtiyor. Dolayısıyla mahkemenin gayrimenkul devrine onay vermemesi de bu yasaya dayandırılıyor.

Veraset onayı, yeni hukuki yolların kapısını araladı

Mahkemenin verdiği veraset kararı, torunların mirasçı olarak tanınmasını sağlarken, bu gelişme farklı hukuki başvuruların yolunu da açmış oldu. Uzmanlara göre mirasçılar, şimdi bu karar doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi veya AİHM gibi üst yargı organlarında yeni taleplerde bulunabilir.

Osmanlı mirası yeniden gündemde

Söz konusu dava, Osmanlı mirası üzerindeki hukuki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Özellikle 2. Abdülhamid gibi uzun yıllar tahtta kalmış ve servetiyle dikkat çekmiş bir padişahın mal varlığı üzerindeki hakların, aradan geçen yüz yıla rağmen hâlâ konuşuluyor olması kamuoyunun da ilgisini çekti.