Müzik eğitimi, çocukların akademik gelişiminin yanı sıra sosyal, duygusal ve zihinsel becerilerinin desteklenmesinde önemli bir rol üstleniyor. Bu sürecin sağlıklı ilerlemesi ise öğretmenin yaklaşımı ve uyguladığı yöntemlerle doğrudan ilişkilendiriliyor. Müzik öğretmeni *Aybike Erinmez*, çocuklara müzik sevgisinin kazandırılması ve yetenekli öğrencilerin erken dönemde fark edilmesine yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
ÇOCUKLARA MÜZİK SEVGİSİ NASIL AŞILANIYOR
Aybike Erinmez, çocukların müziği sevmesi için öncelikle baskıdan uzak bir öğrenme ortamı oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Derslerde teorik bilginin tek başına yeterli olmadığını ifade eden Erinmez, ritim oyunları, beden perküsyonu ve grup çalışmalarıyla çocukların müziği deneyimleyerek öğrenmesinin hedeflendiğini aktarıyor. Bu yöntemle çocukların derse aktif katılım sağladığı ve müziği bir zorunluluk olarak değil, keyifli bir etkinlik olarak algıladığı belirtiliyor.
Müziğin çocukların günlük yaşamına entegre edilmesinin önemine dikkat çeken Erinmez, basit şarkılar, tekrar eden ritimler ve hareketli çalışmalarla çocukların özgüven kazandığını ifade ediyor. Erken yaşta kurulan bu bağın ilerleyen yıllarda kalıcı bir müzik alışkanlığına dönüştüğü vurgulanıyor. Ayrıca, her çocuğun müzikle kurduğu ilişkinin farklı olduğu ve bu farklılıklara saygı duyularak ilerlenmesi gerektiği dile getiriliyor.
MÜZİK EĞİTİMİNDE OYUN VE ETKİLEŞİMİN ROLÜ
Müzik öğretmeni Erinmez, oyun temelli eğitimin çocukların dikkat süresini artırdığını ve öğrenmeyi kolaylaştırdığını söylüyor. Grup halinde yapılan çalışmalar sayesinde çocukların hem ritim duygusunun geliştiği hem de birlikte üretme bilinci kazandığı ifade ediliyor. Bu yaklaşımın, özellikle müziğe karşı çekingen olan çocukların derse uyum sağlamasında etkili olduğu belirtiliyor.
YETENEKLİ ÖĞRENCİLER NASIL FARK EDİLİYOR
Yetenekli öğrencilerin belirlenmesinde erken gözlemin belirleyici olduğunu ifade eden Erinmez, ritim duygusu, işitsel algı ve melodileri algılama hızının önemli göstergeler arasında yer aldığını aktarıyor. Ders sırasında verilen basit ritim ve melodi tekrarlarına hızlı uyum sağlayan öğrencilerin yakından takip edildiği belirtiliyor.
Bu öğrencilerin yalnızca teknik becerileriyle değil, müziğe karşı gösterdikleri istek ve süreklilikle de değerlendirildiğini söyleyen Erinmez, yetenekli çocukların genellikle ders dışı zamanlarda da müzikle ilgilenmeye devam ettiğini ifade ediyor. Bu doğrultuda öğrencilerin bireysel özelliklerine uygun çalışmalar planlanarak gelişimlerinin desteklendiği aktarılıyor.
YETENEĞİN DOĞRU YÖNLENDİRİLMESİ
Aybike Erinmez, yetenekli öğrencilerin doğru yönlendirilmemesi durumunda motivasyon kaybı yaşayabildiğine dikkat çekiyor. Bu nedenle öğrencilerin seviyelerine uygun çalışmalarla desteklenmesi ve gelişim süreçlerinin adım adım ilerletilmesi gerektiği belirtiliyor. Aile-öğretmen iş birliğinin de bu noktada önemli bir rol oynadığı ifade ediliyor.
Erinmez, erken yaşta fark edilen müzik yeteneğinin planlı bir eğitim süreciyle desteklenmesi halinde öğrencilerin hem akademik hem de sanatsal gelişimlerine olumlu katkı sağlandığını belirterek, müzik eğitiminin çocukların hayatında kalıcı bir değer oluşturduğunu vurguluyor.




