Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir ve Batı Anadolu fay hatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İzmir’de deniz ve kara olmak üzere toplam 40 fay bulunduğunu hatırlatan Sözbilir, bunlardan 17’sinin karada yer aldığını belirtti.
Sözbilir, İzmir merkezli son büyük depremin 1688 yılında 6,8 büyüklüğünde meydana geldiğini hatırlatarak, “Yaklaşık 337 yıldır bu bölgede yıkıcı bir deprem yaşanmadı. 30 Ekim 2020’deki 6,6 büyüklüğündeki deprem Sisam merkezliydi ve kara faylarımızı etkilemedi” dedi.
İzmir’deki 17 aktif fayın tamamının deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Sözbilir, “Yapılan çalışmalar, Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının deprem üretme zamanlarının geldiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Batı Anadolu’daki sismik duruma da değinen Sözbilir, Türkiye genelinde 485 aktif fay bulunduğunu, bunların yaklaşık 200’ünün Batı Anadolu’da yer aldığını söyledi.
Bölgedeki kabuğun yılda 40 milimetre güneybatıya doğru hareket ettiğini belirten Sözbilir, “Batı Anadolu’da 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretebilecek çok sayıda fay mevcut. Son yüzyılda 8 fay kırıldı, geri kalanlar ise kırılmayı bekliyor. Zamanı geldiğinde bu faylar yeniden deprem üretecek” dedi.
Simav Fay Zonu hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Sözbilir, zonun yaklaşık 200 kilometre uzunluğunda olduğunu ve 7 segmente ayrıldığını belirtti.
Her segmentin 6 ila 7,2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu hatırlatan Sözbilir, “1970 Gediz depremi bu fay üzerinde meydana gelmişti. Şu anda Simav’ın kuzeyinde depremler yaşanıyor. Gelenbe Fayı ise kırılmaktan ziyade gerilimi kuzeye veya güneye transfer ediyor. Bu gerilimin kuzeye gitmesi durumunda Balıkesir, güneye gitmesi halinde ise Akhisar ve Soma faylarını etkileyebilir” açıklamasında bulundu.
Sözbilir, İzmir ve çevresinin deprem tehlikesi açısından hazırlık dönemine girmesi gerektiğini vurgulayarak, afet bilinci ve yapı güvenliğinin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.