Birleşmiş Milletler Küresel Tahmin Raporlarına göre, 2025-2029 yılları arasında küresel sıcaklık 1850-1900 dönemi ortalamalarından 1.5°C’den fazla olma ihtimali yaklaşık %70’e yaklaşmış durumdadır. Atmosfere salınan karbondioksit, metan gibi sera gazlarının seviyesi hiç olmadığı kadar yüksek ve özellikle fosil yakıtların kullanımı, kömür ve doğalgaz yakımının gölgesinde hâlâ kontrol altına alınamıyor.
Küresel Durum: Rekorlar Kırılıyor
İklim Risk Endeksi (CRI) 2025 raporu, 1993-2022 yılları arasında aşırı hava olaylarının sebep olduğu can kayıplarıyla maddi hasarların toplamının 4 trilyon dolar’ı aşan ekonomik zarara yol açmış ve bu zarar hem ekonomiyi hem de dünyayı etkileyen zarar haline geldi. Aynı zamanda ise, bu zarar ilerleyen yıllara göre daha da artacağını düşünüyorum çünkü günümüzde de insan nüfusu dengesiz bir şekilde arttığından dolayı da bu zarar da artacaktır.
Türkiye’de Durum: Tehlike Kapıda
Türkiye özelinde ise, aşırı sıcaklık dalgalarının can kaybına ve ciddi ekonomik kayıplara yol açacağını, özellikle yakındaki komşu ülkelere kıyasla daha kırılgan konumda olduğumuzu ortaya koymaktadır. Yaz mevsimleri daha sıcak; Sağlık, tarım ve su yönetiminde riskler artmaktadır. Özellikle Tarım sektörü iklim değişikliğinin etkisi altında: Su kıtlığı, sulama sorunları, mahsul veriminde belirsizlikler öne çıkıyor. Bu da haliyle Türkiye’nin tarımını etkileyen bir hale dönüşüyor.
Sağlık ve İnsan Hayatı Üzerindeki Bedel
Orman yangınları sonucu çıkan duman, yaydığı ince partiküller (PM2.5 gibi) nedeniyle solunum ve kalp rahatsızlıklarını arttırıyor. Guardian’ın yeni bir çalışması, eğer emisyon azaltımları yapılmazsa, yangın dumanının her yıl 1,4 milyon kişi için ölüm nedeni olabileceğini tahmin ediliyor.
Isı dalgaları artık sadece sıcaklık haberleri değil; birçok ülkede sıcaklardan dolayı ölümler, özellikle yaşlı nüfus arasında artıyor. Örneğin, İspanya 2025 yazında rekor sıcaklıklar yaşadı ve normalin çok üstü sıcaklıklar yüzünden binlerce ek ölüm gerçekleşti.
Alınacak Önlemler
Dünyada sera gazı emisyonları hızla düşürülmez ise, ortalama 2100 yılına gelindiğinde sıcaklık artışlarının 2,5-3,7°C arasında olması olası ve geri dönülmez değişimleri beraberinde getirebilir.
Türkiye bu tür durumlarda önlemi nasıl alabilir?
Su yönetimi politikalarında nehir havzaları için özel planlar, kuraklığa yönelik tarımsal uygulamaların değiştirilebilir.
Yenilenebilir enerji yatırımlarında fosil yakıt bağımlılığını azaltacak, enerji verimliliğini arttıracak programlar yapılabilir.
Kentsel planlama ve altyapı dirençliliğinde aşırı yağış, seller ve sıcaklık artışı gibi olaylara dayanıklı şehir altyapıları kurulabilir.
Toplumsal farkındalık ve sağlık altyapısında halkı, özellikle yaşlı ve risk gruplarını sıcak hava uyarıları, afet bilinci konusunda bilgilendirme; sağlık sistemini sıcaklık, hava kirliliği ve bulaşıcı hastalık risklerine karşı güçlü hale getirebilir.