Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, Van'da meydana gelen depremin derinliği ve odak mekanizmasını analiz ederek kamuoyuna önemli bir uyarıda bulundu.
Tuşba ilçesi Derebey Mahallesi merkezli gerçekleşen 4.6 büyüklüğündeki deprem, AFAD verilerine göre yerin 6.11 kilometre altında kaydedildi.
Ancak Doç. Dr. Alkan, uluslararası ve ulusal kurumların (AFAD, NEIC, USGS vb.) çözümlerine göre derinliğin 13 ila 17 kilometre arasında hesaplandığını belirtti.
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alkan, küçük ölçekli bu sarsıntının dahi, orta ve orta-büyük depremler üretme potansiyeli olan fay hatlarıyla ilişkili olabileceğini değerlendirdi.
Özellikle depremin Tuşba ve İpekyolu'nun kuzeyinde (İskele Mahallesi civarı) daha şiddetli hissedilmesinin nedenini zemin şartlarına bağladı:
"BÖLGEDEKİ GÖL ÇÖKELLERİ, KALIN ALÜVYONLAR VE YUMUŞAK ZEMİNLER, DEPREM ENERJİSİNİ BÜYÜTEREK YÜZEYE İLETİYOR"
Şehir merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta gerçekleşen depremin, küçük-orta büyüklükte sınıflandırılabilecek bir sarsıntı olarak değerlendirildiğini ifade eden Doç.Dr. Alkan, değerlendirmesinin devamında "Depremin odak mekanizması ve moment tensörü çözümlerine baktığımızda, dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta ortaya çıkıyor. İlki, depremin doğrultu atımlı bir mekanizmaya sahip olması; ikincisi ise normalden daha derin bir odakta meydana gelmesi. Andilli, AFAD, NEIC, USGS ve EMSC gibi farklı kuruluşların çözümlerine bakıldığında, deprem derinliklerinin 13-17 kilometre arasında hesaplandığı görülüyor. Her ne kadar bu deprem küçük ölçekte olsa da verdiği işaretler bakımından önemli. Van Gölü’nün doğusunda, Van’ın hemen kuzeyinde olması nedeniyle beklenti içinde olunan bir bölgede yaşanmış olması dikkat çekiyor. Bölgenin genel tektoniği incelendiğinde, kuzey-güney yönlü bir bindirme sistemi ve bölgede hâkim olan sıkışma hareketi mevcut. Ayrıca, doğudan Hoy civarından Van il merkezine kadar uzanan çok sayıda fay ve fay zonu bulunuyor. Zaman zaman orta ve orta-büyük depremler üretebilen bu fay hatlarıyla ilişkili bir aktivite olabileceği değerlendiriliyor" şeklinde ifadelere yer verdi.
Depremin konumuna bakıldığında MTA’nın aktif fay haritasında herhangi bir fayın üzerinde görünmemesine rağmen bu bölgede sıkışma, deformasyon ve stres birikiminin devam ettiğinin anlaşıldığına dikkat çeken Alkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum, bölgenin deprem potansiyelinin sürdüğüne işaret ediyor ve dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Son bir ayın deprem aktivitesine bakıldığında, ana şokun çevresinde kuzeydoğu-güneybatı yönlü küçük depremlerin yoğunlaştığı görülüyor. Depremin özellikle Tuşba ve İpekyolu’nun kuzeyinde (İskele Mahallesi civar) daha fazla hissedilmesinin nedeni ise bölgedeki göl çökelleri, kalın alüvyonlar ve yumuşak zeminlerin deprem enerjisini büyüterek yüzeye iletmesi. Bu tür jeolojik birimler, deprem dalgalarının süresinin ve şiddetinin artmasına neden oluyor. Vatandaşların depremin beklenenden daha uzun sürdüğünü hissetmesinin temel nedeni bu zemin özellikleri. Bu nedenle bölgede yapı güvenliği ve zemin şartlarına uygun yapılaşma konusunda önlemlerin alınması büyük önem taşıyor."