Ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses, Türk halk müziğinin unutulmaz ismi Neşet Ertaş’ın vefat yıl dönümü dolayısıyla Kırşehir’e geldi. Kentte bir otelde düzenlenen anma etkinliğine katılan Tatlıses, program öncesinde Neşet Ertaş’ın Bağbaşı Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti.

Tatlıses, mezar başında dua okuduktan sonra yaptığı açıklamada, Ertaş’a olan hayranlığını dile getirdi. “Yollarımız Neşet ustayla çok fazla kesişmedi. Bir kez İbo Show’a konuk olmuştu, bir de İzmir Havalimanı’nda karşılaştık. Ama onun çok ekmeğini yedik, üzerimde emeği çok. Büyük bir sanatçıyı kaybettik, Allah rahmet eylesin,” ifadelerini kullandı.

“NEŞET ERTAŞ’IN DA BABASININ DA KIYMETİ SONRA BİLİNDİ”

Tatlıses, konuşmasının devamında hem Neşet Ertaş’ın hem de babası Muharrem Ertaş’ın ölümünden sonra daha fazla değer gördüğünü belirterek, “Babasının da öldükten sonra kıymeti bilindi, Neşet Ertaş’ın da öldükten sonra kıymeti bilindi,” dedi.

Neşet Ertaş, 2012 yılında hayatını kaybetmiş, ardından Kırşehir’de toprağa verilmişti. Türk halk müziğine kazandırdığı eserler ve Anadolu kültürünü yansıtan sanatıyla “Bozkırın Tezenesi” olarak anılmaya devam ediyor.

NEŞET ERTAŞ KİMDİR?

Türk halk müziğinin efsane ismi Neşet Ertaş, “Bozkırın Tezenesi” lakabıyla gönüllerde taht kurdu. Hayatı boyunca sazıyla ve sözüyle Anadolu’nun sesi olan sanatçı, ardında yüzlerce türkü ve ölümsüz bir miras bıraktı.

Türk halk müziğinin unutulmaz ozanlarından Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Babası, ünlü halk ozanı Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş’tı. Henüz çocuk yaşlarda bağlama çalmayı öğrenen Ertaş, babasıyla birlikte düğünlerde ve köy şenliklerinde sahne almaya başladı. Bu yıllarda Anadolu’nun bozkır kültürünü derinlemesine tanıdı ve müziğini bu kültürle yoğurdu.

'NEDEN GARİP GARİP ÖTERSİN BÜLBÜL'

1957 yılında “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adlı ilk plağını çıkararak profesyonel müzik kariyerine adım atan Neşet Ertaş, kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanında tanınmaya başladı. Halkın içinden gelen bir sanatçı olarak, söylediği türkülerde sevdayı, gurbeti, yoksulluğu ve insan sevgisini sade bir dille anlattı.

Ertaş, 1960’lı yıllarda İstanbul’a yerleşti ve dönemin büyük plak şirketleriyle çalışarak onlarca eser seslendirdi. “Zahidem, Neredesin Sen, Ah Yalan Dünya, Gönül Dağı” gibi türküleriyle halk müziğine damgasını vurdu.

HASTALIĞI NEYDİ?

1978 yılında sağlık sorunları nedeniyle parmaklarında felç geçiren Neşet Ertaş, sahnelerden uzaklaştı. Tedavi için gittiği Almanya’da uzun yıllar yaşadı ve burada da Türk toplumu için konserler verdi. Ancak hiçbir zaman Anadolu’dan, halktan kopmadı.

2000’li yıllarda Türkiye’ye dönen sanatçı, yeniden sahnelere çıkarak büyük bir sevgiyle karşılandı. Halk onu özlemişti, o da “Benim sadık yârim kara topraktır” diyen gönül diliyle sevenlerine kavuştu.

UNUTULMAZ BİR MİRAS

Neşet Ertaş, müziği kadar tevazusuyla da hatırlanıyor. “Halkın sanatçısıyım, halkın ödülü bana yeter” diyerek Devlet Sanatçısı unvanını reddetmesi, onun halkla bütünleşmiş karakterinin en belirgin göstergesi oldu.

2006 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülen Ertaş, 2010 yılında İTÜ tarafından fahri doktora unvanı aldı. 2012 yılında vefat eden sanatçı, Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.

NEŞET ERTAŞ’IN TÜRKİYE’YE BIRAKTIĞI MÜZİK MİRASI

Neşet Ertaş’ın eserleri yalnızca türkü formunda değil, aynı zamanda Anadolu kültürünün, sevdanın ve insanlığın dili olarak kabul ediliyor. Onun müziği; halk ozanlığı geleneğini modern çağlara taşımış, Anadolu’nun sesi olmuştur.

İrem Derici’den Ahmet Hakan’a sert tepki: 'Midemi bulandırıyorsun Ahmet!'
İrem Derici’den Ahmet Hakan’a sert tepki: 'Midemi bulandırıyorsun Ahmet!'
İçeriği Görüntüle

Türk halk müziğinin yaşayan ruhunu temsil eden Neşet Ertaş, ölümünden sonra da “Bozkırın Tezenesi” unvanıyla anılmaya devam ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ