Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmekte olan yeni sosyal güvenlik kanun tasarısı, milyonlarca vatandaşın çalışma hayatını ve emeklilik planlarını kökten etkileyecek önemli değişiklikler içeriyor. Çalışanların maaşlarından yapılan prim kesintilerinin artırılması, işverenlere sağlanan prim teşvikinin düşürülmesi ve yüksek gelirli çalışanları ilgilendiren prime esas kazanç tavanının yükseltilmesi gibi kritik maddeler, hem çalışanlar hem de işverenler için yeni bir dönemin habercisi niteliğinde. Tasarının yasalaşmasıyla birlikte sosyal güvenlik sisteminin dengeleri yeniden şekillenecek.
PRİM KESİNTİLERİ ARTIYOR MU? MAAŞLARDAN NE KADAR KESİLECEK?
Meclis'teki tasarıya göre, çalışanların malullük, yaşlılık ve ölüm (MYÖ) sigortaları için ödenen prim oranlarında artışa gidiliyor. En dikkat çekici değişiklik, işverenlerin emeklilik için ödedikleri prim payının yüzde 11'den yüzde 12'ye çıkarılması. Bu 1 puanlık artışla birlikte, çalışan ve işverenden yapılan toplam prim kesintisi oranı da yüzde 37,75'ten yüzde 38,75'e yükselecek. Yetkililer, bu artışın sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi ve uzun vadede emekli maaşlarının artırılmasına zemin hazırlamayı hedeflediğini belirtiyor.
İŞVEREN PRİM TEŞVİKİ NEDEN AZALTILIYOR? KOBİ'LERE EK MALİYET NE KADAR?
Tasarıdaki bir diğer kritik madde ise 2008 yılından beri uygulanan 5 puanlık işveren prim desteğinin (teşvik) kademeli olarak düşürülmesi. Geçtiğimiz yıl 4 puana indirilen bu teşvikin, yeni tasarının yasalaşmasıyla birlikte imalat sanayi dışındaki sektörler için 2 puana kadar indirilmesi öngörülüyor. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için ciddi bir ek maliyet anlamına geliyor. İmalat sanayi dışındaki bir işletme, hem teşvikin 2 puan azalması hem de işveren prim payının 1 puan artması nedeniyle toplamda 3 puanlık bir ek yükle karşı karşıya kalacak. Bu da mevcut asgari ücret üzerinden hesaplandığında, işverene her bir asgari ücretli çalışan için yaklaşık 780 TL ek maliyet getirecek. İmalat sanayinde ise 5 puanlık teşvik devam edecek ancak 1 puanlık prim artışı nedeniyle çalışan başına maliyet yaklaşık 260 TL artacak. Uzmanlar, 2026 başında beklenen asgari ücret zammıyla bu maliyetlerin daha da yükseleceğine dikkat çekiyor.
PRİME ESAS KAZANÇ TAVANI NE KADAR YÜKSELİYOR? KİMLERİ ETKİLEYECEK?
Tasarı, yüksek gelirli çalışanları ve üst düzey yöneticileri doğrudan etkileyecek bir değişikliği de içeriyor. Mevcut durumda asgari ücretin 7,5 katı olan prime esas kazanç (SGK matrahı) tavanı, yeni düzenlemeyle asgari ücretin 9 katına çıkarılacak. Bugünkü asgari ücret (26.005,50 TL brüt) üzerinden hesaplandığında, tavan tutarı 195.041 TL'den yaklaşık 234.050 TL'ye yükselecek. Bu değişiklik, brüt maaşı bu tutarların üzerinde olan çalışanların SGK'ya daha yüksek prim ödemesi anlamına geliyor. Bu durum, ileride alacakları emekli maaşının da artmasını sağlayacak. Ancak düşük ve orta gelirli çalışanların emekli maaşları üzerinde bu tavan artışının doğrudan bir etkisi olmayacak. Prime esas kazanç tavanı, aynı zamanda askerlik ve doğum borçlanması gibi ödemelerin ve Bağ-Kur primlerinin hesaplanmasında da kullanıldığı için geniş bir kesimi dolaylı olarak etkileyebilir.
YENİ DÜZENLEMENİN AMACI NE? İŞ DÜNYASI NE DİYOR?
Hükümet yetkilileri, yeni düzenlemenin temel amacının SGK'nın gelir yapısını güçlendirerek sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak ve uzun vadede emeklilere daha yüksek maaş ödenmesinin önünü açmak olduğunu belirtiyor. Ancak düzenleme, kısa vadede işveren maliyetlerini artıracağı için, özellikle KOBİ'ler ve imalat dışı sektörler açısından endişeyle karşılanıyor. İş dünyası temsilcileri, prim teşvikinin azaltılması ve prim oranlarının artırılmasının, işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebileceğine ve istihdam üzerinde baskı yaratabileceğine dikkat çekiyor.