Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Hazar Denizi’ndeki Şafak-Asiman Doğalgaz Sahası’na yüzde 30 payla ortak olarak hem ulusal hem de bölgesel enerji dengelerini sarsacak bir adım attı. Bakü’nün 125 kilometre güneydoğusundaki, 650–800 metre derinlikte keşfedilen bu saha, “bir millet, iki devlet” anlayışının somut ekonomik iş birliğine dönüşümünün en güçlü simgelerinden biri.
Derin Denizden Gelen Umut
2021’de Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın 7.189 metre sondajla tespit ettiği doğalgaz ve kondensat rezervleri, henüz tam olarak ölçülmese de BP ve SOCAR’ın ardından TPAO’yu da peşinden sürüklüyor. Türkiye’nin derin deniz teknolojilerindeki bilgi birikimini BP’nin uluslararası tecrübesiyle birleştirecek bu ortaklık, önümüzdeki yıllarda enerji portföyüne ciddi hacim kazandıracak.
Enerji Bağımsızlığında Kritik Adım
Şafak-Asiman gazı, TANAP hattı üzerinden Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşınma ihtimaliyle cari açığa doğrudan çare üretecek. İthalata dayalı enerji modelinden çıkış yolunda atılan bu adım, hem bütçeye nefes aldıracak hem de ülkemizi bir enerji transit ve hub merkezine bir adım daha yaklaştıracak.
TPAO mühendisleri, BP’nin standartlarında derin deniz sondajı, rezervuar mühendisliği ve proje yönetimi deneyimi kazanacak. Bu durum, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve diğer yeni keşif sahalarında kullanılacak kritik bir sermaye olarak kalacak.
Şafak-Asiman ortaklığı, Türkiye’nin enerji politikasında reaktif yaklaşımdan proaktif stratejiye geçişini işaret ediyor. Azerbaycan’la köklü tarihî bağları güçlendiren bu proje, önümüzdeki dönemde bölgesel iş birliğini de derinleştirerek “enerjide söz sahibi ülke” vizyonunu perçinleyecek.