Sembolik Mesaj: Lanetlenen Hatıralar
Süleymaniye yakınlarında KYB kontrolündeki Dukan ilçesinde, bölgeden ve Türkiye’den çok sayıda gazeteci ve siyasetçinin izlediği törende PKK’lı grup ellerindeki tüm silahları ateş dolu kazana tek tek attı. Peki neden gömülmedi? CNN TÜRK Haber Müdürü İdris Arıkan, bu tercih için “damnatio memoriae” kavramını işaret etti. Roma döneminde kullanılan bu Latince terim, bir hatıranın toplumsal bellekte tamamen silinmesini ifade ediyor. Arıkan’a göre silahların yakılması, “Asla var olmamış gibi tüm izlerin, bölgenin hafızasından ve onurundan silinmesi” anlamına geliyor. Bu eylemle, PKK’nın yarattığı terör geçmişinin ve acı hatıraların bölge halkının gözünde lanetlenerek yok edilmesi hedefleniyor.Demirin Eritilmesi: Emperyal Geçmişe Gönderme
Casene Mağarası’nda yapılan törenin yeri de tesadüf değil. İdris Arıkan bu alanın Osmanlı döneminde İngilizlere karşı direnişin merkezi olduğunu hatırlatarak, silahların bu bölgede eritilmesinin emperyalizme karşı verilen mücadelenin bir sembolü olduğunu söyledi. Özetle yakma ritüeli, sadece fiziksel bir imha değil, “O silahlar ve temsil ettikleri terör artık yok” demenin en güçlü yolu olarak okunuyor. Türk devletinin verdiği mesaj net: “Bu topraklarda terörün izi dahi kalmayacak.”Gömme Değil Yakma: Psikolojik Etki
Gömülen bir silah toprağın altında kalabilir, bulunabilir ve “bir gün tekrar çıkar” umudu barındırır. Ancak yakılan bir silah geri dönüşsüz olarak yok olur. Bu yönüyle de yakma ritüeli, örgütün kendi kitlesine de “geri dönüş yok” mesajını veriyor. Görgü tanıkları törenin son derece duygusal geçtiğini, PKK’lıların bile sessiz ve mahcup bir ruh hali içinde olduklarını anlattı. Töreni izleyen gazeteciler, ateşe atılan silahların eriyip kül oluşunu kaydederken, bölgedeki halkın da “artık barış ve huzur istiyoruz” dediğini aktardı.Tam Silahsızlanma Eylül’e Kadar Tamamlanacak
Yetkililer, ilk 30 kişilik grubun sembolik yakma töreninin ardından, PKK’nın tüm unsurlarının eylül sonuna kadar tamamen silah bırakmasının hedeflendiğini açıkladı.
Bölgede hem Türkiye’nin hem Irak’ın hem de uluslararası gözlemcilerin denetiminde sürecin şeffaf yürütüleceği belirtildi.