Gündem

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Halk TV'ye canlı yayında yüzleşme çağrısı!

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV ve gazeteci İsmail Saymaz’a yönelik canlı yayında karşı karşıya gelme çağrısını yeniden dile getirerek kendisiyle ilgili yayımlanan “yalan haber ve kara propagandaları” konuşmaya hazır olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, “Herkesin gerçekleri görmesini isterim ancak böyle bir cesareti göstereceklerini düşünmüyorum” sözleriyle çağrısına ilişkin görüşünü aktardı.

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Nefes Gazetesi yazarı Aytunç Erkin’e gönderdiği mesajla başlayan süreç, kurultay tartışmaları ve iletişim stratejisine yönelik değerlendirmelerle birlikte gündeme taşındı. Erkin’in yazısını değiştirmesine neden olan mesaj, hem parti içi hem de kamuoyu tartışmalarının seyrini etkileyen yeni açıklamaları ortaya koydu.

CANLI YAYIN ÇAĞRISI

Aytunç Erkin’in aktardığına göre, Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Halk TV yazarı İsmail Saymaz’a “canlı yayın” çağrısı yaptı. Çelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İsmail Bey, eğer yurt dışında yaşayan patronunuzu ikna eder biraz da cesaret gösterebilirseniz; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizinle Halk TV’de bire bir canlı yayın yapmaya hazır. Bakalım medya ne kadar tarafsız? Hadi bitirelim şu işi! Hodri meydan! Alın size fırsat.”

Bu çağrı üzerine Erkin, Kılıçdaroğlu’na “Canlı yayın isteği sizin mi?” sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu’nun verdiği yanıt ise yazının yönünü değiştirdi:
“Aytunç Bey… Yapılan bütün yalan haberleri ve kara propagandalarını, kendi kanallarında ve en güvendikleri gazetecilerinden İsmail Bey ile konuşmak isterim. Herkes görsün ve anlasın gerçekleri… Ama ben böyle bir cesareti gösterebileceklerini sanmıyorum. Saygılarımla…”

İLETİŞİM STRATEJİSİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLER

Erkin’in yazısında, CHP içindeki bazı isimlerin Kılıçdaroğlu’nun iletişim yöntemlerine dair görüşleri yer aldı. Parti içinden aktarılan değerlendirmelerde şu ifadeler yer aldı:
“Kemal Bey’in iletişim stratejisinde izlediği yol bizim gibi parti içinde doğruya doğru yanlışa yanlış demek isteyen isimleri de etkiliyor. Kılıçdaroğlu’nun 4-5 Kasım 2023’teki kurultayda kaybettiği seçimi ‘hançerlendim’ metaforuyla açıklaması ve sonrasında yaptığı ‘muhalefet’, bizim gibilerin de elini kolunu bağlıyor. Sonuçta; CHP’ye destek veren kitle ve CHP delegesi, partiye yönelik operasyon olduğuna inanıyor ve bu süreçte kamuoyu önünde yapılan tartışmalara da kapalı. Bugün kim ne derse desin ‘iktidarın muhalefete operasyonu’ değerlendirmesinin ötesinde bir bakış açısını çoğunluk kabul etmiyor. Tabii ki hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk CHP’nin üzerine yapışmamalı ama bunu da iktidar argümanlarıyla dile getirdiğinizde kabul edilmiyor.”

KURULTAYDA ÖNE ÇIKAN MESAJLAR

Kurultay günü Sabah Gazetesi’nde yayımlanan Kılıçdaroğlu röportajının parti tabanında yarattığı tepkinin altı çizildi. Yazıda, “Hesap vermek her CHP’linin namus borcu” manşetinin kurultay atmosferinde tartışma yarattığı bilgisi aktarıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay konuşmasında yaptığı “arınma” vurgusu da Erkin’in yazısında yer aldı. Özel’in açıklamalarında şu ifadeler öne çıktı:
“Müesses nizamla mücadeleden dönüş yoktur. Dönüşü olmayan bu yolda korkanlara da yer yoktur. Müesses nizamla işbirlikçi olanlara, kara düzenin sesi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapıda arayanlara yer yoktur. CHP arınacaksa işte bu anlayıştan aranacaktır. Bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır. CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyenlerden arınacak. Ya müesses nizamın paslı zincirleri bu milleti saracak ya da bu millet bizimle birlikte zincirlerinden kurtulacak.”

GEÇMİŞ RÖPORTAJLARDAKİ DEĞERLENDİRMELER

Aytunç Erkin, yazısında Kılıçdaroğlu ile daha önce yaptığı iki röportajı hatırlattı. İlk röportajda Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu hakkında söylediği şu ifadeler yer almıştı:
“Birden fazla dosyası var Ekrem Bey’in. Tamamı hukuka aykırı açılmış dosyalar ve Ekrem Bey’in görev yapmaması için, çalışmalarını engellemek için kapı ardında yapılan çalışmalar bunlar.”

İkinci röportajda ise anayasa tartışmaları ve siyasi süreçlere dair değerlendirmeler aktarılmıştı:
“Partiden tamamen bağımsız söylüyorum. Sade bir yurttaş olarak düşüncelerimi ifade ediyorum. Bu kadar yoğun sorunların yaşandığı bir ülkede mesajımda da ayrıntıları saydım. Anayasada değişiklik örneğin. Ne yapılacak anayasada? ‘Değişiklik yapacağım’ diyor. Erdoğan’ın keyfi geldi diye anayasaya mı değiştireceğiz? Yapılan bütün değişiklikler Erdoğan’ın isteği üzerine oldu. Ülke tam anlamıyla felaketle karşı karşıya kaldı. Bunun neyini değiştirecek? Neresini değiştirecek? Rahatsız olduğu tek bir şey var: Namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti herhalde bunu değiştirecek.”

Erkin’in yönelttiği başka bir soruya verilen yanıt da yazıda yer aldı:
“Kutuplaşmadan çıkmanın yolu milletin refaha çıkmasıyla olur. Siz ya milletin tercümanı olacaksınız ya da... Emeklinin, işçinin, memurun, milyonlarca işçinin sorununu dile getireceksiniz, onların sorunlarını çözerseniz kutuplaşma da biter. Bütün o sorunlar bundan sonra daha da büyüyecek. Alınan, alınacak ekonomik kararlar icra dosyalarını daha da artıracak, işsizlik çok daha büyüyecek. Bakın; Erdoğan kendisine ortak arıyor! Sorumlulukları üstlenecek ortak arıyor. Ortak arıyor net! Ekonomide daha sert kararlar alacak. İşsizlik, fakirlik artacak, dolar yükselecek. Bu politikaları izlerken kendisine ortak arıyor. Nesini müzakere edeceğiz? Siz kimin temsilcisisiniz? CHP milletin temsilcisidir. Halkın sorunlarını çözmek için siyaset yapıyoruz, sarayın sorunlarını çözmek için değil. Kimse Erdoğan’ın işleyeceği bu suça ortak olmamalı. Erdoğan ekonomi de sert tedbirler alacak, Mehmet Şimşek sert tedbirler alacak. Aldığı tedbirlere, milleti perişan edecek tedbirlere kimsenin ortak olma hakkı yoktur.”