İsrail'in 13 Haziran'da İran’a yönelik başlattığı saldırılarda, Tahran yönetiminin kritik nükleer tesisleri doğrudan hedef alındı. Natanz, İsfahan ve Fordov, Tel Aviv’in operasyonel önceliği haline gelirken, saldırıların yol açtığı yıkımın boyutu uluslararası alanda yankı uyandırdı.
Amerikan haber kanalı CNN International’ın özel haberine göre, saldırıların ardından ilk değerlendirmelerde bulunan iki üst düzey ABD’li yetkili, özellikle Natanz tesisinde “yüzeysel bir operasyonun çok ötesinde” bir etki yaratıldığını aktardı. Yetkililer, yalnızca dış yapılar değil, yer altındaki uranyum zenginleştirme bölümlerinde de ciddi aksaklıklar yaşandığını, bu bölgelerde elektriklerin kesildiğini belirtti.
Söz konusu saldırılar, İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili uluslararası denetim sağlayan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından da mercek altına alındı. Kurumun başkanı Rafael Grossi, Natanz ve İsfahan tesislerinde yüzeyde oluşan hasarın ciddi boyutta olduğunu doğrularken, yer altı bölümlerinin büyük ölçüde korunmuş olduğunu ifade etti.
Ancak Grossi, Natanz’da İran’ın yüzde 60’a kadar uranyum zenginleştirdiği pilot tesisin üst kısmının tamamen imha edildiğini vurguladı. Ayrıca, “Elektrik altyapısı, trafo merkezleri, ana enerji kaynağı binaları, acil durum jeneratörleri ve yedek güç sistemleri gibi hayati unsurların hedef alınarak tahrip edildiğini” söyledi.
Grossi’nin bu tespitleri, CNN’e konuşan ABD’li yetkililer tarafından da doğrulandı.
Saldırıların ardından İran’dan resmi bir açıklama gelmezken, bölgedeki nükleer faaliyetlerin geleceğine dair soru işaretleri artıyor. İsrail’in, nükleer kapasiteye ulaşma ihtimali üzerinden İran’a yönelik sert tutumunun, bölgede tansiyonu daha da artırabileceği değerlendiriliyor.