Sırrı Süreyya Önder, 7 Temmuz 1962 tarihinde Adıyaman’da doğdu.
Türkmen kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası Ziya Önder, 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman İl Başkanlığı’nı yapmıştır. Babasının politik tercihi, Sırrı Süreyya Önder’in düşünsel altyapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Sekiz yaşında babasını kaybetmesinin ardından ailesiyle birlikte dedesinin yanına taşınan Önder, genç yaşlarda çeşitli işlerde çalışarak ailesine destek oldu.
İlk olarak lise öğrencisiyken Maraş Katliamını protesto ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde eğitimine devam ettiği sırada, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. DAL isimli merkezde 105 gün tutuldu. Toplamda 7 yıl süreyle hapiste kaldı. Bu yıllarda sinema ve edebiyat üzerine çalışmalar yürüttü. Sinemaya taşıyacağı filmlerin senaryolarını cezaevinde tasarladı.
Sanat Hayatı
Sırrı Süreyya Önder ilk olarak Vedat Türkali'nin oğlu Barış Pirhasan'ın sanat atölyesinde senaryo eğitimi alarak profesyonel sinema kariyerine adım attı. Katıldığı atölyede sinemanın tekniklerini ve işleyişini öğrendi. Kendi ifadesiyle "Senaryo yazarlığına başladığımda 40'larıma merdiven dayamıştım" diyerek aldığı eğitimi anlattı.
Sanat alanında adını ilk olarak 2006 yılında yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı “Beynelmilel” filmiyle adını duyurdu. Bu film, 2007 Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazandı. Ayrıca “Sis ve Gece”, “O... Çocukları”, “Düğün Dernek” gibi filmlerde oyuncu ya da senarist olarak da yer aldı. 2012 yılında cezaevlerini konu alan “F Tipi Film” adlı çok yönetmenli projeye katkıda bulundu. "İtirazım Var" filminin senaryosunu yazanlardan biriydi. Daha sonra birçok dizi ve filme senaryo danışmanlığı yaptı. Türkiye'nin en çok izlenen yapımlarından biri olan "Emret Komutanım" dizisinin senaryolarını yazan ekipte yer aldı. Dizinin pek çok bölümünü yazdı.
Siyasi Kariyeri
Cezaevi yılları dışında parlamenter siyasete ilk adımını 2011 yılında BDP'nin desteklediği Barış ve Özgürlük adayları bloğundan İstanbul milletvekili seçilerek attı. Daha sonra Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) katıldı ve 2014 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Belediye başkan adaylığında 2013 yılında başlayan Gezi Parkı Protestolarında oynadığı aktif rol etkili oldu. Önder, parktaki protestocuları destekleyen ilk milletvekiliydi.
2015 genel seçimlerinde Ankara 1. bölgeden milletvekili seçildi. 2018 seçimlerinde sağlık sorunlarını gerekçe göstererek aday olmadı. 2023 seçimlerinde HDP'nin yerine seçime giren Yeşil Sol Parti'den İstanbul milletvekili olarak yeniden parlamentoya girdi. Ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden (DEM), meclis başkanvekili oldu.
Sırrı Süreyya Önder, meclis konuşmalarındaki tarzıyla dikkat çekti. Konuşmalarında öykülere, şiirlere yer vermesi kamuoyunun ilgisini çekti.
Önder, çözüm sürecinde aktif rol oynadı. Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik 2015 yılında yaptığı birinci silah bırakma çağrısını, 2015 yılı Nevruz etkinliğinde Sırrı Süreyya Önder okudu. Öcalan'la kurmuş olduğu ilişki kamuoyunun tepkisini çekti.
3 Aralık 2018'de Diyarbakır Nevruz'unda yapmış olduğu açıklamalar nedeniyle 43 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kocaeli Kandıra Cezaevinde yeniden hapse girdi. 2019 yılında tahliye edildi.
Halk arasında Kobani eylemleri olarak bilinen davada da yargılandı. Önder, Kobani davasından beraat etti.
Vefatı
15 Nisan 2025 tarihinde aort damarında yırtılma nedeniyle hastaneye kaldırılan Önder, 3 Mayıs 2025'te çoklu organ yetmezliği sonucu İstanbul'da vefat etti.
Cenaze namazını ilahiyatçı - yazar İhsan Eliaçık kıldırdı. Önder, kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.