Böbrek kanserlerinin en sık görülen türü, böbreğin idrar üreten tübüllerini döşeyen hücrelerde başlayan renal hücreli karsinom (RHK)'dur. Çocuklarda görülen Wilms tümörü gibi daha nadir türler de mevcuttur. Genellikle ileri yaşlarda teşhis edilmekle birlikte, her yaşta ortaya çıkabilir. Erken teşhis, tedavi başarısı için kritik öneme sahiptir.

Belirtileri

Böbrek kanseri, genellikle erken evrelerde belirgin belirtiler göstermez. Bu durum, hastalığın sıklıkla başka bir nedenle yapılan görüntüleme testleri sırasında tesadüfen keşfedilmesine yol açar. Ancak, tümör büyüdükçe veya ileri evreye ulaştıkça bazı belirtiler ortaya çıkabilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Kanlı idrar (hematüri): İdrarın rengi pembe, kırmızı veya kola rengi olabilir. Bu, mikroskobik düzeyde de olabilir ve sadece laboratuvar testleriyle saptanabilir.
  • Yan ağrısı: Sürekli veya aralıklı olarak sırtta veya yan tarafta, kaburgaların altında hissedilen ağrı. Bu ağrı keskin veya künt olabilir.
  • Karında veya yan tarafta kitle: Elle hissedilebilir bir şişlik veya yumru.
  • Açıklanamayan kilo kaybı.
  • Açıklanamayan ateş.
  • Sürekli yorgunluk.
  • Anemi (kansızlık).
  • Ayak bileklerinde veya bacaklarda şişlik.
  • Yüksek kan basıncı (hipertansiyon).

Bu belirtilerden herhangi birini fark eden kişilerin zaman kaybetmeden bir uzmana başvurması önemlidir.

Nedenleri ve Risk Faktörleri

Böbrek kanserinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri hastalığın gelişme olasılığını artırabilir. Bu faktörler şunlardır:

  • Sigara: Sigara içmek, böbrek kanseri riskini önemli ölçüde artırır.
  • Obezite: Aşırı kilolu veya obez olmak, böbrek kanseri gelişme riskini yükseltir.
  • Yüksek tansiyon (hipertansiyon): Kontrolsüz yüksek tansiyon, böbrek kanseri için bir risk faktörüdür.
  • Genetik faktörler ve aile öyküsü: Ailede böbrek kanseri öyküsü olan kişilerde risk daha yüksek olabilir. Ayrıca, Von Hippel-Lindau sendromu (VHL), Birt-Hogg-Dubé sendromu (BHD) ve kalıtsal papiller renal hücreli karsinom gibi bazı genetik sendromlar da riski artırır.
  • Kronik böbrek hastalığı ve diyaliz: Uzun süreli diyaliz tedavisi gören kişilerde böbrek kisti ve kanser riski artabilir.
  • Bazı kimyasallara maruz kalma: Asbest, kadmiyum gibi bazı maddelere mesleki maruziyet riski artırabilir.
  • Cinsiyet ve yaş: Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür ve yaş ilerledikçe risk artar.

Tanı Yöntemleri

Böbrek kanseri tanısı, belirtilerin değerlendirilmesi ve çeşitli tıbbi testlerle konulur. Erken teşhis, hastalığın tedavisinde başarı oranını artırır. Tanı sürecinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Fiziksel Muayene ve Öykü: Doktor, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirir ve tıbbi öyküsünü alır.
  • İdrar Testi (İdrar Tahlili): İdrarda kan varlığını veya diğer anormallikleri saptamak için yapılır.
  • Kan Testleri: Böbrek fonksiyonlarını, anemi varlığını ve tümör belirteçlerini kontrol etmek için kullanılır.
  • Görüntüleme Yöntemleri:
    • Ultrason: Böbreklerde kitle veya anormallik olup olmadığını gösteren ilk tarama yöntemlerinden biridir.
    • BT (Bilgisayarlı Tomografi): Böbrekteki tümörün boyutunu, yerini ve çevre dokulara yayılımını detaylı bir şekilde gösterir. Aynı zamanda metastaz olup olmadığını da değerlendirmeye yardımcı olur.
    • MR (Manyetik Rezonans): Bazı durumlarda BT'ye alternatif olarak veya daha detaylı bilgi edinmek için kullanılabilir.
    • PET (Pozitron Emisyon Tomografisi): Kanser hücrelerinin vücuttaki aktivitesini ve yayılımını belirlemede yardımcı olabilir.
  • Biyopsi: Tümörden doku örneği alınarak patolojik inceleme yapılmasıdır. Böbrek kanseri tanısını kesinleştiren tek yöntemdir. Ancak, böbrek kanserinde biyopsi her zaman gerekli olmayabilir, bazen görüntüleme bulguları yeterli olabilir.

Tedavi Yöntemleri

Böbrek kanseri tedavisi, tümörün evresine, boyutuna, tipine, hastanın genel sağlık durumuna ve yaşına göre planlanır. Tedavi planı multidisipliner bir yaklaşımla, ürolog, onkolog ve radyolog gibi uzmanların işbirliğiyle belirlenir.

Cerrahi Tedavi

Böbrek kanserinin birincil ve en etkili tedavi yöntemidir. Ameliyatın amacı, kanserli dokuyu tamamen çıkarmaktır.

Bişektomi (yanak inceltme estetiği) nedir, nasıl yapılır, riski var mıdır?
Bişektomi (yanak inceltme estetiği) nedir, nasıl yapılır, riski var mıdır?
İçeriği Görüntüle
  • Radikal Nefrektomi: Böbreğin tamamının, çevreleyen yağ dokusunun ve bazen de adrenal bezin çıkarılması işlemidir. Yakın lenf düğümleri de çıkarılabilir.
  • Parsiyel Nefrektomi (Nefron Koruyucu Cerrahi): Sadece tümörün ve etrafındaki sağlıklı böbrek dokusunun küçük bir kısmının çıkarılmasıdır. Özellikle küçük tümörlerde veya diğer böbreği etkilenmiş hastalarda böbrek fonksiyonunu korumak için tercih edilir.
  • Bu ameliyatlar açık cerrahi, laparoskopik cerrahi (minimal invaziv) veya robotik cerrahi teknikleriyle yapılabilir.

Hedefe Yönelik Tedaviler ve İmmünoterapi

Bu tedaviler genellikle ileri evre veya metastaz yapmış böbrek kanserlerinde kullanılır.

  • Hedefe Yönelik İlaçlar: Kanser hücrelerinin büyümesi ve yayılması için gerekli olan belirli molekülleri hedef alarak çalışırlar. Anjiyogenez inhibitörleri (damar oluşumunu engelleyen) ve tirozin kinaz inhibitörleri gibi çeşitli ilaçlar mevcuttur.
  • İmmünoterapi: Vücudun kendi bağışıklık sistemini kanser hücrelerini tanıması ve yok etmesi için güçlendirmeyi amaçlar. Kontrol noktası inhibitörleri (PD-1, CTLA-4 inhibitörleri) bu kategoriye giren önemli tedavi seçenekleridir.

Radyoterapi

Yüksek enerjili X ışınları kullanarak kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar. Böbrek kanseri, genellikle radyoterapiye dirençli bir kanser türüdür. Bu nedenle genellikle cerrahiye uygun olmayan durumlarda, metastaz yapmış bölgelerdeki ağrıyı veya semptomları hafifletmek (palyatif amaçlı) için kullanılır.

Kemoterapi

Kanser hücrelerini yok etmek için ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Böbrek kanseri, diğer birçok kanser türüne göre kemoterapiye daha az yanıt verir. Bu nedenle, genellikle belirli alt tiplerde veya diğer tedavi seçeneklerinin başarısız olduğu durumlarda düşünülür.

Ablasyon Tedavileri

Küçük böbrek tümörlerinde cerrahiye alternatif olarak kullanılabilen minimal invaziv yöntemlerdir.

  • Radyofrekans Ablasyon (RFA): Yüksek frekanslı elektrik akımı kullanarak tümör hücrelerini ısıtarak yok eder.
  • Kriyoablasyon: Aşırı soğuk (dondurma) kullanarak tümör hücrelerini yok eder.

Hastaların tedavi sonrası düzenli takip ve kontrolleri, olası tekrarları veya yeni tümör oluşumlarını erken saptamak açısından büyük önem taşır.

Kaynak: Haber Merkezi