Türkiye sivil havacılık alanında dijitalleşme odaklı yeni bir döneme hazırlanıyor. Sivil Havacılık Genel Müdürü Kemal Yüksek, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün dijitalleşme hedeflerini tüm boyutlarıyla hayata geçiren ilk ülke olmayı amaçladıklarını belirterek, bu kapsamda yaklaşık üç yıldır yürütülen Yeni Sivil Havacılık Modeli çalışmalarının 2026 yılının ilk çeyreğinde tamamlanacağını açıkladı.
TÜRK SİVİL HAVACILIĞINDA BÜYÜME SÜRECİ SÜRDÜ
Sivil Havacılık Genel Müdürü Kemal Yüksek, 2025 yılı faaliyetleri ve 2026 hedeflerine ilişkin değerlendirmesinde, Türk sivil havacılığının Kovid-19 salgını sonrası hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini ifade etti. 2025 yılı boyunca uçuş noktaları, yolcu sayıları ve uluslararası erişim alanlarında artış yaşandığını aktaran Yüksek, Türk Hava Yolları ile İstanbul Havalimanı’nın bu büyümede önemli rol oynadığını söyledi.
Türkiye’nin yaklaşık 355 uçuş noktasına ve 130’dan fazla ülkeye erişim sağladığını belirten Yüksek, özellikle Çin, Hong Kong ve Uzak Doğu pazarlarında yapılan anlaşmalarla yeni frekanslar elde edildiğini kaydetti. 2025 yılı boyunca sivil hava trafiği açısından emniyet ve güvenlik bakımından sorunsuz bir süreç yaşandığını da dile getirdi.
YENİ SİVİL HAVACILIK MODELİ ÜÇ AYAK ÜZERİNE KURULDU
Yüksek, son üç yıldır üzerinde çalışılan Yeni Sivil Havacılık Modeli’nin üç temel yapıdan oluştuğunu belirtti. Bu yapılardan ilkinin, havacılık faaliyetlerinin yönetildiği otomasyon sistemi olduğunu aktaran Yüksek, geliştirilen çözümlerin yalnızca Türkiye için değil, dost ve kardeş ülkelerin de kullanımına uygun şekilde tasarlandığını ifade etti.
Modelin ikinci ayağını, insan kaynağı ve lisanslama süreçlerinin yönetildiği KDM ORG platformu oluşturuyor. Üçüncü ayakta ise faydalı servisler kapsamında geliştirilen Mania sistemleri, insansız hava aracı çözümleri ve çeşitli yazılım uygulamaları yer alıyor.
ICAO DİJİTALLEŞME HEDEFİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR TAMAMLANIYOR
Yeni modelin çıkış noktasının ICAO’nun dijitalleşme hedefleri olduğunu vurgulayan Yüksek, kurumun tüm süreçlerini yazılımsal altyapılar üzerinden yürütmeyi hedeflediklerini söyledi. Yaklaşık üç yıldır devam eden çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığını belirten Yüksek, 2026’nın ilk çeyreğinde tüm modüllerin devreye alınacağını açıkladı.
Geliştirilen yazılım altyapısının, dost ve kardeş ülkelere kurulduğunda kısa sürede üst düzey operasyon imkânı sunduğunu kaydeden Yüksek, bu yapının Türkiye için önemli bir yumuşak güç unsuru olduğunu dile getirdi. Sistemin, TÜRKSAT altyapısı üzerinden Suriye, Libya, Türk Cumhuriyetleri ve Balkan ülkeleri dahil yaklaşık 50-60 ülkeye aktarılabilecek kapasiteye ulaştığı bildirildi.
EĞİTİM VE İHA PROJELERİ ÖNE ÇIKIYOR
Uluslararası sivil havacılık ekosisteminden uzun süre uzak kalmış ülkelerde altyapının yanı sıra insan kaynağının da büyük önem taşıdığını belirten Yüksek, Türkiye’nin bu ülkelere eğitim desteği sağladığını söyledi. Türkiye’nin, özellikle İHA operatörlerinin eğitimi konusunda önemli bir merkez haline geldiğini ifade etti.
Havalimanlarının istem dışı dronlardan korunmasına yönelik projeler üzerinde de çalışıldığını belirten Yüksek, Savuran Hava Savunma Sistemi Projesi kapsamında ani müdahale ekipleri niteliğinde bir yapı kurgulandığını aktardı. Projede, havalimanı çevresinde konuşlandırılan ve yüksek hızlara ulaşabilen dron sistemlerinin yer aldığı bildirildi.
KUŞ ÇARPMALARINA KARŞI DRON ÇÖZÜMÜ GELİŞTİRİLDİ
Göç dönemlerinde kuş çarpmaları nedeniyle uçaklarda ciddi hasarlar meydana geldiğini belirten Yüksek, bu durumun Türkiye’de havayolu işletmelerine yıllık 80-90 milyon dolarlık zarar oluşturduğunu ifade etti. Proje kapsamında geliştirilen iki dronun ses ve ışık yoluyla kuşları havalimanı çevresinden uzaklaştıracağı, sistemin yalnızca havalimanları değil diğer kritik tesislerin korunmasında da kullanılabileceği aktarıldı.
LİBYA ASKERİ HEYETİNİ TAŞIYAN UÇAK KAZASI İNCELENİYOR
Yüksek, Libya askeri heyetini taşıyan uçağın düşmesine ilişkin de açıklamalarda bulundu. Uçağın Malta sivil havacılığına tescilli olduğunu ve tüm operasyonel süreçlerin ilgili ülke tarafından yürütüldüğünü belirten Yüksek, uçuş izni için gerekli evrakların kontrol edildiğini söyledi.
Kazaya ilişkin ilk incelemelerde kalkış ve hava trafik kontrolörleriyle iletişimde sorun bulunmadığını aktaran Yüksek, ancak uçuşun ilerleyen safhasında pilotun elektrik arızası bildirdiğini kaydetti. Uçağın kara kutu verileri ve telsiz kayıtlarının incelenmesiyle olayın tüm yönleriyle netlik kazanacağını ifade etti.







