SEMA ERSOY - ÖZEL HABER
Tarımda kadın emeği büyük ama görünürlüğü az. Türkiye'de 1997'den beri her yıl 15 Ekim’de kutlanan Dünya Kadın Çiftçiler Günü, kırsalda üretimin ana taşıyıcılarından biri olan kadınların katkısını görünür kılmayı amaçlıyor. Ancak kadın çiftçilerin sistemdeki varlığı hala düşük seviyelerde.
Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı kadın sayısı 2024 itibarıyla 305 bin 527. Bu sayı çiftçilerin sadece %13’ünü oluşturuyor. Kadınlar tarlada, bağda, serada var ama kayıtlarda yok.
"KADINLAR TARLADA OLMASAYDI TARIM OLMAZDI"
Fatma Yıldız, 45 yaşında, İzmir'in Çeşme ilçesindeki organik çiftlik sahibi
Fatma Yıldız, 20 yıldır çiftçilik yapıyor ve eşiyle birlikte kendi çiftliklerinde organik ürünler yetiştiriyor. Ancak onun da kayıtlarda görünürlüğü kısıtlı. "Çiftlikte her gün, her koşulda varım. Ama 'resmi çiftçi' olarak kayıtlara geçmek, özellikle kadınsanız, gerçekten büyük bir engel" diyerek sözlerine başlıyor:
"Benim için bu sadece bir iş değil, bir yaşam tarzı. Ama kadın olduğum için kimse bana gerçek anlamda 'çiftçi' demedi. Hatta devletin sistemi bu noktada çok eksik. Çünkü bizim gibi kadın çiftçilere dayatılan prosedürler çoğu zaman, onların mücadeleye devam etmeleri için çok ağır." Fatma, kadın çiftçilerin "resmi kayıtlarda" yer almasının, tarımın geleceği için hayati bir mesele olduğunu vurguluyor.
"KADIN OLUNCA İŞİ DAHA ZOR BULUYORSUNUZ"
Zeynep Demirci, Nevşehir’in Avanos ilçesinden bir kadın çiftçi
Zeynep, babasının yıllardır işlettiği üzüm bağlarında çalışıyor. Yıllardır tarlada olan, ama kayıtlarda yer bulamayan kadın çiftçilerden biri. “Kadın olduğumuz için, her zaman ekstra bir çaba harcıyoruz. Evet, toprak bizim için de, ama başvurularımız ve işlemlerimiz erkeklere kıyasla çok daha uzun sürüyor" diyor.
Zeynep, ÇKS'ye kaydolmak için yıllarca mücadele ettiğini anlatırken "Tarımda da kadınların emeği hala göz ardı ediliyor. Erkek çiftçiler, bizden çok daha hızlı süreçlerle kaydolabiliyorlar ama bizde her şey ekstra bürokratik engelle geliyor" diyerek tarımda kadınların karşılaştığı engelleri dile getiriyor.
"KADIN ÇİFTÇİLER HEM ÜRETİYOR AİLEYİ GEÇİNDİRİYOR"
Meryem İçten, 40 yaşında, Hasanoğlan ilçesinde üzüm üreticisi
Meryem İçten, ailesiyle birlikte zeytin yetiştiriciliği yapıyor. Ancak kadın çiftçilerin görünürlük meselesi onun da gündeminde.
"Kadın çiftçiler sadece tarım yapmaz, aynı zamanda evin geçimini sağlayan, çocukları büyüten, ev işlerini yapan kişilerdir. Birçok kadının çalıştığı tarla da evi geçindiren yegane kaynaktır." diyor İçten, kadın çiftçilerin görünürlüğüne dair daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğini belirtirken sözlerini şöyle sonlandırıyor:
"ÇKS'ye kayıt olmak çok basit bir işlem gibi görünebilir, ancak hem aile sorumlulukları hem de dışarıdan gelen engellerle bu işlemler çok zorlaşıyor. Kendi emeğimizi görünür kılmak için daha çok çaba sarf etmemiz gerekiyor."
VERİLER NE ANLATIYOR?
Çiftçi emektar kadınlar zorluklarla mücadelelerini aşağı yukarı bu çerçevede anlatıyor. Peki veriler ne söylüyor?
EN ÇOK KADIN ÇİFTÇİ KARADENİZ'DE
2022 verilerine göre Türkiye genelinde kadın çiftçi oranında Karadeniz Bölgesi ilk sırada. Miras yoluyla paylaşılan küçük araziler nedeniyle kadınların kayıtlı çiftçi olma ihtimali burada daha yüksek.
Karadeniz: 94.114 (%32,6)
Ege: 55.688 (%19,3)
İç Anadolu: 45.124 (%15,6)
Marmara: 30.070 (%10,4)
Akdeniz: 29.605 (%10,2)
Doğu Anadolu: 17.942 (%6,2)
Güneydoğu Anadolu: 16.521 (%5,7)
Özellikle Güneydoğu Anadolu'da tarım arazilerinin büyük kısmı erkekler üzerine kayıtlı. Kadınların üretime katılımı yüksek olsa da resmi kayıtlarda görünmüyorlar.
KADIN ÇİFTÇİ ORANI
ÇKS’ye kayıtlı kadın çiftçi sayısının en yüksek olduğu ilk 10 il şöyle:
Ordu: 23.761 (%8,2)
Giresun: 18.615 (%6,4)
Manisa: 12.644 (%4,4)
Trabzon: 11.938 (%4,1)
Denizli: 11.521 (%4,0)
Konya: 10.530 (%3,6)
Samsun: 9.744 (%3,4)
Sakarya: 8.866 (%3,1)
Aydın: 8.446 (%2,9)
Ankara: 6.805 (%2,4)
Karadeniz ve Ege illeri öne çıkarken, İç Anadolu’dan sadece iki il bu listeye girebildi. Genç kadın çiftçilerin sayısı artıyor ama hala düşük. 40 yaş altı kadın çiftçilerin sayısı da yıllar içinde artış gösterdi.
Bu da kadın çiftçilerin toplamı içinde %14’lük bir paya denk geliyor. Yani genç kadınların tarıma ilgisi artıyor ancak toplam içindeki oranı hala düşük.
SGK VERİLERİ: "HER 4 ÇİFTÇİDEN BİRİ KADIN"
Tarımda sigortalı çalışan kadın sayısına bakıldığında da tablo çok farklı değil.
2024 SGK verilerine göre, Tarım Bağ-Kur’lu toplam 425.484 çiftçinin %25’i yani 104.894’ü kadınken erkeklerin sayısı ise 320.590.
İllere göre sigortalı kadın çiftçi oranları:
Rize: %57
Trabzon: %50
Uşak: %46
Burdur: %44
Denizli: %40
Giresun: %36
Zonguldak: %36
Isparta: %36
Karabük: %36
Rize, kadınların erkeklerden daha fazla sigortalı olduğu tek il olarak dikkat çekiyor.
TOPRAKTA İZ VAR, KAYITLARDA YOK
Kadınlar tarımda çalışıyor, üretiyor, toprağı işliyor ama sistem onları hala yeterince görmüyor. %13 ÇKS oranı ve %25 SGK oranı, kadınların tarımdaki gerçek katkısını yansıtmaktan uzak.
Kadın çiftçiler, Türkiye'nin tarım sektöründe dayanak noktalarından biri olmasına rağmen resmi kayıtlarda hala çok düşük bir oranda temsil ediliyor. Yıllar içinde kadınların tarıma olan ilgisinin arttığı ve sayıların yükseldiği gözlemlense de, kadınların tarıma olan katkıları hala yeterince görünür değil. Bu, sadece kayıtlarda değil aynı zamanda toplumsal ve ekonomik düzeyde de bir eşitsizliğin göstergesi.
Kadınların tarıma olan katkılarını daha fazla görünür kılmak, hem onların toplumsal statülerine hem de sektördeki sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Eğer tarımda kadın emeği daha fazla kabul edilir ve desteklenirse, bu sadece kadınları değil tüm sektörü güçlendirecektir.
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü vesilesiyle hatırlatmakta fayda var: Kadın emeğiyle yürüyen bir tarım sektörü, kadın görünür kılınmadan sürdürülemez.