Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve “İnsan Hakları Günü” olarak anılan bu gün 77. yılında. Tüm dünya her yıl olduğu gibi 10 Aralık’ı “İnsan Hakları Günü” olarak anarken, 2025 raporları insanlığın karşı karşıya olduğu tabloyu daha da çarpıcı hale getiriyor.
Uluslararası kuruluşlara göre bu yıl ifade özgürlüğü, göçmen hakları, kadın hakları ve dijital mahremiyet alanlarında son 10 yılın en yüksek ihlal oranları kaydedildi.
Dünyanın dört bir yanında, en temel özgürlüklerin ve insan onurunun hatırlatıldığı bir gün niteliği taşıyor.
10 ARALIK İNSAN HAKALRI GÜNÜNÜN ÖNEMİ NEDİR?
Eşitlik bilincini tazeleyen bir gün.
Hiç kimsenin doğuştan sahip olduğu hakların pazarlık konusu olamayacağını hatırlatıyor. Dil, din, ırk, cinsiyet, fikir, yaşam biçimi… Ne olursa olsun herkesin aynı değerde olduğunu vurguluyor.
Devletleri ve toplumları sorumluluğa çağıran bir gün.
İnsan hakları savunucularının çalışmalarını görünür kılıyor, sorun alanlarını masaya yatırıyor. Basın özgürlüğünden ifade hakkına, mülteci haklarından kadın-çocuk güvenliğine kadar geniş bir yelpazede farkındalık üretiyor.
Tarihi bir yüzleşme günü.
Geçmişte yaşanan hak ihlallerinin, savaşların, ayrımcılıkların karanlığından “bir daha asla” diyerek çıkmanın simgesi. O yüzden bugün, sadece kutlanan değil aynı zamanda ders çıkarılan bir gün.
Toplumsal nabzı yoklayan bir gün.
Sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, gazeteciler ve aktivistler tarafından yapılan açıklamalarla mevcut tablo yeniden tartılıyor. Eksikler, ilerlemeler, riskler konuşuluyor.
İNSAN HAKLARI NELERDİR?
Birleşmiş Milletler’in 1948’de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, “insan olarak dünyaya gelen herkesin doğuştan sahip olduğu temel hakları” tanımlıyor. Evrensel kabul gören bu haklar, devletlerin keyfine göre değişmeyen, devredilemeyen ve vazgeçilemeyen nitelikte.
Temel insan hakları şöyle özetleniyor:
Yaşam hakkı: Her bireyin yaşama, güvenlik ve korunma hakkı var. Bu hak tüm öteki özgürlüklerin temel taşı kabul ediliyor.
İşkence ve kötü muameleden korunma hakkı: Hiç kimse işkenceye, zalimane ya da aşağılayıcı uygulamalara maruz bırakılamaz.
Kişi özgürlüğü ve güvenliği: Haksız yere tutuklanmama, alıkonulmama ve özgürlükten yoksun bırakılmama.
Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü: Her birey düşüncesini açıklama, yayma, bilgiye erişme ve medyayı kullanma hakkına sahip.
Din ve vicdan özgürlüğü: İnanma, inanmama veya inancını değiştirme özgürlüğü.
Adil yargılanma hakkı: Mahkemeler tarafından eşit, açık ve adil biçimde yargılanma.
Özel hayatın gizliliği: Kişisel hayatın, aile yaşamının, konutun ve haberleşmenin korunması.
Eğitim hakkı: Herkesin nitelikli eğitime erişme hakkı bulunuyor.
Çalışma ve adil ücret hakkı: Güvenli koşullarda çalışma, adil ücret alma, sendikalaşma özgürlüğü.
Kadınların, çocukların ve engellilerin korunma hakkı: Hassas grupların ek güvenlik, destek ve haklara erişme hakkı.
Mülkiyet hakkı: Mal sahibi olma ve mülkiyetin korunması.
Siyasi katılım hakkı: Seçme, seçilme ve kamusal yönetim süreçlerine katılma.
Ayrımcılığa karşı korunma: Irk, dil, din, cinsiyet, milliyet, görüş, kimlik, statü fark etmeksizin eşit muamele görme.
10 ARALIK 1948’DE KABUL EDİLEN BİLDİRGE DÜNYA İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul ederek modern insan hakları hukukunun temel taşını attı. Her yıl 10 Aralık’ta kutlanan İnsan Hakları Günü, özgürlük, eşitlik ve insan onurunun evrensel niteliğine dikkat çekiyor.
10 Aralık nasıl insan haklarının sembol günü oldu?
II. Dünya Savaşı’nın ardından uluslararası toplum, insanlara tanınan temel hakların güvence altına alınması için ortak bir metin hazırlanması konusunda uzlaştı. BM bünyesinde kurulan İnsan Hakları Komisyonu'nun hazırladığı taslak, 10 Aralık 1948’de Genel Kurul’da oylamaya sunuldu. 48 ülke “evet”, 0 ülke “hayır”, 8 ülke ise “çekimser” oy verdi. Metin bu sonuçla kabul edildi ve 10 Aralık, İnsan Hakları Günü olarak ilan edildi.
Bildirge ne içeriyor?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, tüm insanların doğuştan sahip olduğu hakları güvence altına alan 30 maddeden oluşuyor. Yaşam hakkı, kişi güvenliği, düşünce ve ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı ve özel hayatın gizliliği gibi temel ilkeler metnin omurgasını oluşturuyor.
Neden önemli?
Bildirge, bağlayıcı bir yasa niteliği taşımamasına rağmen uluslararası hukukun yönünü belirleyen referans metin olarak kabul ediliyor. Bugün pek çok uluslararası sözleşme, anayasa ve yasa bu bildirgenin sütunları üzerine inşa ediliyor. 10 Aralık ise her yıl hak ihlallerine dikkat çeken küresel farkındalık günü olarak öne çıkıyor.