DÜNYA ÇİFTÇİ KADINLAR GÜNÜ NEDİR? NASIL ORTAYA ÇIKTI?
15 Ekim, Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Kadın Çiftçiler Günü" olarak ilan edildi. Her yıl aynı tarihte kutlanan bu özel gün, tarım sektörünün görünmeyen kahramanları olan kadın çiftçilere dikkat çekmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda, kadın emeğinin kırsalda ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak için farkındalık oluşturuyor.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü, belirli bir olayın ardından değil, kadınların tarımsal üretimdeki kritik rolünü görünür kılmak amacıyla ortaya çıkmıştır. 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen bu özel gün kadın çiftçilerin çoğu zaman görünmeyen emeğine dikkat çekmek, karşılaştıkları eşitsizlikleri gündeme taşımak ve kırsal kalkınmada üstlendikleri rolü vurgulamak amacı taşır.
TÜRKİYE'DE KADIN ÇİFTÇİLERİN SAYISI KAÇ?
Tarımın bel kemiği olan kadın çiftçiler, Türkiye’de yaklaşık 1 milyonluk büyük bir emek gücünü temsil ediyor. Ancak bu önemli kitle, sosyal güvenlik hakları ve ekonomik destek konusunda hala ciddi engellerle karşı karşıya. 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde, Türkiye’deki kadın çiftçilerin sayısını ve sosyal güvence durumunu güncel verilerle ele alıyoruz.
2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde 754 Ziraat Odasına kayıtlı 956 bin 643 kadın çiftçi bulunuyor. Bu sayı, tüm çiftçilerin %18,14’üne denk geliyor. Tarımsal iş gücünde kadınların önemli bir yeri olmasına rağmen, sosyal güvenceden yoksun kalan büyük bir kesim var.
NE KADAR SOSYAL GÜVENCEYE SAHİPLER?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2024 verileri:
Türkiye’de 4/B kapsamındaki 427 bin 298 zorunlu Tarım BAĞ-KUR’lu çiftçiden sadece 105 bin 478’i kadın. Bu oran %24,69.
Kadın çiftçilerin yalnızca %11’i Tarım BAĞ-KUR primini ödeyebiliyor. Büyük çoğunluğu, gelir yetersizliği nedeniyle sosyal güvenlik sisteminin dışında.
KADIN ÇİFTÇİLERİN SOSYAL STATÜ SORUNU
Kadın çiftçilerin büyük bir bölümü, hala aile işletmelerinde “ücretsiz aile işçisi” olarak çalışıyor. Bu durum onların hem üretici kimliğini görünmez kılıyor, hem de sosyal güvenlik haklarını engelliyor. Anayasa’nın 10. maddesi kadın-erkek eşitliğini, 60. maddesi ise sosyal güvenlik hakkını garanti altına alıyor. Ancak uygulamada bu haklardan milyonlarca kadın faydalanamıyor.
NE YAPILMALI?
Kadın Çiftçilerin Güçlendirilmesi İçin:
Kadınlara özel BAĞ-KUR prim desteği sağlanmalı
Kadın girişimcilere yönelik pozitif ayrımcılık uygulanmalı
Kadın kooperatifleri ve mikro girişimler desteklenmeli
Kırsal Altyapının Güçlendirilmesi İçin:
Köylerde kreş, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalı
İnternet erişimi ücretsiz hale getirilmeli
Sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri güçlendirilmelidir.
Kadın çiftçiler sadece üretimin değil, kırsal yaşamın da bel kemiği. Ancak görünmeyen emeklerinin karşılığını almak, sosyal güvenceye ulaşmak ve kendi kimliklerini kabul ettirmek için mücadele ediyorlar. 15 Ekim, bu mücadelenin duyulması, desteklenmesi ve çözüm yollarının geliştirilmesi için çok önemli bir tarih.
KADIN ÇİFTÇİLERİN KARŞILAŞTIKLARI ZORLUKLAR NELER?
Emekleri çoğunlukla “aile içi katkı” olarak görülerek görünmez kalıyor.
Tarımda kadınların mülkiyet, kredi ve desteklere erişimi sınırlı.
Kırsal yaşamda altyapı yetersizlikleri (kreş, sağlık, internet vb.) işleri daha da zorlaştırıyor.
Kadın Çiftçilerin Güçlendirilmesi İçin Neler Yapılmalı?
Kadın çiftçilere özel prim desteği ve pozitif ayrımcılık sağlanmalı.
Düşük faizli kredi ve hibe destekleri artırılmalı.
Tarımsal teknoloji ve girişimcilik eğitimleri yaygınlaştırılmalı.
Kırsal alanlarda sağlık, eğitim, ulaşım ve internet hizmetleri güçlendirilmeli.
Tarımın stratejik ve saygın bir meslek olduğu toplumda daha iyi anlatılmalı.
Toprağı eken kadınlar sadece tarımın değil, kırsal yaşamın da geleceğidir. 15 Ekim, kadın çiftçilerin emeğinin görünür olması, haklarının iyileştirilmesi ve desteklenmesi için önemli bir gündür. Türkiye’de kadın çiftçilerin sayısı artarken, sosyal güvence ve ekonomik destek alanındaki eksikliklerin giderilmesi için somut adımlar atılması gerekiyor.