Devasa dinozorlar deyince hepimizin aklına T-Rex’ler, Brachiosaurus’lar gibi dev yaratıklar gelir. Ancak bir zamanlar öyle bir ada vardı ki burada her şey... küçülüyordu.
Devasa canlılar bir anda cüceleşiyor, zincirin tepesindeki avcılar küçücük hale geliyordu. Romanya’daki Hateg Adası, doğadaki rollerin değiştiği bu sıra dışı yerlerden biri. Peki ama neden? Bu gizemli adada gerçekten neler yaşandı?
Hateg Adası Nedir, Nerededir?
Günümüzde Romanya topraklarında yer alan Hateg, 70-80 milyon yıl önce bir ada olarak okyanusla çevriliydi. O dönemdeki adaya “Hateg Adası” adı verildi. Ancak sıradan bir kara parçası değildi…
Bu ada, dünyanın en gizemli biyolojik deneylerinden birinin sahnesiydi: Ada cüceleşmesi (insular dwarfism).
Bu adada, tarih öncesinin hakimi olan dinozorlar, devasa yırtıcılar bir sebepten ya da birçok sebepten ötürücü küçülüyorlardı.
Peki Dinozorlar Bu Adada Neden Küçüldü?
Dinozorların neden küçüldüğüne yönelik çok sayıda bilimsel teori mevcut. Uzmanlar bu yaşanan olayın tek bir sebebe bağlı olmadığını, aslında arka planda birçok etkenin olduğunu belirtiyorlar:
Bu ada ortamında yiyecek ve alan sınırlıydı. Bu yüzden büyük vücutlu hayvanların hayatta kalabilmek için zamanla küçüldüğü, adapte olduğu söyleniyor.
Az yırtıcı, sınırlı rekabet = Enerji tasarrufu = Küçük bedenli türler avantajlı hâle geldi.
Karadan kopukluk, genetik akışı sınırladı. Böylece kendi başına evrimleşen cüce dinozor türleri ortaya çıkmasına yol açtı.
Doğadaki Roller Nasıl Değişti?
Devasa otçullar bile küçük boyutlara evrildi. Normalde büyük avcılar olan dinozorlar, Hateg’te ya küçüldü ya da hiç bulunmadı. Normalde orta seviye yırtıcılar olan bazı türler, adanın "kralı" haline geldi.
Bilim İnsanları Ne Diyor?
Hateg Adası, “yaşayan bir laboratuvar” olarak görülüyor. Ada evrimi üzerine yapılan araştırmalar, sadece dinozorları değil, modern çağda adalarda yaşayan türleri de anlamamıza yardımcı oluyor.
Benzer “küçülme” olayı, Endonezya’daki Hobbit-insanlar (Homo floresiensis) gibi bazı insan atalarında da görülmüştür.
Fosil çalışmaları sürüyor, çünkü adada hâlâ keşfedilmemiş dinozor türleri olduğu düşünülüyor. Yeni teoriler, adanın sadece biyolojik değil, jeolojik olarak da farklı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.