Gündem

Rasyonalizm nedir, rasyonalist ne demek?

Rasyonalizm, bilginin kaynağını akılda gören felsefi bir akımdır. Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi ve Descartes gibi önemli filozofların temsil ettiği bu görüşe göre doğru bilgi duyulardan değil, akıl yürütmeden elde edilir.

Felsefede akılcılık olarak da bilinen rasyonalizm, bilginin kaynağını akılda gören bir düşünce akımıdır. Sokrates’ten Descartes’a kadar pek çok önemli filozofun temsil ettiği bu görüş, doğru bilginin duyulardan değil, akıldan geldiğini savunur.

RASYONALİST NE DEMEK?

Rasyonalizm düşüncesini benimseyen kişilere “rasyonalist” denir. Rasyonalistler, aklı ve mantığı bilgiyi edinmenin temel aracı olarak görür. Bu görüşe göre doğru bilgi, deneyim ve duyulardan değil, akıl yürütmeden elde edilir. Akılcılık ya da usçuluk olarak da bilinen bu felsefi yaklaşım, ön yargılardan uzak, mantığa dayalı bir düşünce sistemini ifade eder.

FELSEFEDE RASYONALİZM (AKILCILIK) AKIMI ÖZELLİKLERİ

  • Doğru bilginin kaynağı akıldır.

  • Akıl, doğuştan bilgi edinme yetisiyle insana verilmiştir.

  • Genel geçer bilgi vardır ve bu bilginin kaynağı yine akıldır.

  • Duyular, değişken ve yanıltıcıdır; kesin bilgi sağlamaz.

  • Deney öncesi bilgi (a priori bilgi) aklın ürünüdür.

  • Matematik ve mantık, akıl yoluyla elde edilmiş en kesin bilgiler olarak kabul edilir.

RASYONALİZM KURUCU VE TEMSİLCİLERİ

Rasyonalizmin önde gelen temsilcileri arasında Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes ve Hegel bulunur. Matematik ve mantığa dayalı kesin bilgi anlayışını savunan bu filozoflar, aklın evrensel geçerliliği olduğuna dikkat çekmiştir.

RASYONALİZMİN TEMSİLCİLERİNE GÖRE RASYONALİZM

Sokrates (M.Ö. 469-399): Sokrates’e göre bilgi doğuştandır. İnsanların doğuştan sahip olduğu bilgiyi açığa çıkarmak için diyalektik yöntem kullanmıştır. Bu yöntem; soru sorma, ironi (alay) ve mayotik (doğurtma) aşamalarından oluşur. Ahlak felsefesine büyük önem veren Sokrates, erdemin bilgi olduğunu savunmuştur.

Platon (M.Ö. 427-347): Platon, idealar dünyasını gerçek varlıkların bulunduğu asıl alan olarak tanımlar. Ona göre duyuların aktardığı bilgiler geçici ve yanıltıcıdır. İnsan, idealar dünyasının bilgisine sahip olarak doğar, ancak zamanla bu bilgileri unutur. Matematik temelli eğitimle bu bilgiler yeniden hatırlanabilir.

Aristoteles (M.Ö. 384-322): Platon’un öğrencisi olan Aristoteles, bilgiyi “tümellerin bilgisi” olarak tanımlar. Ona göre idealar ayrı bir dünyada değil, bu dünyadaki nesnelerin formlarında vardır. İki tür bilgi olduğunu söyler: duyulara dayalı bilgi ve bilimsel bilgi.

Farabi (870-950): Farabi’ye göre varlığın kaynağı Tanrı’dır. Akıl, hem kendini hem de Tanrı’yı bilme yetisine sahiptir. İlk bilgiler, duyularla edinilenler ve mantıksal çıkarımlara dayalı bilgiler olmak üzere üç bilgi türünden söz eder.

Descartes (1596-1650): “Düşünüyorum, öyleyse varım” sözüyle tanınan Descartes, şüpheyi bir yöntem olarak kullanır. Ona göre açık ve seçik biçimde doğruluğu kanıtlanamayan hiçbir bilgi kesin değildir. Analitik geometrinin kurucusu olan Descartes, rasyonalizmin modern çağdaki en önemli temsilcilerinden biridir.