CHP Eş Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Özel konuşmasına şu şekilde başladı:
"Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bizi izleyen ve dinleyen herkese sımsıcak bir hoş geldiniz diyorum. Bu arada 29 Ekim'i geride bıraktık. 81 ilimizde örgütlerimiz ve belediyelerimizle vatandaşlarımız 102. yılında büyük bir coşkuyla kutladılar. Emek veren herkese teşekkür ediyorum. Yaşasın Cumhuriyet.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündemi değerlendirdi. Özel'in konuşmasından satır başlıkları:
"Kreş açanlara, kent lokantası açanlara, CHP'nin belediyecilik anlayışıyla bunlar bu yoklukta bu hizmetleri yapanlar yarın Türkiye'de bize neler yapmaz diyerek CHP'nin iktidarına en önemli yolun taşlarını döşeyenlere teşekkür ediyorum."
"DEPREMZEDELER 1000 GÜNDÜR ADALET ARIYOR"
"Biz buradaki evleri bir yıl içinde yapacağız diye bir devlet sözü verildi. Sayın Erdoğan tarafından bu söz verildi. Bütün imkansızlıklar ortadayken, insanlar buna inandılar. O söylenen bir yıl geldi. Sözü veren tüm yetkisiyle işin başındaydı. Bir yıl bitince 18 bin konut teslim edilmişti. Şimdi 1000. günündeyiz. 3 yıla doğru gidiyoruz. 300 bin konut teslim ettiler. Söz verilen yüzde 46'sı. Bugün yüzbinlerce konteynerde ya da gurbette başkalarının yanında yaşamak zorunda kalıyor. İşletmelerin hala yarısı faaliyete geçemedi. Diğer yanda rezerv alan rahatsızlıkları sürüyor. Depremzedeler 1000 gündür adalet arıyorlar.
Belediyelerimizle, milletvekillerimizle hep orada olduk. Belediye başkanlarımız elini deprem bölgesinden hiç çekmedi. Depremzedelerin hiçbir sorununu ortada bırakmamaya gayret edeceğiz. Ben hem belediyelerimize hem de bölgeye katkı sunan hangi partiden olursa olsun herkese teşekkür ediyorum."
GEBZE FACİASINA TEPKİ GELDİ
Özel, Kocaeli Gebze'de metro inşaatının bulunduğu alanda çöken ve 4 kişinin öldüğü binaya ilişkin Ulaştırma Bakanlığı'nın sorumluluğu olduğunu söyledi.
"Haberi duyar duymaz 6 dakika içinde bakanlığımızla ilgisi yoktur diye yalan açıklama yapıyorlar.
Gebze'de bir metro inşaatı var ve sağlam olan 7 katlı bir bina yıkıldı. 4 vatandaşımızı kaybettik. 21 bina ve 27 iş yeri boşaltıldı. Ulaştırma Bakanlığı hemen konunun bizimle ilgisi yok dedi. Ancak mühendisler odasının soruları ortaya çıktı. Burayı boşaltmayı düşünüyor musunuz diye sormuş. Şimdi anlaşılıyor ki bütün mahalle önlem alınmadığı için büyük bir felaketin kenarından dönmüş. Düşünün Kocaeli, CHP'nin olsun, bu çöküş olmuş olsun. Sabahın 06.00'sında CHP'li bürokratların kapılarını kırarak gözaltına alacaklardı. Şimdi olaydan 6 dakika sonra metro inşaatıyla ilgili olmadığını açıklıyorlar."
"YENİDEN YARGILANACAKLAR"
"Kartalkaya'da sabah erken saatlerde 55'in üzerinde can kaybı olduğunu bana arkadaşlarım bildirdi. Ankara'da kongre yapılacak diye can kaybı sayısını 5'te tuttular. Otelin kapısında Turizm Bakanlığı ruhsatlıdır, Turizm Bakanlığı tarafından denetlenir yazıyor. Bilirkişi raporunu almıyorlar ve diyorlar ki bakanlığı çıkar Bolu Belediyesi yaz. İkinci bilirkişi raporunda belediyeyi de dahil ediyorlar.
Turizm Bakanlığı personelinin yargılanması için izin vermiyor, Danıştay'dan onay çıktıktan sonra sürece dahil ediliyor. Ama gereken oyu aldığımızda kendisini Yüce Divan'da yargılayacağız. Size söylüyorum, and olsun ki, bu Turizm Bakanı da bakanlık personeli de Soma ve Ermenek'teki sorumlular yeniden yargılanacak."
704 yıl hapsi istenen Aziz İhsan Aktaş serbest, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 4 yılla yargılanan cezayı alsa, zaten yatarını içerde geçirmiş durumda. İddianame inşallah yarın arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin. Kendi yandaşları diyor ki, güçlü olan Beşiktaş ve Aziz İhsan Aktaş tutmadı, İBB iddianamesi nasıl tutacak. Bunu kendi arkadaşları diyor İBB dosyasına güvenemedikleri için.
Hüseyin Gün denen kişi İngiltere, İsrail ve ABD'ye ajanlık yaptığını söyleyen son evrede de İmamoğlu'na iftira atan birisi. Ekrem başkan ile fotoğraf çektirmek dışında bir teması yok. Bu iktidar döneminde 86 milyon kişinin çalınan tüm verileriyle ilgili 8 bakanlıktaki sağlık bilgilerimiz, TC numaralarımız, bu verileri Hakan Fidan çaldırdı. Hüseyin Gün'e soruyorlar, diyor ki Ekrem başkandan önce İBB verilerinin satıldığını söylüyor. Bu iftiracı AK Parti'nin referansıyla Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sunum yapmış, bu iftiracı AK Partili bakanlarla birlikte Lordlar Kamarası'nda sunum da yapmış.
Süleyman Soylu'nun yazısı var Ekrem başkan, verilerin yedeklenmesi için kopyasını istiyor. Soylu da mahkeme kararıyla övünerek, her ne kadar verileri kopyalamak istediyse de verileri vermedik diyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk faaliyeti kozmik odanın açılması ve bu bilgilerin FETÖ'cü casusların eliyle ABD'ye gitmesidir."
Özgür Özel'den Akın Gürlek'e:
"Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi başka yoldan? Yarın akşama kadar bu sözlü soruma yanıt bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorunun yanıtını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına gerekli belgeleri yolluyorum. Sözlü sorumun süresi yarın akşam bitiyor."
AZİZ İHSAN AKTAŞ İDDİASI: KAÇTIĞI DA SÖYLENİYOR…
"704 yılla yargılanan bir suç örgütü lideri var: Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum. Savcı söylüyor. Suç örgütü lideri diyor. Örgütü bu gördü diyor. Şunu yaptı, bunu yaptı diyor. Sonra geldi bize itiraf yaptı diyor.
Önüne gelene bir şey söyledi diyor. 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama onun 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor.
4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 6 aydır, 8 aydır, 10 aydır. O 4 yıldan yargılanan 4 yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız.
Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. O yüzden, o yüzden meseleyi şöyle kısaca özetlemek isterim. Yani tuttular biraz önce söyledim. Hırsız dediler, yolsuz dediler, terörist dediler. Onu dediler, bunu dediler. Baktılar olmuyor."
"TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLERİM"
"Dün Demirtaş'ı içeriye atmakla övünenler, bugün 'Hayırlısı bu' diyorsanız bir özür borcunuz yok mu? Bizim de kusurumuz var. Genel Başkan olarak tarih önünde o günkü kusur için Türkiye'den özür dilerim."
ÖZEL KOZMİK ODA DOSYASINDAN: KİM CASUS?
Böyle bir sayfa aslında yoktu. Bembeyaz. Ama konuşmamızın özel bir köşesindeyiz. Buraya yazdım. Köşenin adı hak ettiğimizi duyarsak hak ettiğinizi duyarsınız köşesi. Geçen hafta söyledim mi bunu? Hak etmediğimizi duyarsak hak ettiğinizi duyarsın köşemize hoş geldiniz.
Casusluk nedir? Yıl 2009. O zaman Hoca Efendi sonra CIA beslemesi dedikleri FETÖ'nün savcısı Mustafa Bilgili Genelkurmay Ankara seferberlik Bölge Başkanlığının Kozmik Odasına girmek ister. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Kozmik Odaya girilmesine izin veremeyeceğini durumu Başbakan Erdoğan'a anlatacağını ileteceğini söyler. Erdoğan'la görüşmeye gider. Görüşmenin ardından Kozmik Odaya girilmesine izin vermek zorunda kalır.
Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük casusluk faaliyetidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kozmik Odası Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahlı Kuvvetlerinin namahrem Odası artık FETÖ'cüler eliyle Amerikan istihbaratındadır.
Şimdi Kozmik Odaya giren savcı Mustafa Bilgili mi casus yoksa onun önünü açan Recep Tayyip Erdoğan mı casus? Kararı millet versin. Yıl 2011 seçimlerin hemen öncesi Danıştay'a 50 Yargıtay'a 108 yeni üye atanacak.
CIA talimatlı Fethullah Gülen Çetesi Amerika'dan hard disk içinde listeyi gönderir. O isimlerin atanmasını isterler. Danıştay'a 50'de 50 Yargıtay'a 108'de 107 Gülen'in listesinden atama yapılır.
Şimdi Fethullah Gülen mi casus, ne istedilerse verdik diyen Recep Tayyip Erdoğan mı casus?
Ya da İlker Başbu terörist irtirasıyla tutuklayan, tutuklatan Zekeriya Öz mü casus? Onun altına zırhlı arabasını yollayan Recep Tayyip Erdoğan mı casus?
15 Temmuz darbesini yapan rütbeli askerleri o göreve atayan Genelkurmay Personel Daire Başkanı İlhan Talu bizzat FETÖ'cü çıktı. Şimdi onu o makama atayan Hulusi Akar mı casus? Hulusi Akar'ı bakan yapan Recep Tayyip Erdoğan mı casus?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir kez Başbakan Odası Böcekle dinlendi. Yıl 2013. İki yıl aradılar bulamadılar. Dinlemeyi yapan bugünün Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler'in yaveri FETÖ'cü Mehmet Akkurt'tu.
Şimdi yıllarca bugün Genelkurmay Başkanının Milli Savunma Bakanının yanındaki kişiyi FETÖ'cü olarak oraya koyan o cemaat mi casus? Yoksa o atamayı yapan Recep Tayyip Erdoğan mı casus?
Dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan Basri Aktepe'yi Elektronik ve İstihbarat Daire Başkanı olarak atadı. Tüm telefon dinlemeleri, izlemeler, teknik takipler, istihbarat adına ne varsa Hakan Fidan Aktepe'yi bunun başına getirdi.
Bu FETÖ ajanı çıktı ve bu kritik koltuktan sonra bütün bilgileri CIA'e aktardığı ortaya çıktı. Şimdi Aktepe mi casus, onu buraya atayan Hakan Fidan mı casus? Hakan Fidan'ı MİT Başkanı yapan Erdoğan mı casus? Grup toplantımızın hak etmediğimizi duyarsak hak ettiğinizi duyarsınız ilişkin bu haftalık kısmı bu kadar.
Sayın Erdoğan'ı Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ı haftaya bu köşeye yine bekleriz.
Bir de bir de haftanın sözlü sorusu. AK Parti sözlü soruyu kaldırdı ya Anayasada yok. Bizde var. Haftanın sözlü sorusunu soruyorum. Ekrem Başkanı yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle itibarsızlaştırmaya çalışan, terörle irtibatlamaya çalışan ve Ekrem Başkan gibi bir milliyetçiyi, bir vatan severi casuslukla itham edip ikinci tutuklamasını yaptırtan kişiye şunu soruyorum. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına soruyorum.
Hakimler Savcılar Kanunu'nun 2802 48. maddesinin son fıkrası şöyle. Hakim ve savcılar kanunlarda belirlenenden başka resmi ve özel hiçbir görev alamazlar, kazanç getirici faaliyette bulunamazlar. Kanun böyleyken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına soruyorum. Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan.
Sözlü sorular sözlü sorular süresi içinde yanıtlanır ve meclise gelip muhatabının yüzüne okunurdu. Tatmin olmazsa yeni soru sorardı. Yarın akşama kadar bu sözlü soruma cevap bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorumun cevabını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına ilgili belgeleri yolluyorum.
Sözlü sorumum süresi yarın akşam bitiyor. Hadi bakalım.
Arkadaş 4 tane yolsuzluk. Adası belli, paftası belli, yapan belli. İmzayı atan belli. İhaleyi veren belli. Alan belli. Söylüyorum. Hadi tık yok. Bayrampaşa'da AK Parti İlçe yöneticisi diyor. Otopark AK Parti döneminde işletirken 2-3 ayda bir belediye Başkan Yardımcısı otopark parasını elden alırdı. Yatırmazdı, ileride borç çıkardı. Aynı kirayı iki kere olduk. O parayı yerdiler. Allah razı olsun. Sen yemiyorsun. Savcı gelsin sorsun. Bunu anlatırım diyor. Bu adamı çağırmıyor. Oraya kaçak büfe yapmış adam. Yapamazsın diyen belediye başkanımıza yık da göreyim demiş. Bizimki yıkmış. Partiden istifa etmiş, itirafçı olmuş, iftiracı olmuş. Geçen gün yapılan şaibelii seçimden sonra gitmiş Bayrampaşa'ya Belediye Başkan Yardımcısı olmuş.
Öbürü, öbürü bizim Bulgaristan Türkleri çok kıymet verdiğimiz insanlardan birini oraya koyalım denmiş. O insanlar hem oy vermiş hem gönüllerini bize vermiş. Gönüllerini bize basmışlar. Gönüllerine belediye başkanımızı basmışlar. Birileri gitmiş orada AK Parti o işlere şaibe karıştırmış.
Onların hepsinin günü vakti gelince teker teker her türden hesabı sorulacak. Ama Bayrampaşa Belediyesi el değiştirmiş, çıkmışlar utanmadan teşekkür konuşması yapıyorlar Bayrampaşa'ya teşekkür ediyorum.
Arsız adam. Bayrampaşa'ya teşekkür etsek biri varsa o Silivri'de yatan Hasan Mutlu, bir parti varsa Cumhuriyet Halk Partisi. Biz kazandık Bayrampaşa'yı. Sizi def ettiler oradan. Büyük bir haksızlığa büyük 1000 tane haksızlığa ellerindeki parti bayrağını hiç bırakmadan İstanbul'un bütün ilçelerinde mücadele eden ilçe başkanlarımızı ve İstanbul İl Başkanımızı ağırlıyoruz bugün.
Hepsini yürekten kutluyorum. Hepsini alınlarından öpüyorum. İyi ki varlar. Şimdi Türkiye'nin tüm sorunlarının çözümü demokratikleşmeden geçer diye hep söylüyoruz. Birileri terörsüz Türkiye dediler.
"DEMİRTAŞ'IN ERDEMLİ TUTUMUNA TEŞEKKÜR EDİYORUM"
"Bugünkü genel başkan sıfatıyla. Şu kadarcık kusuru vardı partinin. Sonra kusurun yüzü 99'unun sahipleri şimdi bugün gelmişler şimdi bugün gelmişler sütten çıkmış ak kaşığa dönmüşler. O hayırlı olur, bu hayırlı olur. Yine karşısında halen daha Selahattin Demirtaş diyebiliyor ki sadece benim açımdan değil 86 milyonun kardeşlik hukuku açısından önemsiyorum bu kararı. Selahattin Demirtaş'ın bu erdemli, bu onurlu, bu sabırlı bu örnek olacak tutumu karşısında kendisine yürekten, yürekten bir teşekkür ediyorum. Yürekten. Herkesin yapacağı iş değil bu."
Bir de işin bu tarafına bakalım şimdi. O gün Selahattin Demirtaş'a terörist diyenler, elikkanlı diyenler, bilmem kaç kişinin ölümünden mesul diyenler neredeyse idamı getirelim, asalım diyecek olanlar bugün oralar hayırlı diyor. Doğru diyor. Bugün ne diyor?
Çünkü rejim şeytan değiştirdi arkadaşlar. Rejim şeytan değiştirdi. Bu rejim düşmanlık üzerine kurulu bir rejim olduğu için, kavga üzerine kurulu bir rejim olduğu için, korku üzerine kurulu bir rejim olduğu için güya kendinde olmayan ama devletin kuvvetini ele geçirdiği devlette haksız kullanarak ayakta kalan rejim olduğu için o gün rejime düşman lazımdı. Şeytan lazımdı. O gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş'tı. Bugün rejime şeytan lazım.
Ekrem İmamoğlu. O gün bugün el uzattıkları, af diledikleri, övdükleri dün onların düşmanıydı. Partinin adı HDP'ydi, Demdi. HDP'yi kapatmayan Anayasa Mahkemesini kapatalım diyorlardı. Bugün orada başka bir yere geçtiler ama umudu anlatamayan, kardeşliği anlatamayan, kardeşlik hukukundan nasibini almamış olanlar bugün yeni düşman Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendilerince yeni Şeytan Cumhuriyet Halk Partisi'nin düşmanlığıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama burada ihmal ettikleri bir şey var. Bu millet dünü de gördü, bugünü de gördü.
O gün dediğinizi de duydu, bugün dediğinizi de duydu. Bu partinin dününü, bugününü, yarınını biliyor. Bu partinin samimiyetini, bu partinin seçim kazandığında senin gibi evinin önünde de hemen bir otobüs üstü bulup Bay Kemal diye dalga geçmelerini ata alan Üsküdar'ı geçti diye ikrarlarını ya da alayını da gördü.
Seçimi kazandığı akşam komşunuz AK Partiliyse üzmeyin onu, korna basmayın davul çalmayın diyenleri de gördü. O yüzden en kısa sürede en kısa sürede adaletin tecelli etmesini, tüm siyasi tutsakların serbest kalmasını bir kez daha talep ederken milletimize de şunu söylüyorum.
Bir ay sonra insan içine çıkamayacaklar diyenler Türkiye'nin her köşesinde meydanlarda o kentin en kalabalık mitingini yapıyor. Birbirinin gözüne bakamayacak diyenler milletin gözünün içine bakıyor ve haklılığını anlatıyor. Anketlerde casusluk suçlamasına inanmıyorum diyen %81 var. Bu ülkenin umudu o %81'de 86 milyonda. AK Parti'nin 23. yılı Erdoğan iktidara gelişlerini şanla şerefle 23 yıl diye tanımladı. 23 yılda ben bu gerçekten bu kadar övgü madalyasız olmaz. Ben hafta sonu maraton koştum bir madalya kazandım.
Sayın Erdoğan kıskanıyor böyle şeyleri. Keşke birlikte koşabilsek siyaset yumuşar, iyi olur falan diyor diye yumuşama yumuşama. Ama ben madalyasız bırakmam. Madalya törenini yapmamız lazım. 3.2 trilyon dolar vergi topladı. AK Parti 23 yılda kendinden önceki 79 yıllık Cumhuriyet döneminin topladığı verginin 6 katı dolar bazında. Dolar bazında 79 yılda toplanan vergiyi 6 katını 23 yılda toplamışlar. Toplanan o devasa vergi 3.2 trilyon özelleştirmeden de 6 63.4 milyar dolar kazanmışlar ve bunların sonunda 23 yılın sonunda şanla şerefle birinciciyiz. Yoksullukta Avrupa birinciliği madalyası. Sayın Erdoğan'a takıyorum. Sayın Erdoğan'a takıyorum.
Yoksullukta Avrupa birincisi madalyası. İşsizlikte Avrupa birinciliği madalyası. Gelir adaletsizliğinde Avrupa birinciliği madalyası. Faizde Avrupa'da 1. ama dünyada ikinci olmuş. O geçene çok kızacak. Faizde dünyada ikincilik, enflasyonda dünyada beşincilik madalyası. Bu beşi bir yer dei Erdoğan'ın boynuna takalım. Öyle geçsin ama hukukun üstünlüğünde 143 ülkeden 118. sıradayız. Basın özgürlüğünde 180 ülkeden 159. sıradayız.
Bu ayıp bu ayıp bu ülkeyi yönetip ya da yönetenlere kayıtsız şartsız destek verip ekonomiyi bu hale getirenlere, memleketi bu hale getirenlere bu ayıp yeter. Ama hani Erdoğan şurada 5. oldum diyor ya enflasyonda dünya 5.si. Dünya 5'ten büyüktür. Olur mu öyle şey? Kimmiş onlar? Bakın Erdoğan'ı geçenler Venezuela, Güney Sudan, İran, Burundi ve Türkiye sıralamada. Birinde siyasi kriz, birinde iç savaş, birinde siyasi kriz ve yaptırımlar, birinde iç savaş ve kıtlık dünya 5.si.
Dünyadaki 200 küsur ülke bizden iyi. Dünya 5.si Türkiye. Bizde de sivil darbe var. Başka bir şey yok. Başımızda bir cunta. Dünyanın en yüksek 5 enflasyonlu ülkesi bunlar. Düşük enflasyona sahip 5 ülke. İsviçre %0.1. Finlandiya %0.5. İsveç %0.9. Fransa 1, Almanya 2.3. Almanya bizi kıskanıyor. Yıllık enflasyon %2.3. Bizim ekim enflasyonu daha yüksek geldi dün ve buradakilerin ortak özelliği hukukun üstünlüğünde ve basın özgürlüğünde ilk 10'un içindeyiz. İlk 10'un içinde. Bunu görmek, bunu anlamak, bunu anlatmak lazım. Diğer taraftan tabii Sayın Erdoğan kızıyor bana. Elinde bir şey oluyor, altın hesabı yapıyor, altın hesabı yapıyor. Gerçekten altın hesabı yapmamaya karar verdim bugünlük. Bakın Sayın Erdoğan'a hesabı göstereyim. Tüik'in yıllık enflasyonu %32.8. Enag bunu %68 buldu. 65 buldu. Şimdi Tüik'in enflasyonu %32.8 ama peynir 200 liralık peynir bir yılda 355 lira olmuş %77. Kıyma dana kıyma 550 liradan 900 lira olmuş %63. Ayçiçek yağı litresisi 95 liradan 170 liraya çıkmış %79 ve bu 3 ürünün enflasyonu bu 3 ürünün ortalama enflasyonu %68. Yani vatandaş geçmişte konuşuyorduk ya pinpon topu, bakır çubuk, bilmem ne falan filanla değil bununla kayın dırdığı için vatandaşın enflasyonu %68. Ve maalesef gördüm bunu şaşkına döndüm.
Diyor ki tur şirketleri tur düzenliyor. Trakya'da, İstanbul'da sadece 35 euroya Dedeağaç'ta gez ve alışveriş yap. Nurten Hanım sizin ora. Gez ve alışveriş yap. 1400-1500 lira para veriyorsun tur şirketine. Yunanistan'a götürüyor seni. Geziyorsun, alışveriş yapıyorsun. Turda bedavaya geliyormuş. Nasıl? Bizde 355 lira olan peynir Yunanistan'da 240 liraymış. Bizde 900 lira olan kıyma Yunanistan'da 350 liraymış. Bizde 170 lira olan ayçiçek yağı Yunanistan'da 70 liraymış. Sadece bu üçünü aldığında Türkiye'de 1400 lira ödüyormuşum. Dedeağaç'ta 660 liraymış. İşte 23 yıl sonunda şanla şerefle Erdoğan'ın övündüğü Türkiye. Dün kabine toplantısı sonrası konuştu. Daha nazik bir üsluptu. Biz de daha nazik konuştuk. Duymamamız gerekeni duyduğumuz zaman duyması gerekenleri söyledik ama bizim Türkiye'yi yurt dışına şikayet ettiğimizi tekrar söyledim ve dedi ki Cumhuriyet Halk Partisi'ne ilk genel başkanı olduğunda demişti ki umutlanmıştık diyor. Yurt dışında Türkiye'nin partisiyiz diye. Sen onu bir Haydar Aliyev'e sor bakalım. AKPM'de Azerbaycan mevzusunda Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi Azerbaycan'ın Konsey denetimi dışına çıkmasının doğru olmadığını ve nasıl yeniden kapsanması gerektiğini nasıl anlatmış.
Sen onu Kıbrıs meselesini yurt dışında Cumhuriyet Halk Partisi Güney Kıbrıs'tan bir parti Türk Silahlı Kuvvetleri işgalcidir dediğinde Cumhuriyet Halk Partisi buna nasıl pozisyon almış. Sorduysan anlatmıştır Sayın şansölye, Hükümet sözcüsü Almanya'da kamuoyuna açıkladı. Euro Fighter'ları Türkiye'ye niye verdiniz? Dedi ki Ekrem İmamoğlu'nun da açıklaması oldu. Özgür Özel'in de bu konuda üstün gayretleri oldu, çabaları oldu. Alman Savunma Bakanı ile konuşmuşuz. 19 Mart darbesinden sonra o zamanki şansölye Olaf Sholtz Türkiye'yi veto etti Euro Fighter'lar için. Sonra değişti. Sayın Mertz geldi. Kardeş partimizin başkanı Lars King hükümette hem Maliye Bakanı hem Şanye yardımcısı oldu. Sosyal Demokrat Savunma Bakanı oldu.
Savunma Bakanı ile bu konuyu konuşmuşuz. Lars King'yla söylemişiz. Almanya'nın vetosu kalkmış. Vetonun kalkmasına da İmamoğlu'yla Özgür Özel'in açıklamaları sonucunda isteği sonucunda yapmış diyor. Bana diyor ki yurt dışında Türkiye'nin menfaatlerini savunacağım demişti. Şimdi çıkmış gelip geçici gündelik tartışmaları yurt dışında konuşuyor diyor. Burada hem bir itiraf hem bir ikrar var. Diyor ki ben yurt dışına çıkıp da örneğin bu da gelip geçmiyor. Çok yakıyor ama Erdoğan enflasyonu düşüremedi demiyorum. Yurt dışına çıkıp da Erdoğan Anıtkabir'e yine getirmiş bir çuval faydasızı kendine tezahürat yaptırıyor.