Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 17.3 milyon katılımcı ile önemli bir tasarruf aracı haline geldi. Ancak bu sistemde yer alan milyonlarca kişi, yaptığı hatalı tercihler nedeniyle birikimlerini büyütmek yerine erimesine neden oluyor.
Toplam sözleşme sayısı 23.5 milyonu aşmış durumda. Bu da birçok katılımcının birden fazla BES hesabı bulunduğunu gösteriyor. Sistemdeki toplam fon büyüklüğü ise yüzde 30 devlet katkısı ve fon getirileriyle birlikte 1.4 trilyon TL’yi geçmiş durumda. Bu rakam, 23 yılda biriken işsizlik sigortası fonunun yaklaşık dört katına denk geliyor.
BES Getirileri Ne Durumda?
Yılbaşından 22 Mayıs’a kadar geçen sürede BES fonlarının ortalama getirisi yüzde 18.18 oldu. Aynı dönemde enflasyon yüzde 13.36 olarak gerçekleştiği için, sistemdeki ortalama getiri enflasyonun 5 puan üzerinde kaldı. Bu, diğer yatırım araçlarıyla kıyaslandığında fena sayılmaz. Mevduat faizinin getirisi yüzde 17.29’da kalırken, dolara yatırım yapanların getirisi yüzde 9.86 ile enflasyonun altında kaldı.
Ancak BES’teki getiriler fon tercihlerine göre ciddi farklılık gösteriyor. Örneğin; altın fonları yaklaşık yüzde 34.9 getiri sağlarken, para piyasası fonları yüzde 18.2 kazandırdı. Buna karşın, hisse senedi fonlarında kalanlar bu dönemde yüzde 1.6 zarar etti. Borçlanma araçları fonları da benzer şekilde negatif performans gösterdi.
4 Milyon Katılımcı Yanlış Fondan Vazgeçmiyor
Yaklaşık 2 milyon kişi birikimlerini hisse fonlarında, bir o kadar kişi de borçlanma araçlarında tutmaya devam ediyor. Yani toplamda 4 milyon katılımcı, piyasa koşullarına rağmen bu fonlardan çıkmayarak getiriden uzak kalıyor ve birikimlerini eritiyor.
Bu durumun en büyük nedeni ise geçmişte hisse fonlarının yüksek kazanç sağlaması. Ancak piyasalar değişken olduğu için, eski performansa göre fon seçmek yerine güncel duruma göre hareket edilmesi gerekiyor.
Fon Tercihini Gözden Geçirin
Uzmanlara göre şu dönemde altın ve para piyasası fonları öne çıkıyor. Eğer kısa vadede yüksek getiri hedefleniyorsa bu fonlara yönelmek mantıklı olabilir. Uzun vadeli düşünenler ise hisse fonlarını portföyün küçük bir kısmında (%20 civarı) tutarak, risklerini dengeleyebilir.
Fon takibini yapmak istemeyenler ise emeklilik şirketlerine getiri beklentilerini bildirerek, profesyonel yönetim desteği alabilir.