Muhammed İkbal kimdir, nerelidir, Allâme İkbal ne demek, Pakistan’ın Babası kimdir, İslam Şairi kimdir, Mevlana etkisi nedir, iki millet teorisi nedir, ümmet vizyonu nedir, Hint Müslümanlarının bağımsızlık fikri kimden çıktı, İslam’da milliyetçilik eleştirisi, İslam Rönesansı düşüncesi, secde ne anlama gelir, tasavvuf ve İkbal, modern Pakistan’ın fikri temeli nedir, Muhammed İkbal’in Türkçeye çevrilen eserleri nelerdir, Cavidname ne anlatır, İkbal kimdir hangi fikirleri savundu gibi soruların cevabı ve tüm merak edilen detaylar bu kapsamlı yazıda!
1877 yılında, o dönem Hindistan toprağı olan günümüz Pakistan’ının Pencap eyaletine bağlı Siyalkut şehrinde doğan Muhammed İkbal, İslam dünyasının en etkili düşünür, şair ve siyaset adamlarından biridir. Tasavvufi değerlere bağlı bir ailede dünyaya gelen İkbal, küçük yaşta Kur’an eğitimi aldı. Edebiyatla ilgisi medrese yıllarında başladı ve zamanla büyük bir entelektüel kapasiteye dönüştü. Pakistan halkı tarafından “Allâme İkbal” (büyük alim, büyük düşünür) unvanıyla anılan İkbal, aynı zamanda “İslam Şairi” olarak da kabul edilir.Eğitim hayatı, Avrupa’daki deneyimi, hukuk eğitimi ve felsefe doktorası
Lahor’da yüksek eğitimini tamamladıktan sonra, Doğu Dilleri Fakültesi’nde hocalık yapan İkbal, 1905 yılında İngiltere’ye giderek Cambridge Üniversitesi’nde felsefe ve iktisat eğitimi aldı.Aynı zamanda hukuk diploması da aldı.
Daha sonra Almanya Münih Üniversitesi’ne geçerek doktorasını felsefe alanında tamamladı. Avrupa’daki bu deneyimi, onun fikir dünyasında ciddi kırılmalar ve dönüşümler yaşamasına neden oldu.Milliyetçilik eleştirisi, ümmet vizyonu, İslam birliği düşüncesi, milliyetçilik yerine ümmetçilik
İkbal, Avrupa’da gözlemlediği etnik milliyetçiliği eleştirerek bu düşüncenin İslam toplumları için tehlikeli olduğuna inanıyordu. Ona göre İslam’ın evrensel değerleri, Müslümanları ırk, dil ve toprak ayrımına itmeden bir arada tutabilirdi. İkbal’e göre; İslam’ın özünde ümmet bilinci vardır. Müslümanların sınırlarla ayrılması, dinin evrenselliğine aykırıdır. Bu yüzden İslam toplumlarının bir araya gelmesi ve ortak bir “İslam Devleti” kurması gerektiğini savundu.“İki millet teorisi” nedir, Pakistan fikrinin temelini kim attı, Hindistan neden ikiye ayrıldı?
Muhammed İkbal, Hindistan'daki Müslümanların Hindu çoğunluk içinde eriyip yok olacağını düşünüyordu. Bu nedenle, 1930’lu yıllarda “İki Millet Teorisi”ni ortaya attı. Bu teoriye göre, Hindular ve Müslümanlar yalnızca din bakımından değil, kültürel ve toplumsal yaşam açısından da iki farklı milletti. Bu fikir, daha sonra Pakistan’ın kurulmasının düşünsel ve ideolojik temeli oldu.Hint Müslümanlarının bağımsızlık fikri nereden çıktı, Pakistan’ın Babası kimdir?
İkbal, Hindistan Müslümanlarının bağımsız bir devlet kurmasını öneren ilk fikir adamı oldu. Bu yönüyle “Pakistan’ın Babası” kabul edilir. Onun fikirleri, özellikle Muhammed Ali Cinnah üzerinde etkili oldu. İkbal, Cinnah’a yazdığı mektuplarla bağımsız bir İslam devleti kurulması gerektiğini savundu ve onu bu yönde cesaretlendirdi.Muhammed İkbal’in şiirleri, şiirde dava bilinci, İslam Rönesansı düşüncesi
İkbal’in şiirleri sadece edebi eserler değil, aynı zamanda birer düşünsel manifestodur. Ona göre Müslümanların dirilişi, ancak zihinsel ve manevi bir silkinişle mümkündür. “İslam Rönesansı” fikrini sürekli gündemde tutan İkbal, Müslümanların akıl, ruh ve irade olarak yeniden doğmaları gerektiğini savunmuştur. Şiirlerinde Mevlana, Kur’an, tasavvuf ve hikmet anlayışı iç içedir.Mevlana’dan etkilenmesi, Doğu’nun Rumisi unvanı, tasavvufi düşüncesi
İkbal’in düşünce dünyasında Mevlana Celaleddin Rumi’nin derin etkisi vardır. Ona göre hakikat ancak gönül yoluyla, tasavvufla anlaşılabilirdi. Bu nedenle “Doğu’nun Rumisi” olarak da anılır. Tasavvufi şiirleriyle insanı benliğini aşmaya, nefis terbiyesine ve manevi bir devrim yaşamaya çağırmıştır.Secde anlayışı, özgürlük ve nefis terbiyesi, tasavvufun siyasetle ilişkisi
İkbal’in en dikkat çeken fikirlerinden biri de secde konusundaki yorumudur. Ona göre secde, sadece bir ibadet değil, bir özgürlük beyanıdır.İnsan ancak Allah’a secde ettiğinde gerçek anlamda bağımsız olur.
Bu, onun hem dini hem siyasi fikirlerinin temelidir: Allah’tan başkasına boyun eğmeyen bireyler, adaletli bir toplumun çekirdeğidir.Hastalığı, son yılları, ölüm tarihi ve Pakistan’ın kuruluşu
1934’te gırtlak kanserine yakalanan Muhammed İkbal, zamanla sesini ve görme yetisini kaybetti. Ancak siyasi ve fikri mücadelesine devam etti. 21 Nisan 1938’de Lahor’da vefat etti. Henüz hayal ettiği Pakistan kurulmamıştı. Ancak ölümünden sadece 9 yıl sonra, 1947’de Pakistan devleti kuruldu. Bugün İkbal, Pakistan’ın kurucu fikir babası, millî şairi ve en çok araştırılan düşünürlerinden biri olarak anılmaktadır.Türkçeye çevrilen eserleri, Cavidname, İslam’da düşüncenin yeniden inşası, İslam felsefesine katkısı
İkbal’in birçok eseri Türkçeye çevrilmiştir.
İslam düşüncesine yaptığı katkılar, çağdaş yorumlarla birlikte incelenmektedir.
En çok bilinen kitapları şunlardır:
Cavidname Benliğin Sırları (Esrar-ı Hudi) İslam’da Düşüncenin Yeniden İnşası İslam Felsefesine Bir Katkı Kulluk Kitabı Yansımalar / Gençlik Notları İkbal KülliyatıBu eserlerde hem tasavvufi derinlik hem siyasi uyanış hem de bireysel dönüşüm iç içe sunulur.
Muhammed İkbal, sadece bir şair değil, bir düşünce mimarı, bir diriliş öncüsü, bir devlet fikrinin kurucusudur. Ona göre Müslümanlar ancak kendilerine dönerek, Kur’an’ın hakikatine sarılarak ve tasavvufi benlik terbiyesiyle güçlenerek yeniden ayağa kalkabilir. Bu yönüyle o, hem geçmişi temsil eden hem geleceği inşa eden bir figürdür. Bugün hem edebiyat hem siyaset hem de İslam düşüncesi açısından, tüm İslam coğrafyasına ilham vermeye devam etmektedir. Allâme İkbal, sadece Pakistan’ın değil, ümmetin vicdanıdır.




