Dünya

Çin’de 17 yıl Türk markalarının bayiliğini yapan Uygur işadamına hapis cezası

Doğu Türkistan’da 17 yıl boyunca Ülker ve Çaykur gibi markaların distribütörlüğünü yapan Uygur işadamı Musa İmam, “Türkiye ile temas” gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Oğlu Muzaffer Musa da 8 yıl hapisle cezalandırıldı. Olay, Çin’in Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarını bir kez daha gündeme taşıdı.

Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik baskıları hız kesmeden sürerken, bu kez hedefte bir işadamı var. Ülker ve Çaykur gibi Türkiye merkezli markaların Çin bayiliğini 17 yıl boyunca başarıyla yürüten Uygur iş insanı Musa İmam, “Türkiye ve Mısır’la temas” gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İmam, 2018 yılında hiçbir resmi açıklama yapılmadan tutuklandı ve uzun süre haber alınamadı. Ailesine göre, bu süre zarfında bir “yeniden eğitim kampında” tutuldu. Mayıs 2025 itibarıyla, Çin makamlarının kendisine verdiği hapis cezası kamuoyuna yansıdı. İmam’ın 22 yaşındaki oğlu Muzaffer Musa da 2017 yılında benzer suçlamalarla tutuklandı ve 8 yıl hapse mahkûm edildi.

“Suç” Türkiye ile ticaret yapmak mı?

Musa İmam, Doğu Türkistan’da “İhlas” adıyla bisküvi ve çikolata üretimi yapan bir işletmenin sahibiydi. Bölgedeki en büyük Türk ürünleri distribütörü olan İmam’ın, Türkiye ile yaptığı ticari faaliyetler ve oğlunun üniversite döneminde Türkiye ve Mısır’a yaptığı ziyaretler, Çin devleti tarafından “tehlikeli temas” olarak nitelendirildi.

Uygurlar üzerindeki baskılar artıyor

Bu olay, Çin’in yalnızca dini ve kültürel yaşama değil, ticari hayata da müdahale ettiğini gösteriyor. İnsan hakları örgütlerine göre, Türkiye ile herhangi bir temas kuran ya da sempati duyan Uygurlar, “devlete tehdit” olarak fişleniyor.

Uluslararası Af Örgütü ve Human Rights Watch gibi kuruluşlar, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur nüfusuna uyguladığı baskının “etnik temizlik boyutuna ulaştığını” savunuyor. Musa İmam davası da bu görüşleri destekleyen yeni bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’de ve diaspora Uygur topluluklarında ise bu karar, büyük bir infialle karşılandı. Sosyal medya kullanıcıları, “suçun Türk markalarının temsilciliğini yapmak olduğunu” belirterek, uluslararası kamuoyuna Çin’in keyfi uygulamalarına karşı harekete geçme çağrısında bulundu.