Gündem

Madde bağımlılığı skandalları dur durak bilmiyor! Tüm bu yaşananların toplumu nasıl etkilediğini uzmanına sorduk

Uzman Psikolog Tuğana Akyürek, bağımlılığın irade sorunu değil klinik bir süreç olduğunu belirterek, ünlüler üzerinden gündeme gelen bağımlılık iddialarının topluma ve gençlere etkisini TÜRKINFORM muhabiri Yaren Tekin’e değerlendirdi.

Bağımlılığın yalnızca bir irade sorunu olarak ele alınmasının eksik bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Tuğana Akyürek, bağımlılığın farklı biçimlerde ortaya çıkabilen klinik bir süreç olduğuna dikkat çekti. TÜRKINFORM muhabiri Yaren Tekin’e konuşan Akyürek, madde bağımlılığından davranışsal bağımlılıklara, oradan da seks bağımlılığına uzanan tabloya ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

"BAĞIMLILIK BİR İRADE SORUNU MU, KLİNİK BİR HASTALIK MI?"

Bağımlılığın yalnızca “istemekle” ya da “kendini tutmakla” çözülebilecek bir durum olmadığını belirten Akyürek, sürecin klinik bir zemine dayandığını ifade etti. Akyürek, “Bağımlılık irade eksikliği değildir. Beyinde ödül ve dürtü sistemlerini etkileyen, psikolojik ve biyolojik boyutları olan bir süreçtir” dedi. Bağımlılığın çoğu zaman stres, baskı ve duygusal yüklerle baş etme biçimi olarak ortaya çıktığını vurguladı.

"BAĞIMLI KİŞİLERE NASIL YAKLAŞILMALI?"

Bağımlılıkla yaşayan bireylere yönelik yaklaşımın süreci doğrudan etkilediğini dile getiren Akyürek, “Yargılayan, suçlayan ya da utandıran bir dil, kişinin savunmasını artırır ve bağımlılığı daha da görünmez hale getirir” ifadelerini kullandı. Yakın çevrenin destekleyici ancak sınırları olan bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti.

"BİR İNSAN BAĞIMLI OLDUĞUNU NASIL ANLAR?"

Bağımlılığın çoğu zaman fark edilmeden ilerlediğini söyleyen Akyürek, şu ifadeleri kullandı: “Bağımlılık genellikle ‘ben kontrol ediyorum’ cümlesiyle başlar. Ancak kişi bırakmak istese bile bırakamıyorsa, aynı etki için giderek daha fazlasına ihtiyaç duyuyorsa ve ilişkileri, işi ya da sağlığı zarar görmesine rağmen devam ediyorsa burada bağımlılıktan söz edebiliriz.”

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLARA

Bağımlılığın her zaman maddeyle sınırlı kalmadığını belirten Akyürek, bazı bireylerde maddenin yerini zamanla davranışların alabildiğini söyledi. Akyürek, “Bazı kişiler maddeden uzaklaştıklarında bağımlılık dürtüsü ortadan kalkmaz, sadece yön değiştirir. Alkol ya da madde bırakıldıktan sonra kumar, alışveriş, internet ya da cinsellik gibi alanlara kayış görülebilir” dedi. Bu durumun, altta yatan psikolojik ihtiyacın henüz çözümlenmediğine işaret ettiğini ifade etti.

"SEKS BAĞIMLILIĞI BİR BAHANE Mİ, CİDDİ BİR RUHSAL SORUN MU?"

Seks bağımlılığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akyürek, konunun sıkça yanlış anlaşıldığını belirtti. Akyürek, “Seks bağımlılığı bazı vakalarda gerçekten ciddi bir dürtü kontrol ve duygusal düzenleme problemidir” dedi. Bu bağımlılık türünde amacın hazdan çok, boşluk, kaygı ya da sıkıntı duygusunu bastırmak olduğuna dikkat çekti.

Her cinsel davranışın bağımlılık olarak tanımlanamayacağını vurgulayan Akyürek, “Her sadakatsizlik, her yoğun cinsel istek seks bağımlılığı değildir. Ayırt edici olan; kişinin kontrolünü kaybetmesi, davranışın gizlenmesi, suçluluk ve utanç duygularına rağmen sürdürülmesi ve iş, aile ya da sosyal yaşamın bu nedenle zarar görmesidir” ifadelerini kullandı.

Seks bağımlılığının zamanla riskli davranışlara, ilişkisel kopuşlara ve psikolojik yıpranmaya yol açabildiğini belirten Akyürek, bu durumun bir mazeret değil, doğru şekilde değerlendirilmesi gereken bir ruhsal sorun olduğunu söyledi.

“GÜÇLÜ” VE TANINMIŞ KİŞİLERİN DE BAĞIMLI OLABİLMESİ NE ANLATIYOR?

Toplumda güçlü ve başarılı görünen kişilerin de bağımlılık yaşayabildiğine dikkat çeken Akyürek, “Güçlü görünmek, güçlü hissetmek demek değildir. Başarı, statü ya da görünürlük; insanın iç dünyasındaki boşlukları ve duygusal yükleri otomatik olarak çözmez” dedi. Bağımlılığın çoğu zaman bir kaçış ya da baş etme biçimi olarak ortaya çıktığını belirtti.

ÜNLÜLER ÜZERİNDEN GÜNDEME GELEN BAĞIMLILIK İDDİALARI TOPLUMU NASIL ETKİLİYOR?

Ünlülerle ilgili bağımlılık iddialarının toplumda merak, şaşkınlık ve kaygı gibi güçlü duygular yarattığını söyleyen Akyürek, “Doğru ele alındığında ‘bu sorun herkesin başına gelebilir’ mesajı verilerek farkındalık sağlanabilir” dedi. Ancak magazin diliyle sunulan ve sıkça tekrar edilen içeriklerin tetikleyici olabileceğini ifade etti.

TANINMIŞ KİŞİLERİN BAĞIMLILIKLA ANILMASI GENÇLERİ NASIL ETKİLİYOR?

Gençler üzerindeki etkiye değinen Akyürek, “Tanınmış kişilerin bağımlılıkla anılması, gençlerde ‘başarılıysan sorun değil’ gibi yanlış bir algı oluşturabilir” dedi. Medyanın yalnızca sansasyonel yönü değil, bağımlılığın bedellerini ve iyileşme sürecini de aktarmasının önemine işaret etti.

BAĞIMLILIĞI KONUŞMAK MI ZOR, BAĞIMLI OLMAK MI?

Bu soruya da değinen Akyürek, “Aslında ikisi de zor. Ama en zor olan çoğu zaman sessizce bağımlı olmaktır” ifadelerini kullandı. Konuşmanın utanç duygusu yaratabildiğini, bağımlı olmanın ise yalnızlık ve çaresizlik hissini derinleştirdiğini belirtti.

SONUÇ OLARAK

Bağımlılık çoğu zaman toplumda “irade zayıflığı” ya da “kişisel tercih” başlığı altında ele alınıyor. Ancak Uzman Psikolog Tuğana Akyürek’in değerlendirmeleri, bu yaklaşımın hem eksik hem de tehlikeli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Röportaj boyunca öne çıkan en güçlü nokta, bağımlılığın yalnızca maddeyle sınırlı olmayan, biçim değiştirebilen ve çoğu zaman görünmez şekilde ilerleyen bir ruhsal süreç olduğuydu.

Son dönemde özellikle spikerler ve tanınmış isimler üzerinden gündeme gelen madde ve seks bağımlılığı iddiaları, konunun magazinleşmesine neden oluyor. Bu durum, toplumda iki uç etki yaratıyor: Bir yanda merak ve sansasyon, diğer yanda ise sessizce aynı sorunla mücadele eden bireyler için artan utanç ve yalnızlık duygusu. Akyürek’in vurguladığı gibi, yanlış dil kullanımı bağımlılığı görünür kılmak yerine daha da derinleştiriyor.

Bu haber, bağımlılığın yalnızca bireysel bir sorun değil; medya dili, toplumsal yargılar ve görünürlük kültürüyle doğrudan ilişkili bir mesele olduğunu ortaya koyuyor. Bağımlılığı konuşmanın zor olduğu bir toplumda, konuşulmayan her başlık bağımlılığı daha da güçlendiriyor. Bu nedenle mesele yalnızca “kim bağımlı” sorusu değil, “biz bu konuyu nasıl ele alıyoruz” sorusuyla birlikte düşünülmek zorunda.