Türkiye A Milli Takım kadrosu açıklanmadan önce kamuoyunda en çok konuşulan isimlerden biri olan Atakan Karazor, hem saha içi performansıyla hem de geçmişte yaşadığı dava süreciyle tekrar gündeme geldi. Özellikle Atakan Karazor'un milli takıma çağrılıp çağrılmadığı, futbolseverlerin merak ettiği başlıca konular arasında yer alıyor. Bununla birlikte, futbolcunun adının karıştığı tecavüz davası da yeniden tartışma konusu haline geldi.
Haberin Burada'nın haberine göre, milli takım kadrosu açıklanmadan önce Atakan Karazor’un ismi listede yer alabilecek oyuncular arasında değerlendirildi. Ancak bu süreçte kamuoyunun dikkatini çeken en önemli konu, 2022 yılında gündeme gelen dava süreci oldu. Peki, Atakan Karazor'un tecavüz davası ne oldu, futbolcu şu an ne durumda, ve Türkiye A Milli Takımı kadrosuna çağrıldı mı? İşte merak edilen tüm detaylar…
Atakan Karazor'un milli takım durumu, kadroya çağrıldı mı?
2022 yılında Almanya Bundesliga ekiplerinden Stuttgart’ta forma giyen Atakan Karazor’un Türkiye A Milli Takımı’na çağrılıp çağrılmayacağı merak konusuydu. Özellikle yeni teknik kadronun açıklayacağı liste öncesinde, performansıyla dikkat çeken Karazor’un aday kadroda yer alıp almayacağı sorusu gündemi meşgul etti.
Ancak son resmi açıklamalara göre, Atakan Karazor'un ismi açıklanan kadroda yer almadı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından bu konuda herhangi bir gerekçe belirtilmezken, kulüp ve federasyon yetkililerinin geçmişte yaptığı açıklamalarda masumiyet karinesi vurgusu dikkat çekmişti.
Atakan Karazor tecavüz davası, İbiza olayı nedir?
Olay, Haziran 2022'de İspanya'nın İbiza adasında yaşandı. Tatil için bölgede bulunan Karazor’un, 18 yaşında bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. Bu olay sonrası Karazor, İspanyol yetkililer tarafından gözaltına alındı ve 4 hafta cezaevinde kaldı. Daha sonra 50 bin Euro kefaletle serbest bırakıldı.
O dönem olay Avrupa basınında geniş yer bulurken, Türkiye'de de büyük yankı uyandırdı. Karazor’un gözaltı süreci, futbol kariyerini doğrudan etkileyebilecek nitelikteydi.
Dava süreci ne oldu, Atakan Karazor suçlu bulundu mu?
Karazor hakkındaki dava süreci oldukça uzun sürdü. Ancak kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, mahkemeden henüz kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı çıkmadı. Bazı basın kaynaklarında, "davanın mahkeme dışında tarafların uzlaşmasıyla düştüğü" yönünde iddialar yer alsa da, bu bilgi resmi yargı kayıtlarıyla doğrulanmadı.
Bu süreçte Karazor’un kulübü Stuttgart ve TFF, oyuncunun "suçlu bulunana kadar sahada olabileceğini" belirterek, hukuki sürece saygı duyulması gerektiğini dile getirdi.
Stuttgart ve TFF'nin Karazor açıklaması, kulüp ve federasyon tavrı neydi?
Atakan Karazor’un gözaltı sürecinden sonra Stuttgart kulübü hızlı bir açıklama yaparak, oyuncularına destek verdiklerini ifade etti. Kulüp yetkilileri, Karazor’un henüz hüküm giymediğini ve bu nedenle antrenmanlara devam edeceğini duyurdu. Aynı tavır Türkiye Futbol Federasyonu tarafından da benimsendi.
TFF, Atakan Karazor hakkında devam eden bir dava süreci bulunduğunu, ancak hukuken suçlu bulunmadığı müddetçe spor hayatının engellenmeyeceğini açıkladı. Bu açıklamalar, futbol camiasında geniş yankı uyandırdı.
Milli takımda Karazor için yeni bir dönem olabilir mi?
Kadroya çağrılmasa da, Atakan Karazor’un Türkiye A Milli Takımı ile ilgili süreci tamamen kapanmış değil. 27 yaşındaki futbolcunun Stuttgart formasıyla gösterdiği istikrarlı performans, gelecekte yeniden milli takım listesine girmesi ihtimalini güçlendiriyor.
Ancak kamuoyunun yoğun ilgisi ve dava süreci, teknik kadro tarafından da dikkatle izleniyor. Karazor’un adı her ne kadar kadroda yer almasa da, ilerleyen dönemde hem saha içi hem de saha dışı gelişmeler, milli forma şansını belirleyici rol oynayacak.
Özetle: Atakan Karazor'un tecavüz davası ve milli takım süreci
Atakan Karazor, Haziran 2022'de İbiza’da cinsel saldırı suçlamasıyla gözaltına alındı.
50 bin Euro kefaletle serbest bırakıldı, dava süreci uzun sürdü.
Kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmuyor.
Türkiye A Milli Takımı’nın son açıklanan kadrosuna dahil edilmedi.
TFF ve Stuttgart, oyuncunun "masumiyet karinesi" kapsamında değerlendirilmesini savundu.