Dünyanın en saygın foto muhabirlerinden biri olarak kabul edilen Ara Güler, İstanbul’un ruhunu karelere sığdırmayı başaran yalnızca bir fotoğrafçı değil aynı zamanda hafıza ve tarih anlatıcısıdır. Objektifinin ardında saklı hikayelerle dünya çapında tanınan Güler, sanatı, bakış açısı ve belgeleme tutkusu ile hem Türkiye’nin hem de fotoğraf tarihinin unutulmaz isimleri arasında yerini almıştır. Gelin Ara Güler'i ve hikayesini inceleyelim.
ARA GÜLER KİMDİR?

Asıl adı Mıgırdiç Ara Derderyan olan Ara Güler yaratıcı fotoğrafçılığın Türkiye’deki en güçlü temsilcilerinden biridir. Uluslararası çapta ün kazanmış, yaptığı röportajlar ve yakaladığı çarpıcı karelerle dünya çapında tanınmıştır. Fotoğrafçılığı yalnızca bir sanat olarak değil, bir belgeleme biçimi olarak ele almış; tarihi, insanı ve İstanbul’u tüm gerçekliğiyle görünür kılmıştır.
ARA GÜLER NERELİDİR?
Ara Güler 16 Ağustos 1928’de İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi 1935’te çıkan Soyadı Kanunu ile Güler soyadını benimsedi ve Mıgırdiç Ara Derderyan'ın adı Mıgırdiç Ara Güler olarak değişti.
ARA GÜLER NE ZAMAN HAYATINI KAYBETTİ?
Sanat dolu bir ömrü geride bırakan Ara Güler, 17 Ekim 2018’de İstanbul’da 90 yaşında hayata veda etti ve Şişli Ermeni Mezarlığı’na defnedildi.
ARA GÜLER’İN AİLESİ VE HAYAT HİKAYESİ
Çocukluk yıllarından itibaren sanatla iç içe büyüyen Güler, sinemaya duyduğu ilgiyle film stüdyolarında çalıştı. Babasının hediye ettiği 35 mm fotoğraf makinesi, onun geleceğini şekillendiren dönüm noktası oldu. Lise yıllarında Muhsin Ertuğrul’dan tiyatro ve oyunculuk eğitimi aldı; amacı aslında oyun yazarı olmaktı.
Ermenice gazete ve dergilerde öyküler ve röportajlar yayımlayarak yazarlık serüvenine adım attı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde eğitimine devam ederken gazeteciliğe yöneldi, üniversiteyi yarıda bırakıp tüm yaşamını fotoğraf ve haberciliğe adadı.

ARA GÜLER’İN KARİYERİ
Ara Güler'in profesyonel kariyeri 1950’de Yeni İstanbul Gazetesi'nde fotomuhabirliği ile başladı. Ardından 1951’de Getronagan Ermeni Lisesi’nden mezun oldu ve gazetecilikte hızla ilerledi. Hayat Dergisi’nde fotoğraf şefi olarak görev yaptı, Time Life, Paris Match ve Stern gibi dünyaca ünlü dergilerin Yakındoğu muhabirliğini üstlendi.
ULUSLARARASI BAŞARILARI
1961’de Photography Annual tarafından dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri seçildi.
Aynı yıl ASMP’ye kabul edilen ilk Türk fotoğrafçı oldu.
1962’de Master of Leica unvanını kazandı.
Fotoğrafları Camera dergisi tarafından özel sayı olarak yayımlandı.
UNUTULMAZ RÖPORTAJLARI VE PROJELERİ
Ara Güler, dünya tarihine geçmiş birçok isimle röportaj yaptı ve fotoğraflar çekti:
Salvador Dali, Picasso, Churchill, William Saroyan, Bertrand Russell ve daha niceleri.
TÜRKİYE VE DÜNYA KÜLTÜRÜNE KATKILARI

Nemrut Dağı röportajı ile bölgenin dünya tarafından tanınmasını sağladı.
Nuh’un Gemisi fotoğraf serisi Magnum Photos aracılığıyla 100’den fazla yayına ulaştı.
Afrodisyas üzerine yaptığı çalışma, antik kentin yeniden keşfine vesile oldu.
1974’te Yaratıcı Amerikalılar adlı sergisi dünya şehirlerinde sergilendi.
Yavuz zırhlısının söküm sürecini konu alan Kahramanın Sonu adlı belgeseli çekti.
Mimar Sinan eserleri üzerine yıllarca çalışarak 1992’de kapsamlı bir fotoğraf kitabı çıkardı.
KENDİ SÖZLERİYLE ARA GÜLER
“Ben fotoğrafçı değilim, gazeteciyim. Fotoğrafçı bomba patlayınca kaçar, gazeteci patlamanın peşinden gider.”
Bir şehrin hafızası, bir toplumun belleği bazen tek bir kareye sığar. Ara Güler, o kareleri hayatı boyunca yakalayan kişi oldu. O sadece fotoğraf çekmedi; zaman, insanlar, hikayeler ve İstanbul’un ruhu onun objektifinde ölümsüzleşti.




