Türkiye’de milyonlarca çalışanı doğrudan, tüm piyasayı ise dolaylı olarak etkileyecek 2026 yılı asgari ücreti için süreçte sona gelindi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yaptığı ilk iki toplantıda henüz resmi bir rakam açıklanmazken, kulislerde beklentiler giderek netleşiyor.
Son değerlendirme ise SGK Uzmanı Özgür Erdursun’dan geldi. Erdursun, TGRT Haber ekranlarında yaptığı açıklamalarda hem zam oranına hem de olası rakam aralığına dikkat çekti.
“ASGARİ ÜCRET ÖNÜMÜZDEKİ TOPLANTIDA AÇIKLANIR”

Asgari ücret görüşmelerinde artık son viraja girildiğini vurgulayan Özgür Erdursun, kararın gecikmeden açıklanacağını ifade etti. Erdursun şu değerlendirmeyi yaptı:
“Önümüzdeki hafta asgari ücretin ne olacağı belli olur ve açıklanır diye düşünüyorum. Ayı da bitiriyoruz, yılı da bitiriyoruz. 1 Ocak 2026’dan itibaren geçerli olacak asgari ücret önümüzdeki toplantıda netleşir.”
YÜZDE 25 ZAM BEKLENTİSİ
Zam oranına ilişkin öngörüsünü de paylaşan Erdursun, hedeflenen enflasyonun bir miktar üzerinde bir artış beklendiğini söyledi. SGK Uzmanı’na göre 2026 asgari ücret için tablo şöyle:
Beklenen zam oranı: %25 civarında
Tahmini rakam: 27.500 – 28.000 TL bandı
Erdursun, bu artışın yalnızca asgari ücretlileri değil tüm ücret dengesini etkileyeceğini belirterek şu verileri paylaştı:
Türkiye’de 17 milyon 265 bin çalışan bulunuyor
Özel sektör: 15,2 milyon kişi
Kamu: 2 milyon 64 bin kişi
Ortalama ücret: 30 bin TL, kamu dahil edildiğinde 36 bin TL
Asgari ücretin yalnızca çalışan açısından değil işveren maliyetleri açısından da ele alınması gerektiğini vurgulayan Erdursun, Türkiye’deki işletme yapısına dikkat çekti.
Türkiye’de 2 milyon 276 bin 871 işletme bulunduğunu belirten Erdursun, bu işletmelerin büyük bölümünün küçük ve orta ölçekli olduğunun altını çizdi.
“Asgari ücret bir denge rakamıdır. İşverenin cebinden çıkacak maliyetler de mutlaka hesaba katılmalıdır.”
“ASIL SORUN YILLARCA ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞILMASI”
Erdursun’a göre Türkiye’deki temel problem asgari ücretin seviyesi değil, asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesi. Bu noktada çarpıcı bir tespit yaptı:
“10 yıldır asgari ücretle çalışan biri varsa, sorun asgari ücret değil, o kişinin 10 yıl boyunca asgari ücretli gösterilmesidir. Bu başlı başına sistemsel bir problemdir.”
Avrupa ile karşılaştırma yapan Erdursun şu tabloyu ortaya koydu:
Avrupa’da asgari ücret, ortalama ücretin %40’ı
Türkiye’de ise bu oran %74
Bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
“ASGARİ ÜCRET ARTIŞI TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL”
Asgari ücrette yüksek artış yapılmasının tek başına refah getirmeyeceğini belirten Erdursun, zincirleme etkiye dikkat çekti. Örnek vererek durumu şöyle anlattı:
“Asgari ücret 50 bin lira olsa, işveren maliyeti 100 bin liraya çıkar. Bu da ekmekten peynire, pantolondan kiraya kadar her şeye zam olarak geri döner.”
Erdursun’a göre asıl önemli olan kira, gıda ve temel yaşam giderlerindeki artış hızının düşürülmesi.
“Rakamlar artıyor ama hayat pahalıysa, cebimize giren paranın bir anlamı kalmaz.”
GÖZLER SON TOPLANTIDA
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun önümüzdeki toplantısında 2026 asgari ücretinin resmen açıklanması bekleniyor. Milyonlarca çalışan ve işveren, çıkacak rakama kilitlenmiş durumda.




