Auralı migren deneyimi yaşayan kişiler, görüş alanlarında geçici kör noktalar, zikzak çizgiler, ışık parlamaları veya hareketli şekiller gibi çeşitli görsel rahatsızlıklar fark edebilirler. Bu belirtiler genellikle birkaç dakika ila bir saate kadar sürer ve genellikle tamamen geriye dönüşlüdür. Göz migreni terimi bazen retina migreni ile karıştırılsa da, retina migreni tek gözde geçici görme kaybı veya kararma ile seyreden nadir bir durumken, auralı migren genellikle her iki gözün görüş alanını etkileyen görsel bozuklukları ifade eder.

Auralı Migrenin Tanımı ve Özellikleri

Auralı migren, merkezi sinir sisteminde geçici nörolojik semptomların eşlik ettiği bir migren alt tipidir. Bu nörolojik semptomlara aura denir ve en sık görüleni görsel auradır. Aura, genellikle baş ağrısı başlamadan 5 ila 60 dakika önce gelişir ve tamamen kaybolduktan sonra baş ağrısı başlar. Ancak bazı durumlarda aura baş ağrısı olmadan da ortaya çıkabilir; bu duruma "baş ağrısız aura" veya "göz migreni" adı verilir. Auranın temel özelliği, yavaş yavaş gelişmesi ve tamamen geri dönüşlü olmasıdır. Görsel auraya ek olarak, duysal (uyuşma, karıncalanma) veya motor (konuşma güçlüğü gibi) belirtiler de görülebilir, ancak görsel aura en yaygın olanıdır. Auralı migren atakları, beynin görsel korteksindeki anormal elektriksel aktivite dalgalanmalarının bir sonucu olarak meydana geldiği düşünülmektedir. Bu elektriksel aktivite, görsel algının geçici olarak bozulmasına yol açar.

Belirtileri ve Görsel Aura Deneyimi

Göz migreni veya auralı migrenin en çarpıcı belirtileri, baş ağrısından önce veya baş ağrısıyla eş zamanlı ortaya çıkan görsel bozukluklardır. Bu görsel auralar, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak belirli ortak özelliklere sahiptir. Genellikle görüş alanının bir noktasında başlar ve yavaş yavaş yayılır. Bu görsel rahatsızlıklar genellikle her iki gözü de etkiler, ancak kişi bunları tek gözdeymiş gibi algılayabilir. Gözleri kapattığınızda bile bu görsel fenomenler devam eder.

Görsel Auranın Çeşitleri

  • Zikzak Çizgiler (Fortification Spectra): En yaygın görsel aura türlerinden biridir. Titrek, parlak ve zikzak şeklinde çizgilerle karakterizedir. Bu çizgiler, bir kalenin surlarına benzediği için "kale benzeri çizgiler" olarak da adlandırılır. Genellikle görüş alanının merkezine yakın bir yerde başlar ve dışa doğru genişler.
  • Kör Noktalar (Skotom): Görüş alanının belirli bir bölgesinde oluşan geçici karanlık veya bulanık alanlardır. Bu noktalar, bazen bir ışık çemberi veya parlak kenarlar ile çevrili olabilir.
  • Işık Çakmaları (Fotopsi) ve Parlayan Noktalar: Ani ve kısa süreli ışık patlamaları, yıldızlar veya parıldayan noktalar şeklinde görülebilir.
  • Dalgalı veya Titrek Görüntüler: Çevredeki nesnelerin kenarları dalgalı, titreşimli veya bozuk görünebilir.
  • Tünel Görüşü: Nadiren, görüş alanının dış kısımlarında daralma yaşanabilir, sanki bir tünelin içinden bakılıyormuş gibi.

Diğer Aura Belirtileri

Görsel auranın yanı sıra, bazı auralı migren ataklarında diğer nörolojik belirtiler de görülebilir:

  • Duysal Aura: El, kol veya yüz gibi vücudun bir tarafında karıncalanma, uyuşma hissi. Bu genellikle görsel auranın ardından gelir ve yayılabilir.
  • Konuşma Bozuklukları (Afazi): Kelime bulma güçlüğü, kelimeleri yanlış telaffuz etme veya konuşma akıcılığında bozulma. Bu tür aura daha nadirdir.
  • Motor Aura (Hemiplejik Migren): Vücudun bir tarafında geçici güçsüzlük veya felç. Bu çok nadir ve ciddi bir aura türüdür.

Nedenleri ve Tetikleyici Faktörler

Auralı migrenin kesin nedeni tam olarak anlaşılamasa da, beyindeki geçici elektriksel ve kimyasal değişikliklerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. En kabul gören teori, beyin korteksinde yavaş yavaş yayılan bir elektriksel aktivite dalgası olan kortikal yayılan depresyon (CSD) mekanizmasıdır. Bu dalga, beynin görsel korteksinden geçtiğinde görsel auralara neden olur. Genetik yatkınlık da önemli bir rol oynar; ailesinde migren öyküsü olan kişilerde göz migreni görülme olasılığı daha yüksektir.

Diyetisyene sorduk: Bağışıklığımızı güçlendirmek için nasıl beslenmeliyiz?
Diyetisyene sorduk: Bağışıklığımızı güçlendirmek için nasıl beslenmeliyiz?
İçeriği Görüntüle

Birçok kişide auralı migren ataklarını tetikleyen belirli faktörler bulunmaktadır. Bu tetikleyicileri tanımak ve bunlardan kaçınmak, atakların sıklığını ve şiddetini azaltmada önemli rol oynar:

  • Stres: Hem fiziksel hem de zihinsel stres, migren ataklarını tetikleyebilir.
  • Uyku Düzeni Değişiklikleri: Aşırı uyku veya uyku eksikliği.
  • Parlak Işıklar ve Ekran Maruziyeti: Güneş ışığı, bilgisayar, telefon ekranları veya florasan lambalar.
  • Hormonal Değişiklikler: Özellikle kadınlarda regl dönemi, gebelik veya hormonal ilaç kullanımı.
  • Bazı Yiyecekler ve İçecekler: Kafein (aşırı veya yoksunluk), alkol (özellikle kırmızı şarap), işlenmiş etler, yaşlı peynirler, yapay tatlandırıcılar (aspartam) ve nitrat içeren gıdalar.
  • Dehidrasyon: Yetersiz sıvı alımı.
  • Hava Durumu Değişiklikleri: Barometrik basınç değişimleri.
  • Yoğun Egzersiz: Aşırı fiziksel aktivite.

Tanı ve Ayırıcı Tanı

Auralı migrenin tanısı, genellikle hastanın detaylı tıbbi öyküsü ve belirti tanımlarına dayanır. Doktor, semptomların karakteristik özelliklerini (örneğin, görsel auranın süresi, tipi, baş ağrısından önce mi yoksa baş ağrısıyla birlikte mi ortaya çıktığı) dinleyerek bir ön tanı koyar. Fiziksel muayene ve nörolojik değerlendirme de önemlidir. Göz migreni belirtileri, geçici iskemik atak (TİA), felç, retina dekolmanı, glokom krizi veya beyin tümörü gibi daha ciddi nörolojik veya göz rahatsızlıklarının belirtileriyle benzerlik gösterebildiği için ayırıcı tanı büyük önem taşır. Bu nedenle, özellikle ilk kez ortaya çıkan, alışılmadık veya şiddetli aura semptomlarında, başka nedenleri dışlamak amacıyla beyin MRG veya BT taraması, elektroensefalografi (EEG) gibi görüntüleme ve fonksiyonel testler istenebilir. Doğru tanı, uygun tedavi ve yönetimin temelidir.

Tedavi ve Yönetim Stratejileri

Göz migreni veya auralı migrenin tedavisinde amaç, atağın semptomlarını hafifletmek ve gelecekteki atakları önlemektir. Tedavi yaklaşımları akut (atak sırasında uygulanan) ve koruyucu (atakları önlemeye yönelik) olmak üzere ikiye ayrılır.

Akut Tedavi Yaklaşımları

Aura başladığında genellikle en iyi yaklaşım, sakin bir ortamda dinlenmektir. Birçok kişi için karanlık ve sessiz bir oda rahatlama sağlar. Eğer aura sonrasında baş ağrısı gelişiyorsa, ağrı kesiciler kullanılabilir:

  • Basit Ağrı Kesiciler: Parasetamol veya non-steroid anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) olan ibuprofen, naproksen gibi ilaçlar hafif ila orta şiddetli baş ağrısı için etkili olabilir.
  • Triptanlar: Migren atağının şiddetli baş ağrısı fazında kullanılan spesifik migren ilaçlarıdır. Ancak triptanlar genellikle aura döneminde etkili değildir ve bazı durumlarda iskemik felç riskini artırabileceği düşünülerek aura sırasında kullanımından kaçınılabilir. Doktor önerisiyle baş ağrısı başladığında kullanılabilir.
  • Anti-emetikler: Migrene eşlik eden bulantı ve kusmayı kontrol altına almak için kullanılabilir.

Koruyucu Tedaviler

Eğer auralı migren atakları sık ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, doktor koruyucu tedavi önerebilir. Bu tedaviler, atakların sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmayı hedefler:

  • Beta Blokerler: Propranolol gibi ilaçlar migren ataklarının önlenmesinde yaygın olarak kullanılır.
  • Antidepresanlar: Trisiklik antidepresanlar (amitriptilin) veya bazı SSRI'lar, migren profilaksisinde faydalı olabilir.
  • Antikonvülzanlar: Topiramat veya valproat gibi ilaçlar, özellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen migren hastalarında etkili olabilir.
  • CGRP İnhibitörleri: Daha yeni geliştirilen bu ilaçlar, migren ağrısına neden olan CGRP proteinini hedef alarak atakları önler.
  • Botoks Enjeksiyonları: Kronik migren hastaları için bir seçenek olabilir.

Yaşam tarzı değişiklikleri de koruyucu tedavinin önemli bir parçasıdır.

Göz Migreni ile Yaşamak ve Öneriler

Göz migreni ile yaşamak, atakların öngörülemez doğası nedeniyle zorlayıcı olabilir. Ancak doğru yönetim ve yaşam tarzı değişiklikleriyle atakların kontrol altına alınması mümkündür. İşte bazı önemli öneriler:

  • Tetikleyicileri Tanıma ve Kaçınma: Bir migren günlüğü tutarak hangi faktörlerin atakları tetiklediğini belirleyin. Bu, yiyecekler, içecekler, stres seviyeleri, uyku düzeni veya çevresel faktörler olabilir. Tetikleyicilerden mümkün olduğunca kaçınmak, atak sıklığını azaltacaktır.
  • Düzenli Uyku Düzeni: Her gün aynı saatlerde yatıp kalkmaya özen gösterin, hafta sonları bile bu düzeni bozmamaya çalışın.
  • Sağlıklı Beslenme: Düzenli ve dengeli beslenin. Öğün atlamaktan kaçının ve yeterli miktarda su tüketin.
  • Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikleri hayatınıza dahil edin. Stres, önemli bir tetikleyici faktör olabilir.
  • Ekran Maruziyetini Sınırlama: Bilgisayar, tablet ve telefon ekranlarına uzun süre maruz kalmak göz yorgunluğunu artırarak migreni tetikleyebilir. Düzenli molalar verin ve ekran parlaklığını ayarlayın. Mavi ışık filtreleri kullanmayı düşünebilirsiniz.
  • Fiziksel Aktivite: Düzenli, ancak aşırıya kaçmayan egzersiz, genel sağlığı iyileştirir ve stres seviyesini düşürür.
  • Doktor İle İletişim: Atakların sıklığı veya şiddeti değişirse, yeni veya alışılmadık semptomlar yaşarsanız veya mevcut tedaviniz yetersiz kalırsa mutlaka doktorunuza danışın. Özellikle ilk kez görülen veya ani gelişen şiddetli görsel bozukluklar için hemen tıbbi yardım almak önemlidir, çünkü bunlar başka ciddi durumların belirtisi olabilir.

Göz migreni genellikle zararsız bir durum olsa da, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bilinçli olmak ve proaktif yönetim stratejileri uygulamak, bu durumla başa çıkmada anahtardır.

Kaynak: Haber Merkezi