Bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Şiddet sadece bireyin yaşadığı bir problem değil toplumsal bir sorumluluk meselesi. Konda Araştırma’nın Borusan Holding için hazırladığı “Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet: Algı ve Tutum Değişimleri” raporu, Türkiye’de kadın ve erkeklerin şiddet, baskı ve ayrımcılık deneyimlerini tüm çarpıcılığıyla ortaya koydu. Gelin verilerin anlattığı hikayeye yakından bakalım.
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ: BASKI VE AYRIMCILIK ARTIYOR
Rapora göre kadınların yüzde 57’si, erkeklerin yüzde 40’ı “Kadınsan/Erkeksen bunu yapmalısın veya yapmamalısın” baskısını deneyimlediğini söylüyor. Çalışan kadınlarda bu oran yüzde 66’ya çıkıyor.
Cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin oranı da hızla artıyor: Kadınlar 2018’de yüzde 29 iken, 2025’te yüzde 39’a yükselmiş. Erkeklerde ise bu oran 5’ten 16’ya çıktı. Özellikle genç ve eğitimli katılımcılar, ayrımcılığı daha yoğun deneyimlediklerini belirtiyor.
İş yerinde durum daha çarpıcı: Çalışan kadınların üçte biri (yüzde 31), cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa maruz kalıyor; erkeklerde bu oran yüzde 6. Devlet memuru, müdür gibi pozisyonlarda çalışan kadınlar, ayrımcılığı daha sık dile getiriyor.
ŞİDDET TÜRKİYE’DE HER YERDE: EV, SOKAK, İŞ VE DİJİTAL DÜNYA
Kadınların yüzde 26’sı fiziksel, yüzde 13’ü cinsel, yüzde 10’u ekonomik, yüzde 17’si ısrarlı takip ve yüzde 14’ü dijital şiddete maruz kalıyor. Sokakta isteği dışında cinsel davranışa maruz kalan kadınlar yüzde 7, evde ise yüzde 3.
Fail profili de dikkat çekici: Fiziksel şiddette kadınlarda en çok eşler, erkeklerde ise babalar öne çıkıyor. Dijital şiddet de ciddi boyutlarda: Kadınların yüzde 14’ü, erkeklerin yüzde 9’u çevrimiçi şiddet deneyimi yaşadığını söylüyor. Sosyal medyada rahatsız edenler genellikle tanımadığımız anonim hesaplar.
ŞİDDETE KARŞI TUTUM
Raporda şiddeti ihbar etmenin önemi üzerinde duruluyor. Katılımcıların yüzde 87’si, birinin şiddete uğraması durumunda bunu yakın çevresine bildirmesi gerektiğini düşünüyor. Kadınların yüzde 75’i fiziksel şiddet durumunda polise başvuracağını belirtirken, erkeklerin yüzde 45’i şiddete şiddetle yanıt vereceklerini söylüyor.
Güven sorunu hâlâ büyük: Kadınların yüzde 61’i, güvenlik güçlerine güvenmedikleri için şiddeti ihbar etmek istemeyebileceklerini ifade ediyor. Acil çağrı uygulamaları ise yalnızca kadınların yüzde 22’sinin telefonunda bulunuyor.
FLÖRT VE DUYGUSAL ŞİDDET GÖZARDI EDİLEMEZ
Türkiye genelinde katılımcıların yüzde 21’i, partnerinin kendilerini sosyal çevreden izole etmeye çalıştığını söylüyor. Bu da demek oluyor ki ilişkilerde duygusal şiddet, kontrol ve izolasyon eğilimi ciddi boyutlarda yaşanıyor. Basit bir hesapla Türkiye’deki ilişkilerin en az yüzde 21’inde, en fazla yüzde 42’sinde flört şiddeti mevcut.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE KADININ BEYANI
Katılımcılar arasında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması konusunda büyük bir farklılık yok. Ancak genç ve yüksek eğitimli kadın ve erkekler sözleşmenin korunması gerektiğini daha yüksek oranda savunuyor.
“Kadının beyanı esastır” ilkesine katılım kadınlarda yüzde 85, erkeklerde yüzde 66. Kadının beyanının erkeğin ceza alması için yeterli olduğunu düşünenler ise kadınlarda yüzde 57, erkeklerde yüzde 30.
VERİLER BİZE NE GÖSTERİYOR?
Veriler şiddetin sadece bireysel bir sorun olmadığını, toplumsal bir gerçeklik olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Kadınlar hâlâ iş yerinde, evde, sosyal medyada ve dijital dünyada ayrımcılık ve şiddetle karşılaşıyor. İstatistikler özellikle genç ve eğitimli kadınların daha fazla farkındalık ve deneyim sahibi olduğunu gösteriyor.
Çözüm yalnızca kadınların kendi önlemlerini almasıyla sağlanamaz; toplumun tüm kesimlerinin bilinçlenmesi gerekiyor. İş yerinde eşitlik politikaları, acil çağrı uygulamalarının yaygınlaşması ve güvenlik güçlerinin şeffaflığı bu sorunun önlenmesinde kritik adımlar olabilir. Ayrıca flört ve dijital şiddete karşı farkındalık artırıcı kampanyalar ve eğitimler hayati önem taşıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadınların değil, herkesin sorumluluğu. Rapor bize hem sorunları hem de çözüm yollarını görmemiz için önemli bir fırsat sunuyor.