Türkiye’nin savunma sanayiinde son 20 yılda attığı adımlar, yalnızca bölgesel değil küresel ölçekte dengeleri değiştirmeye başladı. ABD’li ekonomist ve Columbia Üniversitesi Profesörü Jeffrey Sachs, Türkiye’nin askeri teknoloji alanında ulaştığı noktayı “NATO tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir dönüşüm” olarak nitelendirdi. Sachs’a göre Türkiye, artık sadece silah alan bir ülke değil; savunma teknolojisi üreten, ihraç eden ve ittifak dengelerini yeniden şekillendiren bir aktör konumunda.

“BU BİR SAVUNMA SANAYİİ DEVRİMİ”

Jeffrey Sachs Voice of Horizon adlı YouTube kanalına yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin savunma sanayiinde yaşadığı dönüşümün klasik bir modernizasyon sürecinin çok ötesinde olduğunu vurguladı. Sachs, “Bu bir gelişme değil, bir devrim. Üstelik sadece Türkiye’yi değil, NATO’nun tamamını etkileyen bir devrim” ifadelerini kullandı.

2000’li yılların başında Türkiye’nin savunma ekipmanlarının yaklaşık yüzde 80’ini ithal ettiğini hatırlatan Sachs, o dönemde F-16 savaş uçaklarından tanklara, deniz platformlarından zırhlı araçlara kadar birçok sistemin dışa bağımlı olduğunu belirtti. Bugün gelinen noktada ise Türkiye’nin İHA, SİHA, deniz platformları, füze sistemleri, elektronik harp ve haberleşme teknolojilerinde kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri haline geldiğini vurguladı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: '91 bin 384 litre sahte ve kaçak alkollü içki ele geçirdik'
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: '91 bin 384 litre sahte ve kaçak alkollü içki ele geçirdik'
İçeriği Görüntüle

“TÜRKİYE, İTHALATÇIDAN KÜRESEL OYUNCUYA DÖNÜŞTÜ”

Sachs’a göre Türkiye’nin savunma sanayisindeki sıçraması, yalnızca ürün geliştirmekle sınırlı değil; aynı zamanda stratejik bir zihniyet dönüşümünün sonucu. Batılı müttefiklerin uyguladığı ambargo ve kısıtlamaların Ankara’yı yerli üretime yönelttiğini belirten Sachs, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye, savunma alanında dışa bağımlılığın ne anlama geldiğini çok iyi tecrübe etti. Bu nedenle ‘ne pahasına olursa olsun yerli üretim’ anlayışı benimsendi. Bu süreç uzun, maliyetli ve zorluydu ama sonuç son derece etkileyici oldu.”

Sachs’a göre Türkiye, artık yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke değil; aynı zamanda savunma teknolojisi ihraç eden güçlü bir aktör konumunda.

İHA’LAR, DENİZ PLATFORMLARI VE KÜRESEL REKABET

Amerikalı ekonomist, Türkiye’nin özellikle insansız hava araçları (İHA) alanında küresel bir marka haline geldiğine dikkat çekti. Bayraktar TB2 örneğini veren Sachs, “Bir Amerikan MQ-9 Reaper yaklaşık 30 milyon dolar. Türk İHA’ları ise yaklaşık 5 milyon dolar seviyesinde. Bu fark, küresel pazarda oyunun kurallarını değiştiriyor” dedi.

Sadece fiyat avantajının değil, sahadaki performansın da belirleyici olduğunu vurgulayan Sachs, Türk İHA’larının birçok çatışma bölgesinde etkin şekilde kullanıldığını ve 20’den fazla ülkeye ihraç edildiğini söyledi. Bu durumun ABD ve İsrail’in uzun süredir hâkim olduğu pazarlarda ciddi bir rekabet yarattığını ifade etti.

Denizcilik alanında da Türkiye’nin önemli bir atılım yaptığını belirten Sachs, TCG Anadolu’nun bu dönüşümün simgelerinden biri olduğunu söyledi. “Türkiye, 20 yıl önce böyle bir gemiyi hayal bile edemezdi. Bugün ise deniz platformlarını ihraç eden bir ülke konumunda” dedi.

“GERÇEK GÜÇ, TASARIM VE ENTEGRASYONDA”

Sachs’a göre Türkiye’nin başarısının temelinde her parçayı yerli üretme takıntısı değil, sistem entegrasyonu yatıyor. “Gerçek yerli kabiliyet, her parçayı içeride üretmek değildir. Asıl mesele tasarımı, entegrasyonu ve sistem mimarisini kontrol edebilmektir” diyen Sachs, Türkiye’nin bu alanda doğru strateji izlediğini vurguladı.

Başlangıçta bazı sistemlerde yabancı motor veya sensör kullanıldığını hatırlatan Sachs, Türkiye’nin zamanla bu bileşenleri de yerlileştirdiğini ve savunma sanayisinde sürdürülebilir bir ekosistem kurduğunu ifade etti.

“NATO’NUN HİYERARŞİSİ SARSILIYOR”

Jeffrey Sachs’a göre Türkiye’nin yükselişi, NATO içindeki güç dengesini doğrudan etkiliyor. İttifakın yıllardır belirli bir teknoloji hiyerarşisi üzerine kurulu olduğunu söyleyen Sachs, “ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya teknolojiyi üretir; diğer ülkeler tüketirdi. Türkiye bu denklemi bozdu” dedi.

Türkiye’nin artık teknoloji alanında bağımsız kararlar alabildiğini belirten Sachs, bunun da siyasi ve askeri alanda daha özerk bir dış politika anlamına geldiğini vurguladı. “Bu durum bazı NATO ülkelerini rahatsız ediyor. Çünkü Türkiye artık sadece uygulayıcı değil, oyun kurucu” değerlendirmesinde bulundu.

“YUNANİSTAN ENDİŞELİ, BÖLGESEL DENGELER DEĞİŞİYOR”

Sachs, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişinin özellikle Yunanistan’da ciddi endişe yarattığını da söyledi. Yunanistan’ın savunma alanında büyük ölçüde dışa bağımlı olduğunu belirten Sachs, “Türkiye ise kendi sistemlerini üretebiliyor. Bu durum Ege’deki askeri dengeyi kökten değiştiriyor” dedi.

Aynı şekilde Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de de Türkiye’nin artan askeri kapasitesinin dengeleri yeniden şekillendirdiğini ifade eden Sachs, Türk savunma ürünlerinin Körfez ülkelerinde de giderek daha fazla tercih edildiğini belirtti.

Jeffrey Sachs Türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı KAAN projesine de dikkat çekerek, bunun dünya çapında çok az ülkenin başarabileceği bir girişim olduğunu söyledi. “Bu seviyede bir savaş uçağı geliştirmek son derece zordur. Ancak Türkiye bunu başarmaya kararlı ve ciddi ilerleme kaydediyor” dedi.

Kaynak: İHA