İsrail’in dış istihbarat servisi Mossad, 13 Aralık 1949’da, David Ben-Gurion’un başbakanlığı döneminde kuruldu. İlk adı "HaMossad leModi'in uleTafkidim Meyuhadim" yani "İstihbarat ve Özel Görevler Enstitüsü" idi.
Bu yapı, İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği 1948’den sonra, dış tehditlere karşı koymak, yurt dışındaki Yahudi toplulukları korumak ve düşman ülkelerde istihbarat toplamak amacıyla oluşturuldu.
Mossad’ın resmi görevleri arasında yabancı ülkelerde istihbarat toplamak, gizli operasyonlar yürütmek, terörle mücadele etmek ve İsrail’e yönelik tehditleri önceden tespit etmek yer alır. Ancak zamanla, görev alanı bu sınırların çok daha ötesine taşındı.
Neden Bu Kadar Güçlü?
Küresel Yahudi Diasporasından Destek:
Mossad’ın dünya genelindeki Yahudi diasporası ile güçlü bağları vardır. Bu ağ, Mossad'a birçok ülkede “gönüllü istihbarat” ya da iş birliği kanalları sağlar.
Gizlilik ve Disiplin:
Mossad, dünyanın en gizli çalışan servislerinden biridir. Üyeleri genellikle gerçek isimleriyle tanınmaz. Operasyonların detayları çoğu zaman yıllar sonra bile ortaya çıkmaz.
Kararlılık ve Sınır Tanımayan Operasyonlar:
Mossad, dünyanın herhangi bir ülkesinde hedefini vurabilecek cesur operasyonlarıyla tanınır. 1972 Münih Olimpiyatları’nda İsrailli sporcuları öldüren Kara Eylül örgütüne karşı yıllar süren "Gazap Tanrısı Operasyonu" bunun en bilinen örneğidir.
Bir başka örnek, 1960'ta Nazi subayı Adolf Eichmann’ın Arjantin’de yakalanarak İsrail'e kaçırılmasıdır. Bu operasyon, Mossad’ın “unutmaz ve affetmez” anlayışının sembolü haline geldi.
Mossad, yalnızca casusluk yapan bir kuruluş değil, aynı zamanda dış politikayı yönlendirebilen, gerektiğinde askeri operasyon yapan, hatta bazen İsrail hükümetinin diplomatik açmazlarını çözen bir “gölge güç” olarak da görülür.
Bu nedenle Mossad, sadece bir devlet kurumu değil; İsrail’in varlık mücadelesinin en sessiz ama en etkili silahı olarak konumlandırılır.