Dünya

ABD Dışişleri Bakanı: İran’ın yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyumu İsfahan’da gömülü!

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stoklarının büyük kısmının, ABD'nin saldırı düzenlediği İsfahan’daki nükleer tesiste gömülü olduğunu söyledi!

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarının büyük bir kısmının, geçtiğimiz günlerde ABD'nin saldırı düzenlediği İsfahan’daki nükleer tesiste bulunduğunu açıkladı. Rubio, uranyumun başka bir yere taşındığına dair herhangi bir işaret olmadığını söyledi.

📆 22 Haziran 2025 | Dünya | İHA

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıların ardından ABD basınına değerlendirmelerde bulundu. Rubio, özellikle yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumun Fordow tesisinden başka bir bölgeye taşındığına dair iddiaları reddetti.

“Uranyumun taşındığına dair hiçbir işaret yok. İran şu anda içeride hiçbir şeyi hareket ettiremez. Bir kamyon yola çıktığında, İsrail bunu anında tespit eder ve hedef alır,” diyen Rubio, bu sebeple İsfahan’daki nükleer tesisin yerin derinliklerinde uranyumun hâlen gömülü olduğuna inandıklarını belirtti.

"Teslim Edilmeli ve Seyreltilmeli"

Rubio, İran’ın bu uranyumu uluslararası topluma teslim etmesi gerektiğini savunarak, “Dünyadaki birçok ülke bu materyalleri alarak seyreltme işlemi gerçekleştirebilir. İran’ın da bunu yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"Asıl Amaç Silahlanma"

İran'ın mevcut nükleer yaklaşımını da eleştiren Rubio, sıfır zenginleştirme kapasitesine sahip olması gerektiğinivurguladı. İran’ın sivil amaçlı bir nükleer program yürütmesinin teorik olarak mümkün olduğunu söyleyen Rubio, mevcut taleplerin bu amaçla bağdaşmadığını belirtti:

“Eğer hedefleri barışçıl bir nükleer program olsaydı, bu yönde her zaman bir yol vardı. Ancak şimdi talep ettikleri şeyler, programı bir gün silahlandırmayı hedefleyenlerin isteklerine benziyor.”

Rubio’nun açıklamaları, ABD-İran geriliminin tırmandığı ve nükleer programın geleceğine dair uluslararası belirsizliklerin arttığı bir dönemde geldi.