Ateşkese rağmen, şehri saran molozlar ve harabe binalar, Gazze'nin dramını bir kez daha gözler önüne seriyor. İleriye doğru adım atarken her adımda yerle bir olmuş bir hayat, her köşede yıkımın izlerini bırakıyor.

Şehirdeki camiler, ibadet yerleri ve kültürel miras yapıları, çatışmaların en çok tahrip ettiği yerlerden oldu. Ateşkes sonrasında bu yerlerin yıkıntıları, Gazze’nin sadece fiziksel değil manevi anlamda da ne kadar zayıfladığını gösteriyor.

Çatışmalar sırasında yıkılan hastaneler ve sağlık merkezleri, bölgedeki insani krizlerin büyümesine yol açtı. Ateşkesin ardından bu yapılar, hala onarılamaz durumda. Sağlık hizmetlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.

Ateşkese rağmen insani yardım malzemeleri hala Gazze'ye ulaşmakta güçlük çekiyor. Yıkılan altyapı ve güvenlik engelleri, yardım kuruluşlarının bölgeye ulaşmasını engelliyor. Yardımların sınırlı olmasi, bölgede sıkıntıları daha da büyütüyor.

Savaşın etkisiyle hayatta kalan çocuklar ve aileler, zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyor. Çocuklar, sokaklarda bir oyun oynamak yerine enkaz yığınları arasında hayatta kalmaya çalışıyor.

Evlerini kaybeden binlerce aile, başka bölgelere sığınmış durumda. Yerinden edilen ailelerin yüzlerindeki çaresizlik, bölgedeki insanlık dramının boyutlarını gözler önüne seriyor. Yıkımın ortasında bir umut ışığı arayan bu aileler, her geçen gün daha da zor bir yaşamla karşı karşıya.

Yıkılan evlerden geriye sadece eski fotoğraflar, çocukların oyuncakları ve hatıralar kaldı. Gazze’nin bir zamanlar canlı olan mahalleleri, şimdi yalnızca geçmişin anılarına sarılmaya çalışan insanların hatıralarıyla yaşıyor.

BM raporuna göre, Gazze'de 55 milyon ton enkaz kaldırılmayı bekliyor.

Editör Hakkında