Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen ve İstanbul dâhil birçok ilde hissedilen 6.1 büyüklüğündeki deprem, gözleri bir kez daha olası Marmara depremine çevirdi. Sarsıntının ardından akıllardaki en önemli soru, bu hareketliliğin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yeni bir gerilime yol açıp açmadığı oldu.
Depremin ardından değerlendirmelerde bulunan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, bölgedeki fay yapısına ve olası etkilerine dikkat çekti. Görür, son dönemde Marmara Bölgesi’nde stres birikiminin devam ettiğini, ancak Balıkesir’deki bu sarsıntının Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolunu doğrudan etkilemesinin pek olası olmadığını vurguladı.
BALIKESİR DEPREMİ İSTANBUL’U KUZEY ANADOLU FAY HATTI’NI ETKİLER Mİ?
Görür, “Alakır-Sındırgı/Balıkesir depremleri İstanbul’u ve Marmara’yı etkiler mi deniliyor. Marmara’daki fay hatlarına kısmi stres yüklemiş, bazı stres alanlarını etkilemiş olabilir. Ancak ben, Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolunu etkileyeceğini düşünmüyorum. Geçmiş olsun.” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Marmara Denizi’nin altından geçen Kuzey Anadolu Fayı üzerinde yıllardır enerji biriktiğini ve bu durumun büyük bir deprem riskini artırdığını belirtiyor. Bu nedenle bölgedeki her sarsıntı, kamuoyunda “Büyük İstanbul Depremi” beklentisini yeniden gündeme taşıyor.
UZMANLAR UYARIYOR: MARMARA’DAKİ STRES BİRİKİMİ SÜRÜYOR
Bilim insanlarına göre, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde özellikle Marmara Denizi’ni etkileyebilecek büyüklükte bir depremin yaşanması kaçınılmaz. Tarihsel veriler, bölgenin ortalama her 250 yılda bir büyük sarsıntılar yaşadığını ortaya koyuyor. İstanbul’da 1999 Gölcük depreminden bu yana geçen 26 yılın ardından, olası Marmara depremi senaryoları daha sık konuşulur hale geldi.
Görür ve diğer deprem uzmanları, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde afet hazırlıklarının hızla tamamlanması gerektiğini vurguluyor. Özellikle yapı stokunun yenilenmesi, acil durum planlarının hazırlanması ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının artırılması, riskin azaltılmasında en kritik adımlar olarak öne çıkıyor.