1994 yılına ait Alman Dışişleri Bakanlığı arşivlerinden çıkan diplomatik belgeler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 30 yıl önce yaptığı çarpıcı açıklamaları gün yüzüne çıkardı. O dönem henüz Saint Petersburg Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde olan Putin’in, Kırım, doğu Ukrayna ve kuzey Kazakistan’ı “her zaman Rus topraklarının bir parçası” olarak nitelendirdiği ortaya çıktı.
ALMAN ARŞİVLERİNDE KAYITLI TARİHİ GÖRÜŞME
Almanya’nın saygın yayın organlarından Spiegel’in haberine göre, 14 Ocak 1994 tarihli diplomatik kayıtlarda, Putin’in Alman yetkililerle gerçekleştirdiği özel bir görüşmeye dair detaylar bulunuyor. Belgelere göre Putin, üç bölge hakkında net bir ifade kullanarak bu coğrafyaların hiçbir zaman Rusya’ya “yabancı” olmadığını dile getirdi.
Diplomatik notlarda, Putin’in bu değerlendirmeyi yaparken, Rus halkının taşıdığı güçlü ulusal aidiyet duygusuna da vurgu yaptığı belirtiliyor. Alman Başkonsolos tarafından kaleme alınan notta, Rusların bu duygularının “Almanlar için anlaşılması zor” olduğu da ifade ediliyor.

ERKEN MİLLİYETÇİ SİNYALLER
Belgeler, Putin’in o dönemde Batı tarafından bir “reformcu” olarak algılandığını ancak ifadelerinin, daha sonra şekillenecek olan milliyetçi ve emperyal bakış açısının ipuçlarını taşıdığını gösteriyor.
Putin’in, Rusya’nın 1990’lı yıllarda yaşadığı ekonomik ve sosyal krizleri de dile getirdiği, bu tür krizlerin radikal eğilimli liderler için zemin hazırladığını söylediği belirtiliyor. Özellikle aşırı sağcı siyasetçi Vladimir Jirinovski gibi figürlerin güç kazanmasından duyduğu endişeyi dile getirdiği vurgulanıyor.
“HİÇBİR RUS’A BU TOPRAKLAR ARTIK YABANCI DENEMEZ”
Almanya’daki Çağdaş Tarih Enstitüsü tarafından yayımlanan ve kamuya açık hale getirilen dışişleri arşivlerine göre Putin, “Hiçbir Rus’a bu toprakların artık yabancı olduğu söylenemez” ifadelerini de kullanmıştı. Bu cümle, sadece bir kişisel yorum olmanın ötesinde, ilerleyen yıllarda Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Ukrayna’ya yönelik politikalarının da habercisi olarak değerlendiriliyor.

GİZLİ GÖRÜŞMENİN JEOPOLİTİK YANKILARI
Putin’in söz konusu üç bölgeyi —Kırım, doğu Ukrayna ve kuzey Kazakistan— stratejik olarak "tarihi Rus toprağı" olarak değerlendirmesi, aradan geçen yıllara rağmen jeopolitik gerçekliğini koruyor. Bu ifadeler, yalnızca geçmişin bir yansıması değil; aynı zamanda günümüzdeki Rus dış politikasının temel taşlarından biri olarak görülüyor.
TARİHİ BELGELER, BUGÜNÜ ANLATIYOR
Ortaya çıkan arşiv, Putin’in siyasi kimliğine dair geçmişte yeterince fark edilemeyen yönleri gün yüzüne çıkarması bakımından büyük önem taşıyor. 1990’lı yılların ortasında reformcu ve Batı ile diyalogdan yana bir figür olarak lanse edilen Putin’in, aslında o yıllarda dahi güçlü bir ulusal anlatı inşa ettiği anlaşılıyor.




