Hastane kaynakları ve görgü tanıklarının aktardığı bilgilere göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin kuzey, orta ve güney bölgelerinde sivil yerleşim alanlarını hedef aldı. Evler, çadırlar ve kalabalık sığınma noktaları bombalanırken, çok sayıda sivil saldırılarda hayatını kaybetti.
Ölü Sayısı Artıyor
Han Yunus’un batısındaki El-Mevasi bölgesinde, yerinden edilmiş sivillerin kaldığı bir çadıra düzenlenen saldırıda biri hamile kadın ve iki çocuk olmak üzere 5 kişi yaşamını yitirdi. Gazze kentinde ise Ahmed Yasin Caddesi üzerindeki bir eve düzenlenen hava saldırısında 5 kişi daha hayatını kaybetti. Aynı kentte, yardım bekleyen sivillere açılan ateş sonucu bir kişi öldü.
Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Salahaddin Caddesi üzerinde bulunan sözde yardım dağıtım noktasına düzenlenen saldırıda ise 2 kişi yaşamını yitirdi, 16’sı ağır olmak üzere toplam 35 kişi yaralandı.
Gazze kentindeki Şifa Hastanesi kaynakları, kentin farklı bölgelerinde düzenlenen hava saldırıları ve ateş sonucu hayatını kaybeden 11 kişinin cenazesi ile 7 yaralının hastaneye ulaştırıldığını bildirdi. Saldırılar, Gazze’de sivillerin en temel yaşam alanlarının dahi artık güvenli olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
"Ölüm Tuzağı"
İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana Gazze’deki yardım faaliyetlerini Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kuruluşların denetimi dışına çıkararak, ABD-İsrail güdümünde kurulan "Gazze İnsani Yardım Vakfı" aracılığıyla yürütmeye başladı. Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmazken Filistinli gruplar tarafından da meşru kabul edilmiyor. Hamas, söz konusu sistemi açıkça "ölüm tuzağı" olarak nitelendiriyor.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne açılan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Bu durum, yüzlerce yardım kamyonunun bölgeye girişini engelliyor. Sadece sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan geçişine izin verilirken, Gazze'nin günlük olarak en az 500 yardım kamyonuna ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdüren İsrail, yoğun bombardımanın yanı sıra sivil halka yönelik aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapıyı tamamen çökertmeye yönelik eylemlerle bölgede büyük bir insani yıkıma yol açmış durumda.
Tüm bunlara rağmen, uluslararası kamuoyunun tepkileri ve Uluslararası Adalet Divanı’nın açık ateşkes çağrılarına rağmen İsrail'in, sivil yaşamı hedef alan ve soykırım niteliği taşıyan saldırıları hız kesmeden devam ediyor.