Gazze’de haftalardır süren gergin bekleyişte yeni bir gelişme yaşandı. İsrail ordu radyosu Galei Tzahal’ın aktardığı bilgilere göre, Gazze Şeridi’nde tutulan İsrailli rehineler 13 Ekim Pazartesi sabahı saat 08.00’den itibaren iki aşamalı bir planla serbest bırakılacak. İlk grubun Netzarim Koridoru’nda, ikinci grubun ise Han Yunus bölgesinde teslim edilmesi bekleniyor.
REHİNELER İKİ AŞAMADA SERBEST BIRAKILACAK
İsrail ordu radyosu Galei Tzahal’ın aktardığı bilgilere göre, Gazze Şeridi’nde tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılma süreci 13 Ekim Pazartesi günü sabah saat 08.00’de başlayacak.
Habere göre süreç iki aşamada gerçekleştirilecek. İlk grubun sabahın erken saatlerinde, ikinci grubun ise birkaç saat sonra özgür bırakılması bekleniyor.
Yetkililer operasyonun iki farklı noktada yürütüleceğini belirtirken, güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde tutulacağı ifade edildi.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, ilk rehine grubu saat 08.00’de Netzarim Koridoru’nda serbest bırakılacak. İkinci grubun ise saat 10.00 civarında Han Yunus bölgesinde teslim edileceği tahmin ediliyor.
Serbest bırakılacak kişi sayısı veya kimlikleri hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadığı aktarıldı.
İSRAİL VE HAMAS ARASINDA YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Serbest bırakma planı öncesinde İsrail ile Hamas arasında yoğun bir diplomasi trafiği yaşandığı bildirildi.
Katar ve Mısır’ın arabuluculuğunda yürütülen görüşmelerde, tarafların belirli konularda uzlaşıya vardığı iddia ediliyor.
Bölgedeki güvenlik kaynakları, bu adımın olası bir ateşkes süreci için zemin hazırlayabileceğini değerlendiriyor.
ULUSLARARASI TOPLUMDAN YAKIN TAKİP
Birleşmiş Milletler (BM), ABD ve Avrupa Birliği (AB) dahil olmak üzere birçok ülke, gelişmeleri yakından izliyor.
Sürecin başarıyla tamamlanması bölgede tansiyonun bir nebze düşmesine katkı sağlayabilir.
Ancak İsrail ordusu, “güvenlik risklerinin devam ettiğini” vurgulayarak operasyonun hassasiyetine dikkat çekti.
Her ne kadar rehinelerin serbest bırakılması yönünde umut verici gelişmeler yaşansa da Gazze’deki insani durumun hala kritik seviyede olduğu belirtiliyor.
Bölgedeki sağlık altyapısının çökme noktasına geldiği, sivil halkın temel ihtiyaçlara erişimde zorluk çektiği ifade ediliyor.