Gündem

Bir beyni ikiye bölüp iki farklı kişilik var ettiler

Beyni ikiye ayırmak gerçekten iki ayrı bilinç yaratabilir mi? Split-brain (ayrık beyin) deneyleriyle ortaya çıkan çarpıcı nörolojik gerçekleri ve insan zihninin bölünebilir doğasını keşfedin.

Aynı bedende iki farklı kişi… Aynı gözlerle bakıp farklı şeyler gören, aynı ağızla konuşup ayrı diller konuşan bir zihin. 20. yüzyılda yapılan bazı deneylerde bilim insanları insan beynini cerrahi olarak ikiye ayırdıklarında, ortaya sadece bilimsel değil; varoluşsal sarsıntılar da çıktı: Eğer beynin bir yarısı diğerinden habersizse, biz aslında kaç kişiyiz?

Bir "Ben" Vardır Benden Benden İçeri

Beyin… Kendi içinde bir evren gibi çalışan, 86 milyar nöronluk bir mucize. Ama bu evrenin tam ortasından bir çizgi çekerseniz ne olur? İşte 1960’lardan bu yana yapılan split-brain (ayrık beyin) ameliyatları, bu sorunun cevabını vermeye çalıştı. Sonuç: Tek bir bedende iki ayrı "ben" ortaya çıkabilir.

Split-Brain Nedir?

Split-brain, epilepsi gibi nörolojik bozuklukları tedavi etmek amacıyla, beynin iki yarım küresini birbirine bağlayan korpus kallozum adlı sinir köprüsünün cerrahi olarak kesilmesidir. Bu işlem, aşırı epilepsi ataklarını durdurmak amacıyla yapılmıştır. Fakat bu ameliyat, insan zihninin bölünebilirliğine dair ürkütücü ve çığır açıcı sonuçlar ortaya çıkardı.

İki Ayrı Kişilik, İki Ayrı Bilinç

Psikolog Roger Sperry ve öğrencisi Michael Gazzaniga, bu ameliyatlardan sonra hastalara çeşitli deneyler yaptı. Sonuçlar neredeyse bilim kurgu gibiydi:

  • Sol beyin dili kontrol ediyor, sağ ise görsel ve uzamsal algıyı.
  • Sağ beyne gösterilen bir görseli kişi tarif edemiyor ama çizerek ifade edebiliyordu.
  • Sol el (sağ beyin tarafından kontrol edilen) farklı seçimler yaparken, sağ el (sol beyin) başka seçimler yapıyordu.

Yani aynı beden içinde iki ayrı karar verme, hissetme, tepki verme biçimi gelişiyordu.

Peki “Ben” Kimim?

Bu deneyler, “tek bir bilinç” fikrini sorgulattı. Eğer beynin bir tarafı kendi isteklerini, düşüncelerini, hatta duygularını diğerinden bağımsız oluşturabiliyorsa, o zaman "kendilik" dediğimiz şey ne kadar tutarlıdır?

“Ben” dediğimiz varlık beynin sadece bir kısmının inşa ettiği bir kurgu olabilir mi? Ya da bilinç bir bütün değil, bir kolektif sistem mi?

Günümüz Biliminde Split-Brain

Bugün split-brain operasyonları neredeyse hiç yapılmıyor. Ancak yapılan çalışmalar hâlâ nörolojide ve bilinç araştırmalarında bir mihenk taşı olarak kabul ediliyor. Beyin bölündüğünde, sadece nöronlar değil, karakter, dil, hafıza ve ahlak da ayrışıyor.

Bazı hastalar bir eliyle gömlek iliklerken, diğeri açmaya çalışabiliyor. Bu bir sembol değil; bir gerçek.

Beyni ikiye ayırmak, sadece bir sinir köprüsünü kesmek değil. Bu, aynı zamanda tekillik algısını da ortadan kaldırmak demek. Belki de “tek bir benlik” sandığımız şey, beynin başarılı koordinasyonuyla sürdürülen bir illüzyondan ibaret.

“Split-brain” çalışmaları, bilim dünyasına insan zihninin ne kadar karmaşık, bölünebilir ve yanılabilir olduğunu gösterdi. Bu bulgular, hem psikolojiyi hem felsefeyi hem de yapay zekâya dair gelecekteki bilinç tartışmalarını derinden etkiliyor.

Ve belki de en sarsıcı olanı şu:
Zihnin bölünebildiği bir dünyada, “tek bir ben” fikri sandığımızdan çok daha kırılgan.